Şansa inanır mısınız?. Şahsen ben inanıyorum, başımıza gelen çoğu şeyin şans meselesi olduğunu düşünüyorum. Asya, aile sorunu olduğu için küçük yaşta annesi ile Kıbrıs'a taşınır fakat Asya arkasında en sevdiği arkadaşını bırakır. Asya liseye giden normal bir kızdır ta ki arkadaşlarının onu bir konsere götüresiye kadar. Asya o gece gerçek aşkı ve arkasında saklanan küçük bir sürpriz ile karşılaşır. Hayatı sevmesini sağlayan o kişiyi bulur.

Her şey Afra'nın yeni okula gitmesiyle başlar. Bu gittiği okulda Aras ve çetesi ile tanışır. Ve bu çete'nin kötü şakalarına uğrayacak yeni kişidir. Bakalım Aras ve Afra'nın nefreti ne zaman aşka dönüşecek? Aşk kimleri değiştirecek? *Peki ya aşk her şeyi affeder mi?* (Wattpad klişelerinden)

Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuniyet, gözlerini daha da büyütüyor, gülüşü dudaklarını aşmaya çalışıyordu. "Cana can!" Sesi sert, ancak bir o kadar da memnundu. "Kadına kadın!" Keskin nişancının parmağı yavaşça tetiğe baskı yapmaya başladı. "Kıza kız, Anıl!" Beş saniye... "İşini bitir!" "Onun gözleri, özgürlük bulduğum gökyüzü değil, boğulacağım denizdi. Ama artık boğulmaktan korkmuyordum, çünkü ben de onun yanmaktan korktuğu ateşe dönüşmüştüm." Bu kitapta bahsedilen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür; her ayrıntısı, sadece kurgusal bir dünya oluşturma amacını taşımaktadır.

Küçükken âşık olduğu çocukla yetişkin olduktan sonra anlaşmalı olarak evlenen Aleyna'nın hikayesi. İlk olarak anlaşmalı bir evlilik olarak görünse de daha sonradan ortaya çıkacak olan sırlar. Kitap aşk, sırlar , geçmiş hikayeler ve gelecek aşkları barındıran sadece aşk hikayesi olmayan bir kitap. Merak, gizem ve komedi içerir.

Babasının zoruyla kaydını özel okula aldıran Rüya okulun sevilen Çocuğu Aras'la tanışır. Ve hikayemiz başlar.

Sen yaz saati uygulaması, Ben kış saati. Ortak bir takvimimiz bile olmadı. Seni bir saat ileri almışlar, Beni bir saat geri. Bu zamanlar yoksa bize düşman mı?

Kalp kırıklığı. O kadar acı ve boğucudur ki ne olduğunu anlayamazsın. Ve bazen acılar izler bırakır. Bunlara Girye denir. Acılar ruhunda girye bırakır. Dışarıdan kimse görmez, çünkü bilmelerini istemezsin. Ve bazen, hissettiklerin ve gösterdiklerin farklıdır. Unutma Parla; insanlar acıya boğulmaz. İnsanlar acıya boğdurur...

Kehanetlere inanır mısınız? Ya da aşka? "Aslında en iyi aşk, değil tanımak, hiç görmediğin kişiye duyulan aşktır." Der Orhan Pamuk. İşte bu yönüyle aşk, kehanetten ayrılır. Önceden bilemezsiniz aşık olacağınızı. Sezemezsiniz. Seçemezsiniz. Bir parçam haline gelen tarot kartlarım bile aksini söylerken kalbim delicesine onu istedi. Kapıldım rüzgarına. Savruldum ayazında. İşte o gün anladım. Aşk denilen illet, tüm kehanetleri önünde diz çöktürecek bir kudrete sahipti.