ilaykaraca
- Reads 34,774
- Votes 1,339
- Parts 20
Aşık olduğu yüzbaşına müstehcen mesajlar atan Beliz Yıldırım. Bunu yaparken iki şeyi hiç hesaba katmamıştı:
1. Yüzbaşının numarasını daha ilk günden bulacak kadar kararlı olmasını,
2. O mesajları ertesi gün bizzat kapısına dayanacak kadar ciddiye almasını.
&&
"Şimdi gelelim bana attığın o çıldırtıcı mesajlara..." dedi Göktuğ, dudaklarında yaramaz bir gülümseme vardı.
Siktir... onun da hesabı sorulacaktı, değil mi?
Gözlerimi kaldırıp ona baktım, dudaklarımı istemsizce dişledim.
Dudaklarımı ısırdığım noktaya dudaklarını değdirdi ama öpmedi... sadece yavaşça yaladı, adeta beni delirtmek istercesine.
"Onları yazarken aklından ne geçiyordu, hm?" dedi kısık bir sesle. Sesi gülümser gibiydi ama gözlerinde tehlikeli bir parıltı vardı.
"Her şeyi de sorgulayacak mısın böyle, Göktuğ Yüzbaşı?" dedim nefes nefese.
Başını yana eğdi, dudaklarının kenarı kıvrıldı. "Yok... bugün sorgulamak yok. Daha işlerimiz var. Ondan sonra uzun uzun konuşuruz."
Ve bir anda, hiçbir uyarı vermeden sertliği içime girdi. Çığlığım salonun duvarlarına çarpıp yankılandı.
Göktuğ sertliğini aniden içime bastırdığında çığlığım boğazımdan kopup duvarlara çarptı. O ise hiç yavaşlamadı, aksine bedenimi her darbede daha da kendine çekiyordu.
"Komutan... ahhh-" dudaklarımdan istemsiz iniltiler dökülüyordu.
Göktuğ'un elleri kalçamda öyle güçlüydü ki, sanki bedenim ona aitmiş gibi beni yönlendiriyordu. Koltuğun altında yaylar gıcırdıyor, ama ben sadece onun ritmini, onun sıcaklığını hissediyordum.
Her hareketinde içimde bir fırtına kopuyordu. Dizlerim titriyor, tırnaklarım sırtına gömülüyordu. Dudaklarını boynuma bastırıp ısırdığında, bedenim tamamen teslim oldu.