Off taş gibi
3 stories
ÇİÇEĞİN KÜLLERİ by vaultsan
ÇİÇEĞİN KÜLLERİ
vaultsan
  • Reads 273
  • Votes 164
  • Parts 10
Bazıları karanlıkta yürür. Vela onunla doğdu. Vela Norda Kent, iz bırakmadan öldürmeyi öğrenmiş, geçmişini silmiş, duygularını gömmüş bir ajandır. Sadakatle bağlı olduğu örgütün kirli işlerini yaparken, her darbesiyle kendi geçmişinden bir parça daha koparır. Ama artık işler daha da farklı. Gizli dosyalar açılıyor, ölü sanılan isimler fısıldanıyor ve en güvendiği omuzlar çatırdamaya başlıyor. Bir görev, bir kurşun, bir ihanet... Vela'nın hayatındaki sessizlik, yerini kanla karışık bir çığlığa bırakmak üzere. Bu dünyada ikinci bir şans yok. Sadece yaşıyorsan varsın. Ve Vela hayatta kalmakla kalmayacak, yakacak. !KAPAK YAPAY ZEKA İLE ÜRETİLMİŞTİR!
AŞKIN DÖVÜŞÜ  by XLeydi8
AŞKIN DÖVÜŞÜ
XLeydi8
  • Reads 1,963
  • Votes 725
  • Parts 9
Yaşamak işkence gibiydi. Hayaller sadece düşlerden ibaretti. Karanlığın; en acı, en kötü işkence odalarında, mağdur bir kukla gibiydik. Beden onlara aitti, ama ruhum benimle birlikteydi. Sadece yaşamak için çabaladım. Acıları gömülen, büyük bir mezar yazılıydı. İçinde sadece biriktirdiğim yaslar ve boğulmaya meyilli duygular vardı. Ya yaşamak için çabala, yada ölmek için kaç! BU KİTAPTAKİ BÜTÜN HAKKLAR SAKLIDIR VE KİTAPTAN ÇALINTI YASAKTIR! HER ŞEY HAYAL ÜRÜNÜDÜR!
KIRIK AYNALAR CEMİYETİ  by Aybanabisioluyo
KIRIK AYNALAR CEMİYETİ
Aybanabisioluyo
  • Reads 2,506
  • Votes 2,098
  • Parts 25
Bir zamanlar, hatırlanmak istenmeyen anıların arasına sıkışmış beş küçük çocuk vardı. Kimi zaman bir sessizlikte, kimi zaman bir çığlığın ucunda unutulmuşlardı. Kollarında ince bir bıçak izi, içlerinde susmayan bir ayrılık yankısı taşıyorlardı. Suçsuzdular, evet. Bu oyunun kurucusu değillerdi sadece kurbanı oldular. Fakat kader, onlara ne bir soru sordu ne de bir çıkış sundu. Sadece aldı... çocukluklarını, güvenlerini, umutlarını. Onlar Kırık Aynalar'dı. *** Soğuk su aniden kadının başından aşağı döküldü. Kadının çığlığı, geceyi yırtarcasına yükseldi. Kurter gözlerini bağıran kadından alamıyordu. Kadın etrafına korkuyla bakıyordu; burada ne işi olduğunu anlamaya çalışıyordu. Soğuk rüzgar tenine işliyor, vücudu istemsizce titriyordu. Kadın çekingen gözlerle etrafa bakarken, boğuk ve titrek bir sesle sordu: 'N-ne oluyor burada?" Çatallaşmış sesi duyulduğunda, karşısındaki adam çoktan önünde dikiliyordu. Kurter, yüzüne sinsice yayılan bir gülümsemeyle onu izliyordu. Kadının adını hâlâ bilmiyordu ama gözlerindeki panik, gelecek fırtınanın sessiz habercisiydi. Bu topraklara asla adım atmaması gereken kişi, tam da şu an onun önünde titreyen kadındı. Ve artık onun için hiçbir şey mümkün değildi. Ne kurtuluş, ne kaçış... Olacakları durdurmak için çoktan geç kalınmıştı.