2
27 stories
PERESTİŞ by f1aner
f1aner
  • WpView
    Reads 135
  • WpVote
    Votes 14
  • WpPart
    Parts 2
Bir, iki, üç. Oyun başlıyor. Karanlık. Ruhumu emiyordu, beni ben yapan şey ellerimden kayıp gidiyordu. Ve geride sadece birkaç duygu kalmıştı: Öfke, nefret ve intikam. Belki de hayatımın en büyük hatasıydı. Ya da sadece bir sınavdı. Ama benim daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı... Hayır. Uyanma vakti. Işık. Gücüm kalmasa bile ben asla pes etmez, yoluma devam ederdim. Etmek zorundaydım. Çünkü bu yolda hiç kimsenin pes etme gibi bir şansı yoktu.
27'nci by anonimkisi24
anonimkisi24
  • WpView
    Reads 3,885
  • WpVote
    Votes 372
  • WpPart
    Parts 13
Ben Selin,Selin Arslan sessizliğin içinde kendimi arayıp bulamamıştım.Nereden bilirdim ki kendimi bulmak için biraz gürültüye ihtiyacım olduğuna...
Anemoia by Ineffable3107
Ineffable3107
  • WpView
    Reads 43,356
  • WpVote
    Votes 3,159
  • WpPart
    Parts 15
"Ateş..." Üstüme yürüdüğünde korkuyla geriledim. Geri geri yürürken bir anda sırtım yatakla buluştuğunda hafif gülmüştü. Kalkmama izin vermemek için ağırlığını vermeden üstüme çıktı. "Sen, benim karımsın." Yatağın üstündeki elime ulaşıp parmaklarımızı birbirine geçirdi. "Ne o adamın torunusun ne de o herifin kızısın, duydun mu? Sen benimsin. Benim karımsın." "Bir yıl," dedim, üstüne basa basa. "Bir yıllık karınım, sonrasında izimi dahil bulamayacaksın!" Sesli bir nefes verdiğinde söylediğim her bir kelime dudaklarımızı yaklaştırıyordu, ve ben karşısında nefesimi kontrol etmekte zorlanıyordum. "Göreceğiz bakalım bir yıl mı yoksa bir ömür mü?" Yüzüme iyice yaklaştığında gözlerimi sıkıca kapattım. "Seni gerçekten karım yapacağım günü iple çekiyorum," dediği an sertçe yutkunmuştum. "İşte o gün, gerçekten benimle tanışmış olacaksın."
KANLI BALE by dafne_777
dafne_777
  • WpView
    Reads 344
  • WpVote
    Votes 42
  • WpPart
    Parts 5
Ben bir ihanetin kurbanıyım. Benim hikayem kanatları kesilmiş bir kuğunun kanatlarıyla dans etme çabasını anlatıyor. Siren sesleri susmuyor. Hissettiğim acı geçmiyor. Bana seslenmeye çalışıyorlar, anlıyorum. Benim için korkuyorlar, seziyorum. Fısıldayıp elleriyle beni gösteriyorlar. Görmeden görüyorum. Etrafımda hareketlilik vardı. Siren sesi her saniye daha çok yaklaşıyordu sanki. Birkaç ses bağırdı bana ama kim olduklarını anlayamıyordum. Zar zor nefes almaya çalışıyordum ama kaburgalarım ciğerime batıyor gibiydi. Gözlerim hafif aralandı ama benim yaptığım bir şey değildi. Bedenimde eller hissettim ardından da havalandığımı. Bir yere taşıyorlardı beni ama ben ölmek üzereydim. Hissediyorum, iliklerime kadar hissediyorum. Ben ölüyorum. Öldüğümü hissediyorum. "Nariya!" diye seslendi gür bir ses. Tanıyordum sesin sahibini. Benim için her şeyi yapabilecek biri. Gözlerimi açmadım ama varlığını hissettim. Onun varlığını hissetmek bile ölüm korkusunu sarsmıştı. Ne derdi hep bana. Abiler kardeşlerini korumak için vardır. Var olduğum sürece varlığım senin güvencendir. Ama nerde kalmıştı bunca şey olurken? Ben hayallerimle ölüm döşeğine gelene kadar neredeydi? Her zaman beni anlamıştı. Korktuğum gecelerde koca cüssesine sığınırdım. Büyüdükçe korkunç geceler gitti ama korkunç insanlar geldi. O insanlardan kaçmak için de ona sığınırsam güçlü biri olamazdım, abim de güçlü olmak istediğimi anlardı ve önüme geçip korumak yerine arkama geçip beni desteklerdi. O benim çocukluğumdu. Benim ergenliğimdi. O benim belki de gençliğim olacaktı. "Kalp atışları çok zayıf, dayanamayacak!" "Kan kaybı var, hemen kan bulunması lazım!" Yabancı sesler çok kalabalıktı. Etrafımda neler olup bittiğini bilmiyorum ama sanırım artık bitmişti. Ya da ben öyle sanıyordum. Bu fısıltıyı duyana kadar "Dayan yaralı balerin
Kor ve Kül by elikaa
elikaa
  • WpView
    Reads 296
  • WpVote
    Votes 30
  • WpPart
    Parts 4
Yazları sevmezdi; güneş, sadece cildini değil, düşüncelerini de yakardı. Ala, küçük yaşlardan itibaren çevresinin beklentileri ve istemediği dokunuşlar arasında "taş bir bebek" gibi donup kalmıştı. Her bale dersi, her zorunlu adım, ona kendi bedeninde ve ruhunda sıkışmış yalnızlığını hatırlatıyordu. Bu hikâye, bir kızın içsel çatışmaları, aile baskısı ve sınırlarının hiçe sayılmasıyla mücadelesini, taşlaşan bir ruhun yavaş yavaş kırılma ve kendini bulma serüvenini anlatıyor. Ala'nın sessiz çığlığı, okurun kendi içindeki kırılganlıkları ve dayanma gücünü keşfetmesine yol açacak.
SANA HER BAKTIĞIMDA by nehirvien
nehirvien
  • WpView
    Reads 16,062
  • WpVote
    Votes 3,062
  • WpPart
    Parts 18
𐙚 Yalnızlığın vücut bulmuş halini mi arıyorsun? O benim. Zihnimi ele geçiren tüm düşüncelere göğüs germeye çalışarak bir şekilde kendini büyüten ama yine de bir adım ileriye gidemeyen yaralı ya da yarım bir kalpten fazlası değilim. En azından onunla tanışana kadar değildim. Şimdi çok daha fazlasıyım. Yaralarıma tuz basan birisine aşığım. Çünkü onunla tanışmanın beni iyileştireceğini sanarak büyük bir hata yaptım. Ona yazdım. Her şeyden habersiz. Ve sonucunda yarım olan kalbimi hiç düşünmeden siper ettiğimde, her şeye rağmen onu kazandım. Bu bir zafer sayılır mı? Çünkü o, bana her baktığında tüm hayatını gördüğünü söylüyor. Ben ise tüm kırgınlıklarımı. Ve belki de üç harften oluşan o acımasız duyguyu. Aşkı. - ❝Çünkü Mira, sana her baktığımda, bir kalp çarpıntısından çok daha fazla şeyler vadettin bana.❞
Bal'ım | Yarı texting by aysnle
aysnle
  • WpView
    Reads 8,177
  • WpVote
    Votes 789
  • WpPart
    Parts 4
Yanından geçip gideceğim sırada, "Gözlerin çok garip." Dediğini duydum. Sesinin tonusu hoştu. Fakat söylediği şeyler ile kaşlarımı çattım. Ona döndüğümde, "Ne gibi gariplik?" Dedim. Sesim biraz fazla sert çıkmıştı. Bunu istemeden yapmıştım ama kötü bir şey söyleyecekse de söylemesini istemedim. Umarım sert sesimi kaaleye alırdı. Ela gözlerini kıstı. "Güzel bir gariplik." Dedi. "Van kedisi gibi..." Diye eklediğinde, benim bir şey söylememi beklemeden arkasını döndü ve yürümeye başladı. Arkasından gözlerimi kırpıştırdım. Van kedisi gibi mi?
SAVRAN by orvelysa
orvelysa
  • WpView
    Reads 16,261
  • WpVote
    Votes 924
  • WpPart
    Parts 9
❝ Zorbalığın altında ezilen her kalp, bir gün zorba olmaya mahkumdur.❞ Taşınmaları sebebiyle yeni okuluna nakil olan Nihle, ünü yüzünden Umay'ın hedefi hâline gelir. Umay parıltısını paylaşmak istemez; böylece zorbalık başlar. O gün Nihle, Umay'a tek bir cümle kurar: "Eğer bugün beni öldürmeyi başaramazsan, sıra bana geçtiğinde ben seni öldürürüm." Aylar sonra roller tamamen değişmiştir. Av olan Nihle, acımasız bir avcıya dönüşmüştür. Her şey Nihle'nin planladığı gibi ilerler. Ta ki bir sabah, haberler tüm okulu sarsan bir cümleyi duyurana dek: "Umay Savran, okuduğu lisenin deposunda ölü bulundu." Nihle'nin 3 ay önce ettiği o tehdit, şimdi boynuna urgan; yaptığı zorbalıklar ise ayaklarının altına sandalye olmuştur. Ve o sandalyeyi itmek için okula nakil olan birisi vardır: Asil Yalkı Savran. Ve asıl soru: Umay'ı öldüren gerçek katil kim? - Uyarı: Bu kitap; fiziksel ve psikolojik şiddet, manipülasyon, baskı, güç çatışmaları, haksızlıkların olduğu adaletsiz bir okul ortamı ve yoğun zorbalık unsurları içerir. Anlatılanlar, şiddeti veya zorbalığı özendirici değil; aksine, bu durumların olumsuz sonuçlarını göstermek amacıyla işlenmiştir. Kitapta geçen tüm kurum adları, karakterler, olaylar ve mekânlar tamamen kurgudur; gerçek kişi, kurum veya olaylarla herhangi bir bağlantısı yoktur. Noyan Serisi I.
KANIŞ KEMİKLERİN ROTASI by mekselinakotan
mekselinakotan
  • WpView
    Reads 17,377
  • WpVote
    Votes 1,029
  • WpPart
    Parts 11
Massachusetts'in orman yolunda gece vakti benzinliğe giren Alâ hayatı boyunca unutamayacağı bir cinayete tanık olur. Bir genç kızın çığlıklarına yetişen Alâ Serelina, Harvard Üniversitesinin profesörü ile katil avlamak zorunda kalırlar. Yaktıkları cesedin kalıntıları ise onları hiçbir zaman rahat bırakmayacak bir gelecek vadeder.
PSİKOZ  by Sun_Moon_3
Sun_Moon_3
  • WpView
    Reads 3,165
  • WpVote
    Votes 272
  • WpPart
    Parts 19
Çemberine aldığı bütün varlıkları savunmasız bırakan ateş, Çizgiden taşmadan yangınını göğsünde tutar. Bal sarısı kıvılcımlarını okyanusa vurduğu semadaki güneş, Gölgesindeki ormanın yansımasını dumanıyla yutar. Yasaklar ve sınırlar, bir ateş çemberinin içine alınmış gibi hissettirmişti adama. Dışana çıksa yanardı, cayır cayır... Ama sorun etmezdi. O çizgisinden çıkmaması gereken bir hekimdi fakat kontrol etme gücü kalbi üzerinde hükümsüzdü. Bir hasta... tedavi için kapıyı çaldığında, aslında kendi aklını değil; ruhunu teslim eder. Kapısı çalınan bu odada sözcükler silahtan delici, sessizlik bir işkenceydi, güven ise bir yanılgı... İyileşme vaadiyle başlayan yolculuk, akıl ve paranoya arasında incecik bir çizgide ilerler. Bir hasta, doktorunun onu iyileştirmesini umarken... Belki de doktoru kendinden beter hale getirir. Çünkü iyileştirdiğiniz herkes bir gün sizi hasta eder.