Gökyüzü Savaşçıları
yazarTURAL
- Reads 1,461
- Votes 75
- Parts 3
Yüzyıllar önce krallığın dışında ki evrenlerin varlığına şahit oldum. Bir bilinmezliğin içinde keşfedilmemiş diyarlara yolculuk ettim. Onların Dünya diye adlandırdıkları toprakları gördüm. Oysa bizim atalarımız onlar için çoktan biçilmiş ismi bulmuştu. "Rashan" diyorlardı, onlara güçten yoksun olanlara söyledikleri deyim ile sesleniyorlardı. İşin çılgınca tarafı ise o topraklara adım attığımızda büyüden arındığımı fark etmiştim. Bu keşfimi halkıma anlattığım da yaratılışımızı bozduğunu söyleyenler oldu. Fakat bana kalırsa burası kutsal topraklardan ibaretti. Sahip olduğumuz güç sadece armağan değildi. Aynı zamanda bir zehri barındırıyordu. Bir zaman sonra benim sözlerimin onlarda bir değeri olmadığını görmüştüm, bu yüzden düşüncemi bir daha sesli olarak telaffuz etmemiştim.
Krallıkta kaderimin hiçbir zaman değişmeyeceğime inanıyordum. Onların Dünya'yı inceleme fikirlerine şaşkınlıkla yaklaşmıştım. Beni gözlerinde korku ve endişe içerisinde kehanet odasına getirdiklerinde asıl sebeplerini tesadüf ve meraktan fazlası olduğunu görmüştüm. Gökyüzü Krallığı asla kafalarının ortasına bela gelmeden önlem almayı tercih etmezdi. Belki de tüm sorunumuz hata yapmadan doğruyu bulamıyor olmamızdı. O kehanet düştüğünde, bunun başımıza açılacak bir beladan fazlası olduğunu bilmiyordum. Belki de onlarda bunun farkında değillerdi. O sözleri sizin dilinize çevirecek olursam şöyle yazıyordu;
"Beyaz'ın kaderini görüyorsunuz,
Küller içerisinde yanan kaderiniz ile birlikte..."
Ateşten düşen bir kadın bütün krallığın ortasına yerleşmişti. Onun gücü olmadığını düşünenler aptallık ediyordu. Bu kadının sırrı düşündüğümüzden karmaşıktı. Çözülmesi imkânsız bir bilinmezliğin içerisinde yolculuk ederken, Beyaz'ların hayatımızda ki yerini görmek ister misiniz?