lahzaadavaveyla
RUMİ MİLENKO
Herkes hikayeme kader derdi. Ben buna sadece bir algoritma diyordum.
Yirmi üç yaşındaydım ve tek bildiğim dünyanın koca bir mantık hatası olduğuydı. Kodları kırıp, hataları düzelten sıradan bir hacker'dım. Ta ki onu görene kadar. Metro vagonunda, iş çıkısı saatinde, insan kalabalığının içinde duruyordu. Hazem.
Onu gördüğüm an tüm mantığım çöp oldu. Bu adam benim olmalıydı.
Araştırmalarıma göre dövme sanatçısıydı, acıyı ve tutkuyu deriye işleyen sanatçıydı. Kırılgan ruhumun saplantı yuvası olacaktı. Günlerce onu takip ettim. Fotoğrafladım. Her gülüşünü, her çatık kaşını, bedenindeki her dövmesini odamın dört duvarına astım.
Güzel ama saf, sarışın bir kızı seviyordu. Yok edilmesi gereken aptal bir hataydı kız. İçimdeki zehrin panzehirini bulmuştum ve aramıza giren herkesi gerekirse mezara gömecektim. Kendi kanımı akıtmak pahasına.
HAZEM NOVAK
Rumi Milenko seksi, cesur, zeki ve dokunuşuyla beni yakan bir kadındı. Sasha'nın yasını tutarken gelen bir fırtınaydı. Onu hayatıma kabul ettim çünkü Rumi bir meydan okumaydı. Onunla yaşadığım aşk içimdeki karanlık pişmanlık duygusunu bastırıyordu.
Öldürülen her yeni kurbanın manşetinde, Sasha'nın yüzünü görene dek Rumi'yi sevdiğimi inkar edemezdim. Rumi sadece deli bir âşık mıydı yoksa bir katil mi ?
" Erkekler itaat etmeli. Özellikle de benim istediğim erkekler. "
SEVGİLER, RUMİ MİLENKO