BEYZA SÜRMEN
8 stories
DERİN SULAR by byzloey
byzloey
  • WpView
    Reads 1,894
  • WpVote
    Votes 180
  • WpPart
    Parts 6
İnsanlar su altına ait değildi, su altı deniz canlılarına aitti. Öyle de kalması gerekiyordu ama insanların aç gözlülüğü derin suları da gözüne kestirmişti. Aksel, bilim insanlarından çok daha fazla deniz hayvanı görmüştü, denizi ve okyanusları tanımıştı. En derin karanlık yerlerine inmişti. Birçok belgesel çekmiş çektiği birçok fotoğraf ile yeni canlılar keşfetmişti. Çünkü o dünyanın en iyi kadın dalgıcıydı ve su altını ondan daha iyi bilen hiç kimse yoktu, en azından o öyle sanıyordu. Çünkü onun hayatına takla attıracak 24 saatin sonunda olacaklardan bir haberdi, o 24 saatin sonrasında su altında olacakları tek bilen bilim insanlarıydı. Ve bu bilim insanları kendi hayatlarını kurtarmak için bir heyet oluşturmuş, insanlığın akışını değiştirmişti. Bilim insanlarının bilmediği şey ise efsanelerde ki deniz insanlarının da bu varlıklar arasında olduğuydu ve Aksel son dalışında bir tanesinin fotoğrafını çekmişti. Ama o fotoğraf derin suların dibini boylamış o kamera resmi çekilen deniz adamının topraklarında kalmıştı.
YARINLAR ZİFİRİ KARANLIK by byzloey
byzloey
  • WpView
    Reads 995,695
  • WpVote
    Votes 43,537
  • WpPart
    Parts 43
Önüme bir kadeh koydu, içine şarap doldurdu ve ince uzun parmaklarıyla masa da bana doğru ittirdi. Kimse dokunmadı, sadece gözlerimiz değdi kadehe ama o kadeh devrildi, kucağıma düştü ve içinde ki şarap bedenime yayıldı. Bu şarap benim kanımdı, şarap şişesinin kırılan cam parçaları benim kalbimdi ve kucağıma düşen bu kadeh benim hayallerimdi. Kadehi bana uzatan bu adam ise ölümle aramda ki tek engeldi.
SONUN BAŞLANGICI by byzloey
byzloey
  • WpView
    Reads 929
  • WpVote
    Votes 128
  • WpPart
    Parts 13
Kül olmuş bir şehir, gözünü karartmış bir bilim insanı tarafından anlaşmayla tamamen kendisine ait olur. Kül olmuş şehri alan bilim adamı Deniz Aras şehri yüz yıllar sonrasına götürerek teknolojik bir şehre dönüştürür. Tasarladığı bu teknoloji şehrinde bir kadın profesöre ihtiyacı vardır çünkü babası kendini buza gömdürmüş ve teknoloji yılında uyanmak istediğine dair bir not bırakmıştır. Profesör bilim kadını Hazel Alvers ise laboratuvarı mühürlenmiş kapana kısılmıştır. Ta ki gecenin bir saati aldığı bir telefonla evine gelen helikoptere binip Teknolojik şehre varana kadar. Yüz yıllar sadece bir adım ötemde.
LEZÂ by byzloey
byzloey
  • WpView
    Reads 49,909
  • WpVote
    Votes 3,468
  • WpPart
    Parts 41
İnsanlar cennete uzak, cehenneme yakındı. Cehennemin Kıyısında yürüyorlardı. Her yalanlarıyla, her günahlarıyla. İnsanlar yer yüzünde şeytandan kaçardı, çünkü bilirdi ki şeytanın ve kötülüğün onlara verebileceği tek ışık ateşin ışığı olurdu. Cehennem yer altındaydı, azaplarla ve günahların bedelini ödemek zorunda olan insanlarla doluydu. İnsanlarda oradan korkuyordu, oradan kaçıyordu. Asıl garip olan ise insanların şeytandan kaçmasına rağmen sığındığının yine şeytan olmasıydı. Yer altı ve yer yüzü birbirine bağlandığında ise herkesin öncelikli korkusu oydu... Bu hikayenin bir gölgesi bir de avcısı vardı. İkisi de Şeytanın hizmetkarıydı, görevlerini yapmadıklarında herkesin korktuğu o ateşe girmiş, cehennem azabını tatmışlardı. Bu acıyı duyan ve hisseden yer yüzünde ki tek insan ise ben olmuştum. Onların yer altında yandığı ateşte, ben yer yüzünde yanıyordum.
VALENS  by byzloey
byzloey
  • WpView
    Reads 484,075
  • WpVote
    Votes 22,184
  • WpPart
    Parts 54
Düzenleniyor • Dostluktan doğan düşmanlığın, düşmanlıktan doğan dostluğun, ölümden doğan yaşamın, yaşamdan doğan ölümün izi. Var olan ve yeni oluşacak düşmanlık.... Düşmanlar arası kapışmalar ve alınan intikamlar... Vazgeçmek güzeldi ama vazgeçmeye çalışmak büyük bir hataydı. Bu aşk beni ölüme götürdü, ölümün kıyısından döndürdü. Herkesi teker teker kaybettim ve kazanmak bir oyun değil ölümle yaşam savaşıydı.
MABEL | KİMLİKSİZLER  by byzloey
byzloey
  • WpView
    Reads 48,129
  • WpVote
    Votes 106
  • WpPart
    Parts 1
''Gerçekte kimsin sen?'' diye fısıldadım, gözlerimde karanlık yoktu. Mabel'in kahverengileri ve acıları vardı. Çaresizliği ve yalnızlığı vardı. Kalbim acıyla sıkıştı, derin bir nefes almak istedim. Hayat bunu bile bana çok görüyordu, almadım ihtiyacım olan o nefesi. Çünkü biliyordum ki benim ihtiyacım olan her şey sadece beni değil, Bir seri katili bir manyağı da besliyordu. ''Kaç kimliğin var Mabel?'' diye fısıldadım. Ben Mabel, gözlerinde bazen masumluğun bazen ise katilin bakışlarını taşıyan, henüz reşit olmayı yeni başarmış bir insanım, en azından benim bildiğim ben öyleydi. Tanımadığım beni sorarsanız, onu bende sizinle tanıyacağım ve benim Katil bakışlarım, kan kokan ellerim bana onun hiç de iyi biri olmadığını söylüyor. Benim masumluğumun aksine, onun benim sonum olduğunu söylüyordu. Ben masumdum ama o değildi. Ben soğuktum ama o sıcaktı. Ben korkaktım ama o cesurdu. İkimizde zıt kutuplardık ve birbirimize çekiliyorduk, çekildiğimiz her nokta da ise bedenimizden daha fazla kanlar akıyordu. ⚜️ Zihnimde var ettiğim herkesi, zihnimdeki başkalarıyla öldürdüm.⚜️
Ölümcül Kemanist by byzloey
byzloey
  • WpView
    Reads 130
  • WpVote
    Votes 10
  • WpPart
    Parts 1
Müzik Krallığı zamanının en yüksek anını yaşıyordu. Fakat Büyücü Krallığı da bunu istemiyordu, yaptıkları lanet sadece Müzik Krallığını değil Savaş Krallığını da yıktı. Bu yüzden Savaş Kralı intikamı Müzik krallığından alacaktı. Onun kraliçesinden alacaktı.
Alacakaranlıktan Şafağa Kadar by byzloey
byzloey
  • WpView
    Reads 231
  • WpVote
    Votes 27
  • WpPart
    Parts 4
"O kurşunu sıkmaya cesaretin yoksa silahı da boşa taşımamalısın" Çene kasları gerildi sanki bu sözlerimle biraz kızdırmıştım. Yüzünde mimik oynamıyordu.Gerçekten kusursuz bir tetikçi gibi duruyordu. İncelemesi ve ağır hareketleri bunu kanıtlıyordu. Kafasını yana eğdi, yüzü ciddileşirken arkada ki kıpırtıyı bende hissettim. Biri bizi izliyordu ki ben bir şey yapamadan gelen silah sesiyle izlediği son şey bizim birbirimize silah doğrultmamız oldu. "Bir darbeci daha" dedi keskin sesiyle. Silahını indirirken yanımdan geçip arkamızda ki ölmek üzere olan adamın yanına gitti. Silahı indirip peşinden gittim. Üstünden cüzdanını çıkarıp kimliğini aldı. Alır almaz elinden kaptım. Bu aradığımız adamın soyundan biriydi. Yani Mustafanın. "Sanırım saklanan fareyi deliğinden çıkarmaya başlıyoruz " diye mırıldanıyordum ki kimliği tekrar elimden kapıp inceledi. İstediğimi almıştım artık onun olabilirdi. Yine de bu gece onunla kapışmamı gerektiren bir durum yoktu. Başka tetikçilerde Mustafanın peşindeydi. Kimse onu öldürmeden onu alıp götürmem gerekiyordu. Ne kadar yakışıklı olursa olsun şu an ona vakit ayıramayacaktım. Silahı çantama tekrar koydum. Beni her an öldürebilirdi. Ya da her an önümü kesmeye kalkabilirdi ama yapmayacaktı. Hal ve hareketlerinden belliydi. Şu an birbirimize karşı bir rakipliğimiz yoktu. Hatta Mustafanın peşinde olan tetikçinin fazla olması işime geliyordu. "İkinci defa olmayacak." diyerek çıkışa yöneldim. Çıkmak üzereyken ayakkabımdan bir mermi sekti ve silahın sesi boş depoda yankılandı. Normalde bunu yapan birini öldüresiye dövebilir ya da öldürmeyen bir yerine sıkabilirdim ama bende yapmayacaktım "Bende de İkincisi olmayacak" arkamı dönmeden durduğum yerde sırıttım. Bunun beni korkutmayacağının bilincinde olmasını istedim.