sadecebiryazan adlı kullanıcının Okuma Listesi
29 stories
Kopya by -Valen-
-Valen-
  • WpView
    Reads 111,103
  • WpVote
    Votes 5,334
  • WpPart
    Parts 34
Özel okulda burslu okuyan rüya'nın kopya ticareti yaptığını bilen berkay bir gün matematik sınavına çalışmadığı için rüyaya yazar.
Camdan İçeri Sızan by birokuryazarrr
birokuryazarrr
  • WpView
    Reads 111,294
  • WpVote
    Votes 4,511
  • WpPart
    Parts 40
Bir mahalle. İki kadın. Ve yavaş yavaş içeri sızan yepyeni bir hayat... Hüma ve Miray, geride bıraktıkları onca karmaşadan sonra küçük bir mahalleye taşınırlar. Yenimahalle; sokaklarında çocuk kahkahaları, balkonlarında çiçekler, pencerelerinden umutlar süzülen bir yerdir. Burada, tozlu raflardan silinmiş bir hayalin peşindedirler: Bir pastane. Küçük bir dükkan, büyük bir başlangıç. Ama bazen hayat, tam da en sessiz anlarda başlar. Fırın kokularının arasına anılar karışır, mahalleye sinmiş sesler kalbin içine işler. Camdan içeri yalnızca güneş sızmaz; geçmişin gölgeleri, geleceğin ihtimalleri ve belki... bir çift göz de o camın ardında bekler. Bu, acele etmeden anlatılan bir hikâye. Yavaş yavaş. Tıpkı mutluluk gibi...
Sessizliğimin Roman'ı by kardomii
kardomii
  • WpView
    Reads 39,686
  • WpVote
    Votes 2,704
  • WpPart
    Parts 12
Genç ressam Neva Alanka, yıllardır kalbinde ve aklında üzerini örttüğü kişiyi sır gibi saklıyordu. Aslında her şey açıktı, görmek isteyen görüyor, duymak isteyen duyuyordu. Ama Roman Oflaz... O sevgiyi yıllarca görmedi, o sevgiyi dile getiren kelimeleri duymadı. O sevginin üzerini örten katran karası renkteki nefreti ise anlayamadı. Neva Alanka, tüm tablolarında tek bir kişiyi ve o kişinin ona bıraktığı acıyı yansıttı. Fırça darbeleri, kalbini dinleyerek kağıtların üzerinde ağır ağır gezindi, anılar, acılar, görünmeyen yaralar çizdi. Sevdiği adam için sesini kaybetmişti, özünü, ruhunu unutmuştu. Kimse anlamadı. Roman Oflaz ise, onun adını haykıran küçük kızı duymadığı gibi onun kalbine bıraktığı acıyı da, ruhuna açtığı derin yaraları da bilmedi, görmezden geldi. Her karşılıksız aşktan, bir nefret doğardı... Neva Alanka, kalbini parçalara ayıran, ruhuna daima kanayacak yaralar açan, şen sesini duymayan, onu hiç görmeyen Roman Oflaz'a, yara mı olacaktı yoksa yara bandı mı? KİTABIN TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR, (Ç)ALINTI DURUMU OLURSA HUKİKİ İŞLEMLER BAŞLATILACAKTIR. 02/02/2025
Gümüş Yürek (Kitap oldu) by samimiokur
samimiokur
  • WpView
    Reads 215,466
  • WpVote
    Votes 22,564
  • WpPart
    Parts 44
Çevremdeki ağaçlar aynı gözükseler de aynı değiller. Uzaktaki dağlar bildiğimden daha soğuk. Rüzgar aynı hissettiriyor belki ama o bile tanıdığım rüzgar değil. Çünkü benim dünyamda çoktan unutulmuş büyüleri taşıyor kucağında. Olduğuma inandığım yerde değilim. "Bana her şeyi anlat. Bana dünyanızla ilgili her şeyi, en küçük detayına kadar anlat." Ben, Eira Morwen, dönmenin bir yolunu öğreneceğim. Ve ancak her şeyini bilirsem büyüyle ve korkunç canavarlarla dolu bu dünyanın girişini de çıkışını da bulabilirim.
ZAMANIN ZİRVESİNDE ÖLÜ KORSAN by Talkinglibrary
Talkinglibrary
  • WpView
    Reads 10,386
  • WpVote
    Votes 1,381
  • WpPart
    Parts 1
Aydınlık Vaadi'nin sakin limanı, o gece karanlıkla yıkanmıştı. Prenses Elara, balıkçı sevgilisini kurtarmak için gizlice lanetli gemiye sızmıştı. Fakat aniden, ölü denizcilerin dehşet verici saldırısına tanık oldu. Balıkçı, ölü denizcilerin acımasız pençeleri arasında parçalanıyordu, prensesin gözleri korkuyla doluydu. Prenses korkuyla parıldamaya başladı. Bu parıltı elbette asırlardır hayatta bile sayılmayan Ölü Korsan Jhon'un dikkatinden kaçmayacaktı. Onun kanının ölüleri yeniden diriltmek için hayati bir rol oynadığını görür görmez anlamıştı. Efsaneleri herkes bilirdi, Jhon bile. Ölü denizcilerin karanlık gölgeleri içinde kaybolan prenses, içindeki aydınlık gücünü hissederek, umutsuzca direnmeye çalıştı. Sevdiği adamın sonunu getirmiş lanetli bir mürettebatla aynı gemideydi. Üstelik en büyük dilekleri için anahtar görevi görecekti. Ölü Jhon ne kadar kötü biriydi? Belki de en az namı kadar.
FANTOM ETKİSİ doğa dönüyor  by Talkinglibrary
Talkinglibrary
  • WpView
    Reads 1,244,247
  • WpVote
    Votes 44,555
  • WpPart
    Parts 27
Yaşamı boyunca hiç kimsenin onu "tehlikeli" olarak nitelendireceğini düşünmezdi. Eh, hayat bazen hoş olmayan sürprizler yapabiliyordu. "Nefes al," dedi kendine. "Çünkü her an biri gelip onu senden alabilir." Ölüme kapadığı gözlerini bir öncekilerden çok farklı, çok daha karanlık bir dünyaya açmıştı. Tek bir bakışla tüm o renklerin, o sihrin ve mükemmeliyetin ondan çok uzakta, geçmişte kaldığını anladı. Yakında uğruna savaşması gereken tek şeyin canı ile sınırlı olmadığını da anlayacaktı. Belki bu gökyüzü bile olmayan evrende, kalbini verdiği cesaret timsali oğlan, belki de sayısız esir ve acılı ruh. Her biri Alessia'nın büyüsünü ve kılıcını savurması için dualar ediyordu. Yüzlerce Labradorit, Garnet, Sitrin ve Yem edilmiş ruh refaha kavuşacak ya da daha karanlık günler ile karşı karşıya kalacaktı. Alessia ruh yiyen bir imparatoru yerle bir edebilir miydi? Edemezsin demişlerdi. Göreceklerdi.
RAVEN SUİKASTÇISI by Talkinglibrary
Talkinglibrary
  • WpView
    Reads 8,174
  • WpVote
    Votes 424
  • WpPart
    Parts 1
SARKAÇ(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 15,965,688
  • WpVote
    Votes 612,782
  • WpPart
    Parts 31
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.
ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 371,624
  • WpVote
    Votes 21,186
  • WpPart
    Parts 8
"Ondan hoşlanıyor musun?" Kıskanç çıkan sesine ne tepki vereceğimi bilemiyordum. "Ona sarıldın." Kaşları çatıldı. "Hoşlanmasaydın sarılmazdın. Hoşlanıyorsun ki sarıldın." Burnundan nefesini sertçe verdi. "Bana bile sarılmadın." Ters ters baktı. "Bana niye sarılmıyorsun?" Kıskandığı kişi en yakın arkadaşıydı. Ve onun arkadaşı benim babamdı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eflah kim olduğumu bilmeden beni seviyordu ama ben, onun kim olduğunu bile bile ona âşık olmuştum. Benim günahım daha büyüktü. Bir insanın başına en kötü ne gelebilirdi? Babam gözlerimin önünde öldürüldüğünde ve onu öldüren annem olduğunda en kötüsünü yaşadığıma çok emindim. Artık annem cezaevinde, babam ise mezardaydı. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki? 25 yıl geçmişe gitmek? Bu kötünün de kötüsü olabilir miydi? Ölümcül bir kaza sonucu kendimi 1998 yılında bulduğumda o an için bunun bir felaket olduğunu düşündüm. Felaket bir durumdu çünkü bu zaman diliminde anne ve babamla aynı yaşlardaydım. Onların hayatına bir yabancı gibi girmek zorundaydım. Ama aslında felaket sandığım şey mucize de olabilirdi. Mucizevi bir durumdu çünkü bu zaman diliminde annem cezaevinde, babam da mezarda değildi. Onların evlenmesinin nedeni annemin bana hamile kalmasıydı. Ana rahmine düşmeme sadece üç ay kaldığını anladığımda ise kendi doğumumu engellemenin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Annemi cezaevinden, babamı da ölümden kurtarmanın tek yolu bu olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Planını uygulamak için babamın arkadaşı Eflah'ın evine bir dadı olarak işe girmekse hayatımda verdiğim en kötü karardı. Bunu ona anlatmanın bir yolu var mıydı? Buraya ait olmadığımı, öyle bir uğradığımı anlatmanın bir yolu olmalıydı. Doğru insanı yanlış zamanda bulmak birine verilen en büyük ceza olmalı.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,181,044
  • WpVote
    Votes 722,463
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.