"Ülkenin en ünlü psikoloğu, bir örgüt liderini iyleşdirmek için görevlendirildi....Ama kalbi oyun oynamaya başladı, ve hayat onu beklemediği bir yerden vurdu"..

Malen Alexander Hart, geçmişi geride bırakmak için değil, onu baştan yazmak için döndü. Planları kusursuzdu, her adım hesaplıydı. Ta ki... Tüm dengeleri sarsan o beklenmedik karşılaşma, onu kendi oyununda kuralları yeniden yazmaya zorlayana dek. Hera Baybars, sessizliğini kalkan gibi kullanan bir kadındı. Ama bazı sessizlikler, en yüksek çığlıktan daha derin izler bırakır. Geçmiş, her adımda biraz daha yaklaştı. Zaman, her bakışta biraz daha yavaşladı. Ve artık hiçbir şey planlandığı gibi gitmiyordu. Bu hikâyede herkesin kendi savaşı var. Bazıları kazanmaya, bazıları sadece hayatta kalmaya çalışıyor.

𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛 𝑦𝑎𝑟𝑖𝑚 𝑘𝑎𝑙𝑚𝑎𝑚𝑎𝑠𝑖 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔𝑖𝑦𝑙𝑒...

Adamın yüzü boynunda gezinirken nefesi sıcak, dokunuşları soğuktu. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki, sanki göğsünden çıkaracaklardı. Omzundan beline süzülen yabancı el, bedeninde istemsiz bir titreme bıraktı. Parmakları bel oyuntusuna indi. Bu kez daha sertti. Kadının gözleri sulanarak görüntüsünü bulanıklaştırdı; ipler biraz daha gerilerek bileklerini acıttı. Adam aynı sözleri, aynı soğuk vurguyla kulağına tekrar söyledi: "Твои крылья пахнут смертью, мой ангел!" Bağıramıştı fakat sözler kasılmasına neden oldu. Sanki bir şeyi anlamasını istiyordu. Ama kadının zihni, ağır bir sisin içindeydi. Sesler bile kendisine ulaşmadan parçalanıyordu. Onu nasıl anlayabilirdi? Hayal meyal üzerindeki sıcaklığın, dokunuşların ve yabancı ellerin sanki hiç yaşanmamışcasına, birden çekildiğini hisseti. Kadın gözlerini araladığında, adam kapıya doğru gidiyordu. Tam çıkarken başını hafifçe ona doğru çevirdi. Yüzünü göremedi ama sesi, karanlığa kazınır gibi netti: "Твои крылья пахнут смертью, мой ангел..." Aynı sözler... Anlamasını istercesine, tane tane. Göz kapakları ağırlaşarak açık tutmayı imkansız hale getirdi. Kanındaki madde adamın görüntüsünü dahada silikleştirirken, zihni karanlığa sığınmak istercesine, gözünün önünde siyah noktaları dans ettirdi. Sonra, kapı sertçe kapandı. Ses, bodrumun duvarlarında yankılanıp kadının kulaklarına saplandı. Kuru dudaklarından bir inilti bile dökülemeden, başı öne doğru düştü. Işıklar söndü. Bodrum tamamen karardı. Adam gerisine bakmadan oradan uzaklaştı. " Aklını kaybetmek kolay olandı; zor olan o karanlıkta kalıp hala sevebilmeyi bilmekti." Tür: Piskolojik Dram / Gerilim.

Rüya'nın arkadaşı yaren rüyaya hayatının en büyük kazığını atar. Rennas da Rüyayı koruyabilmek için onunla evlenir Rüya kaçmak için her yolu dener ama zamanla oda Rennasa aşık olur

Half Life oynamaya üşeniyorsan yada çok karmaşık geliyorsa tüm ana oyun ve genişletme paketlerini bu kitapta anlatıyorum

inan bilmiyor ama lütfen oku savaş falan var

insanlığın Avrupa'ya ilk gelişinden beri gölgelerde yaşayan esrarengiz bir tür olan Homo inhumanuslarla kurduğu kırılgan barışın, modern çağdaki insan kibrinin sonucu olarak bozulmasını anlatır. Yüzyıllarca adaklarla sürdürülen sessiz denge, insanların şımarmasıyla çökünce, kıtanın kadim sahipleri yeniden harekete geçer ve insanlık kendini eski bir tehdidin karşısında büsbütün savunmasız bulur.

Bakışları yere düştü. Şişeyi dudaklarına götürdü. Anlık bir tereddüt etse de şişeyi geri çekmedi. O an, eski Aytuğ'un yüzü belirdi gözümde; annemin balkonunda, küçük bir kediyi beslerken ki hâli. Yüzündeki masumiyet, şimdi oldukça uzaktı. Bir yudum aldı. Yutkundu. Zehir, acı bir itiraf gibiydi. Sessizdi, hızlıydı ve geri dönüşü imkânsızdı. Birkaç saniye sonra dizleri çözüldü. Sandalyeye tutunmaya çalıştı ama olmadı. Barkın herhangi bir hareket etmedi. Ben gözlerimi dahi kırpmadım. Aytuğ'un bakışları, yavaşça bana döndü. Dudakları aralandı. "Sen hep bir ışığın çocuğu oldun." dedi son kez. "Ama artık... karanlık sana çok yakışıyor." Başını yana düşürdü. Nefes sesi yoktu, nefes almıyordu. Aytuğ ölmüştü. ✧ 🧶2035 : #1 (12.09.25') 🧶 barkın : #1 (08.11.25') 🧶 aden : #1 (10.11.25')

Aliye, geçmişin gölgeleriyle savaşırken, kendini acımasız bir iş adamının anlaşmalı karısı olarak bulur. Bu evlilik bir anlaşma mı, yoksa kalbinin tehlikeli bir oyunu mu? İntikam, sırlar ve yasaklı dokunuşların arasında gerçek aşkı bulmak mümkün mü?