💯
10 stories
Işıktaki Karanlık  by Blacklnkdreams
Blacklnkdreams
  • WpView
    Reads 36
  • WpVote
    Votes 3
  • WpPart
    Parts 2
Daha küçükken başlamıştı herşey 11 yaşında o gece gelip ailemi elimden almışlardı. o günden sonra yaşama nedenim sadece intikam için intikam ateşiyle büyüyordum küçük yaşta yetimhane'ye düşmüştüm ve orda büyüdüm 18 yaşıma geldiğimde onu aramaya başladım. onu bulmalıydım hayatımı mahfeden adamı bulmalıydım annemi,babamı ve kardeşimi öldürmüşlerdi ve şimdi sıra bende öldürme sırası bende sonra ölen kardeşim aslında yaşıyordu kardeşimi öldürmemişlerdi ve hayata tutunma sebebim 2 olmuştu, kardeşimle bir olup annemize ve babamiza yaptıklarının cezasını kesmiştik ve öldürdüğüm adamın oğlu karşıma çıkmıştı oda benim gibi babasının katilini öldürmek istiyordu yani beni ama ödeşmiştik ve suçluluk duymuyordum ve aşk mı kazanacaktı yoksa intikam mı ve sonunda aşk kazandı,birbirimize aşık olmuştuk istemesekte aşık olmuştuk. ama olamazdı ben onun babasının katiliyim ve onun babası benim annemin ve babamın katili bu olamazdı ama oldu ve o gün geldi evlenmeye karar vermiştik ama bilmediğimiz birşey vardı, bizi takip ediyorlardı ve o karanlık kendi düğünümde gelmişti ailemi kaybetmiştim ve tekrar aile kurdum kendi ailemi tekrar kurdum ve onuda benden aldılar ve o gün herşey bitti...
SON NEFES  by Valensima
Valensima
  • WpView
    Reads 444
  • WpVote
    Votes 73
  • WpPart
    Parts 9
"Seni anlardım, dinlerdim seni. Acını da paylaşırdım. Ama sen hep kaçmayı tercih ettin. Seni seven insanların hayatında okadar yoksun ki... Okadar uzak ve mesafelisin ki.. Senin ne söyleyeceğini ben sana söyleyeyim mi? Ben karanlığım. Ben kötüyüm! Ben acı verenim. Seni sevdiysem azcık bile sevdiysem bile, artık sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Sana sadece acıyorum. Sen kaybettin. Beni sen kaybettin. Sen seni gerçekten çok ama çok sevebilecek birini kaybettin! Senin benim gözlerimin içine bakıp, iki kelime söylemeye cesaretin yok, hadi söyledin. Onun arkasında durmaya, cesaretin yok, duydun mu yok. Yok! Şimdi bırak." "Bırakmam bu sefer olmaz! Kalbim ve beynim arasında hep bir savaş vardı. Seni sevmenin ve sevmek istemediğimin, nedenleri vardı. Nefes ben en acısını seçtim. Yakmayı! Zihnimdeki asıl düşmanı seni yok etmeyi seçtim. Arada kaldım. Ama engel olamadım! Kalbim bu sefer engel olamadı. " " Çok geç"Diye titredi Nefes. "Bırak! Bıraktın zaten beni çoktan bıraktın sen, bırak artık" Çaresizlikle sevdiği adamdan delicesine kaçmak istedi. Bir daha onun zehirli kalbine dokunmak ve acı çekmek istemedi. Ona gidecek kadar sevgisi varken, onsuz kalabilecek kadar cesaretliydi. İnsan celladına aşık olur muydu? O olmuştu. Kurgu tarihi 10 Nisan 2023 🖤 Yayın tarihi 9 mayıs 2023
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,039,060
  • WpVote
    Votes 718,179
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Mahkumiyet (+18) by siredtohopeless
siredtohopeless
  • WpView
    Reads 5,226,352
  • WpVote
    Votes 112,968
  • WpPart
    Parts 103
❗️Kitap ağır cinsellik ve vahşet içerir❗️ ... "Söz verebilir misin, Liya?" "Sana söz veriyorum, seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. Senden vazgeçtiğim gün, kendimden vazgeçtiğim gün olur ve o gün canımın bir değeri kalmaz çünkü ben seninle hayat buldum." Hayat bulduğum adam, intikam hırsı için hayat verdiği kadının hayatını acımasızca kopardı içinden ve onu ölüme terk etti. Fakat kadın hayatının katiline her şeye rağmen aşıktı. Hayır, sevdalıydı. Özür diliyorum hayatım ama ben katilini çok seviyorum... Bu sevginin cezası, hapsolduğum mahkumiyetin acımasız sevdasıydı. Hiç bitmeyecek olan bir cezaydı çünkü ben Alihan Karalı'dan vazgeçtiğim gün, kendimden de vazgeçecektim. ... İçerik: Dram | Romantizm | Vahşet
MAHİ (Mahalle Hikâyesi) by tugbaaticicosar
tugbaaticicosar
  • WpView
    Reads 3,070,637
  • WpVote
    Votes 97,425
  • WpPart
    Parts 19
Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı. "Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi. "Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?" Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu. "Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,147,219
  • WpVote
    Votes 1,586,611
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
UNUTULMAZ  by Valensima
Valensima
  • WpView
    Reads 263
  • WpVote
    Votes 52
  • WpPart
    Parts 5
Aşk acı çekmekmiş anladım. Öyle bir acı ki, ne deniz mavi artık, Ne de bulutlar beyaz. Güneş aşkı bilseydi kapkara olur doğmazdı bir daha. Ya ben nasıl uyanacağım her yeni güne? Şu aydınlık gökyüzü gece gibi görünürken bana. Oysa aşk günahmış, yoksa ben miyim günahkar? Peki nasıl söküp atacağım bu kalbi göğsümden? Nasıl unutucağım daha ilk baharımda hayatımı çöle çeviren o sıcak günleri? Nasıl? Allah'ım aşk pişmanlıkmış, aldanmakmış çaresizlikmiş, boyun eğmekmiş kara kadere. Gözlerim gözlerine değdiğinde öyle ısındı ki içim, o anda bir rüyaya uyandım. ● Kapak Tasarımı: @sloaneraine
KOLEZYUM +18 by venyarosa
venyarosa
  • WpView
    Reads 232
  • WpVote
    Votes 57
  • WpPart
    Parts 4
Kolezyum artık yalnızca taş duvarlardan ibaret değildi. Deneylerin arenasıydı orası. Ve insanlık, bu ölümcül çemberin tam ortasında yeniden kodlanıyordu. Vicdanın sesi çoktan susturulmuştu. Üstü karalanmış, duvarları kirli paralarla örtülmüş; bedenlerimiz bile bize ait olmaktan çıkmıştı. *** Yardım etmek için bir adım attığında her şey için çok geçti. Talya, bir sırra fazlasıyla yaklaşmıştı. Kazı alanından çıkan, üzerine lanet gibi yapışmış o paha biçilemez "kolye", esaretin ilk bedeliydi. İnterpol'ün bile peşine düştüğü bu gizemli nesne, KOLEZYUM'un kapılarını sonsuza dek kapatacak bir zincirin halkasıydı. Ve şimdi, Talya o zincirin tam ortasında... Kolezyum'un pençesinde sıkışıp kalmıştı. *** Dudaklarının tadını andıran bir güzellikte bir kızımız olsun. Gizlice, kimseler bilmeden sığındığımız bu an var ya, İşte o an, yuvamızın en sıcak başlangıcı. Ve sen... Bir ömür boyunca göğsümde, Hiç kimsenin erişemeyeceği bir huzurla kal, güzelim." Koynunda, kolezyumun sancısından uzak, huzurla kapattım gözlerimi. Son kez... dudaklarıma tüy hafifliğinde bir öpücük kondurdu. Ardından, şakağımdan derin bir nefesle kokumu içine çekti. Sanki kalbinde bir veda gizliydi, çok önceden sezmişti gidişi. O hep biliyordu... Ben ise sadece, güzel bir yalanın içinde kendimi kandırıyordum. Ve bu savaşta hayatta kalmak değil, insan kalmak en zoruydu.
DİKİZ İZİ by hermmesis
hermmesis
  • WpView
    Reads 145
  • WpVote
    Votes 27
  • WpPart
    Parts 2
Geçmişten koparılan kanlı gözyaşı kendini unutturduğunda geriye sadece beden kalırdı. Bir bebek doğdu. Koparıldı o gün annesinin kucağından ve o gün bir anne boş kundağa döktü şeffaf kanla bezenmiş ilk gözyaşını. Acısını o kundağa yaslanarak, sarılarak yaşadı. Bir baba ilk kez bu kadar zayıf olduğuna isyan etti, kızından kalan bir adet kıyafet parçasına döktü isyan dolu gözyaşlarını. O yaşları silecek bir kızı yoktu artık, hiç var olmamış gibiydi. Bir abi yaşadı ilk kez kaybetmeyi. Kalbine saplanan hançer ruhunu akıttı ve geriye bir beden kaldı. Kardeş sancısını yaşadığı yaşları son nefesleri oldu. Ve o gün, kundağa düşen gözyaşı kururken, başka bir yerde, başka bir karanlıkta gözlerini açtı bir bebek. Aylarca duyduğu annesinin sesiyle değil, düzenli bir şekilde ses çıkaran makinanın sesiyle açtı gözlerini karanlığa O artık bir kız çocuğu, insan veya bebek değildi. O artık 107 numaralı bir deneydi. Adı yoktu. Kimliği yoktu. Ailesi yoktu. Ama içinde, çok derinlerde bir yerde, hâlâ ağlıyordu. Annesinin şefkatli kollarına sarılarak geleceğini umduğu Dünya, gözlerini açar açmaz ona ilk kazığını vurmuştu.
RÜYA GÖZLERİ {+18} by Purplevoiid
Purplevoiid
  • WpView
    Reads 22,900
  • WpVote
    Votes 574
  • WpPart
    Parts 15
Bu hikâye, ölüm ve yaşam arasındaki çizgide yürüyen bir kızın hikâyesi. Bir yanıyla Azrail'in sessiz gölgesine dokunacak kadar kutsal, bir yanıyla iblisin fısıltısına yaklaşacak kadar tehlikeli. Derya araştırdıkça, tarih boyunca süren bir savaşın izlerine rastlıyor. Eski metinlerde, unutturulmuş dualarda, karanlık kitaplarda hep aynı şey yazıyor: Azrail ve İblis bir zamanlar aynı kaynaktan doğmuşlardı. Biri itaat etti, biri isyan etti. Ve şimdi, yüzyıllardır süren sessizlik bozulmak üzere. Rüyalar, kehanetlere dönüşüyor. Kehanetler, kanla yazılmış gerçeklere. Artık Azrail bile emin değil: İyilik gerçekten kazanabilir mi? Yoksa insanlığın kaderi çoktan karanlığa mı yazıldı? "Rüyanın Ardındaki Savaş", insanın inançla korku arasında kaldığı, kaderle özgür irade arasındaki en ince çizgide ilerleyen sarsıcı bir hikâye. Bir genç kadının, ölümün bile ötesine geçen bir sırrı çözmeye çalışırken nasıl büyüdüğünü, nasıl kırıldığını ve sonunda nasıl direndiğini anlatıyor. Bu roman, yalnızca bir fantastik hikâye değil. Bir uyarı. Bir rüyanın içinde sıkışmış insanlığın hikâyesi. Derya Naz Demirel, artık sadece bir kız değil. O, Tanrı'nın sessiz tanığı. O, ölümle konuşan son insan. Ve onun rüyası, bizim son uyarımız olabilir. !! Bu hikaye tamamen hayal ürünüdür!!