venyarosa
Kolezyum artık yalnızca taş duvarlardan ibaret değildi. Deneylerin arenasıydı orası. Ve insanlık, bu ölümcül çemberin tam ortasında yeniden kodlanıyordu. 
Vicdanın sesi çoktan susturulmuştu. Üstü karalanmış, duvarları kirli paralarla örtülmüş; bedenlerimiz bile bize ait olmaktan çıkmıştı.
***  
Yardım etmek için bir adım attığında her şey için çok geçti.  
Talya, bir sırra fazlasıyla yaklaşmıştı.  
Kazı alanından çıkan, üzerine lanet gibi yapışmış o paha biçilemez "kolye", esaretin ilk bedeliydi.  
İnterpol'ün bile peşine düştüğü bu gizemli nesne, KOLEZYUM'un kapılarını sonsuza dek kapatacak bir zincirin halkasıydı.
Ve şimdi, Talya o zincirin tam ortasında...  
Kolezyum'un pençesinde sıkışıp kalmıştı.
***
Dudaklarının tadını andıran bir güzellikte bir kızımız olsun.  
Gizlice, kimseler bilmeden sığındığımız bu an var ya,  
İşte o an, yuvamızın en sıcak başlangıcı.  
Ve sen...  
Bir ömür boyunca göğsümde, 
Hiç kimsenin erişemeyeceği bir huzurla kal, güzelim."
Koynunda, kolezyumun sancısından uzak, huzurla kapattım gözlerimi.  
Son kez... dudaklarıma tüy hafifliğinde bir öpücük kondurdu.  
Ardından, şakağımdan derin bir nefesle kokumu içine çekti.  
Sanki kalbinde bir veda gizliydi, çok önceden sezmişti gidişi.  
O hep biliyordu...  
Ben ise sadece, güzel bir yalanın içinde kendimi kandırıyordum.
Ve bu savaşta hayatta kalmak değil, insan kalmak en zoruydu.