Umut
53 stories
UNUTULANLAR DURAĞI by mrcedric
mrcedric
  • WpView
    Reads 20
  • WpVote
    Votes 8
  • WpPart
    Parts 3
14 Ekim 1974, Saat 09:05 Ayrılıkların sesi vardır. Kimisi bir kapının çarpılmasıdır; sert, kesin ve geri dönüşsüz. Kimisi bir telefonun yüzüne kapanmasıdır; cılız bir "çıt" sesi ve ardından gelen o sağır edici boşluk. Ama bazı ayrılıklar, metalin metale sürtünme sesidir. O sabah, düdük sesi istasyonun yüksek tavanında yankılandığında, Agah bunun bir veda olduğunu bilmiyordu. O, bunu sadece kısa bir virgül sanıyordu. Hayatının cümlesine konmuş, nefes alıp devam edilecek basit bir virgül. Nergis, vagonun penceresinden sarkmış, başındaki yeşil şapkayı rüzgar uçurmasın diye eliyle tutuyordu. Gözleri... O bal köpüğü gözleri, sabah güneşinde hare hare parlıyordu. "Çok bekletmem Agah!" diye bağırmıştı lokomotifin gürültüsünü bastırmaya çalışarak. "Dönüşte simit alırım, çayı sen koy!" Agah gülümsemiş, el sallamıştı. "Pencereyi kapat, üşütürsün!" diye seslenmişti arkasından. Bir koca, karısını son kez görürken ona "Seni seviyorum" demezdi belki ama "Üşütürsün" derdi. Bu, "Senin canın benim canımdır" demenin en eski yoluydu. Tren hareket etti. Tekerlekler dönmeye, buhar gökyüzüne yükselmeye başladı. Vagonlar birer birer Agah'ın önünden aktı. Nergis'in yüzü, dumanların arasında flurlaştı, küçüldü ve sonunda ufuk çizgisinde kaybolan siyah bir noktaya dönüştü. Agah, tren gözden kaybolduktan sonra bile el sallamaya devam etti. İçinde tuhaf, tanımlayamadığı bir huzur vardı. Bilmiyordu. O trenin bir daha asla perona yanaşmayacağını bilmiyordu. O rayların birkaç saat sonra bükülüp, demir bir mezarlığa dönüşeceğini bilmiyordu. Ve en önemlisi... O an el salladığı elini, tam kırk yıl boyunca bir daha hiç indirmeyeceğini bilmiyordu. Saat 09:06 oldu. Zaman, Agah Bey için o dakikada durdu. Dünya dönmeye devam etti, mevsimler değişti, çocuklar büyüdü, hükümetler yıkıldı. Ama Agah Bey, hep o peronda,
SESİNİ KAYBEDENLER  by aprilgirl10_
aprilgirl10_
  • WpView
    Reads 86,906
  • WpVote
    Votes 5,243
  • WpPart
    Parts 26
"Sesini Kaybedenler", susturulmuş kadınların, bastırılmış kimliklerin ve dayatılmış hayatların hikâyesi. Psikoloji öğrencisi Sâyra karaca, yıllar sonra gittiği ailesinin yanında, istemediği bir evliliğe sürüklenir. Ailesi, onu aşiretin genç lideri Arsem'le evlendirmeye kararlıdır. Ancak Sâyra, kaderini sessizce kabullenecek biri değildir. Bu, sesi elinden alınmaya çalışılan bir kadının, kendi sesini geri alma mücadelesidir. Ve bazen bir çığlık, bin yıllık suskunluğu bozmaya yeter.
BEGONYA by Lia_Lethe
Lia_Lethe
  • WpView
    Reads 21,100
  • WpVote
    Votes 579
  • WpPart
    Parts 13
Ait olamadığın yerde bile köklerin tutunmayı seçer. Ve yanlış toprağa düşen bir tohum bile, sırf yaşamak için çiçek olmayı yazgı edinir... Bu bir aşk hikâyesi değil. Bu bir savaş. İnsanın kendini bulmak için verdiği, sesi çıkmayan ama en çok yankılanan bir savaş. Ve bu savaşta, en keskin silahın yüreğin olduğunu öğreniyorsun. Bu bir teslimiyetin değil, bir başkaldırının hikâyesi. Çünkü bazen en derin karanlıklarda bile ışık süzülür. Ve bir yabancının bakışı, en kalın zincirlerden daha çok kırar seni. Barlas'ın gözleriyle tanışınca başlıyor kırılmak. Kırıldıkça dönüşmek. Dönüştükçe yeniden doğmak... Begonya, adını bir çiçekten almış olabilir. Ama o, toprağa değil acıya kök salmış bir kadının hikâyesi. Kumarda bir borca karşılık satılan, bir adamın ellerine zorla bırakılan bir genç kadının, en karanlık evlerde bile umut yeşertebilen direnişini anlatıyor bu roman. Bu hikâye ne sadece aşk, ne sadece acı.Bu, bir kadının kendini bulma çabası,bir adamın insan olmayı hatırlayışı, ve karanlıkta filizlenen umutların adım adım ışığa yürüyüşüdür. "Savaş alanında bile açan çiçekler vardır. Ama en çok, imkânsız bir aşkın gölgesinde büyürler."
Bir çift göz yaşı (Berdel) by kadriye1222
kadriye1222
  • WpView
    Reads 13
  • WpVote
    Votes 2
  • WpPart
    Parts 2
.
  Sürgün  Sevdam by avinmirza12
avinmirza12
  • WpView
    Reads 29,271
  • WpVote
    Votes 1,410
  • WpPart
    Parts 13
Acı acı baktı sevdiğine Suna belkide bu bakış ona son vedasıydı. mahkeme koridorları bu kadar soğukmuydu yoksa ?yoksa ona mı öyle geliyor. "Sunam" sevdiği adamın acı barındıran ses tonuyla.ilk sevdiği adamın eline sonra gözlerine baktı genç kız. O ellerde abisinin kanı vardı gözlerinde ise korku ama tutsaklığın korkusu değildi kaybetme korkusu. "Biz artık seninle Dicle, Fırat gibiyiz" Sevdiğinin gözlerinden akan yaşı silmek için uzandı Alpaslan ama genç kız uzaklaştı "Biz seninle artık iki düşman ülke gibiyiz" Mahkeme koridorları bir sevdanın bitişine şahit oldu.
KAÇAK SAVAŞ by misi_deny
misi_deny
  • WpView
    Reads 208,589
  • WpVote
    Votes 8,687
  • WpPart
    Parts 17
Deli miydim ben? Hayır, sadece aşıktım... Kim ne derse desin, hakkımda ne düşünürse düşünsün umrumda değil. En yakın arkadaşımın ağabeyine tutulmuş ve defalarca kez görmezden gelinmiştim! Bu kez değil, bu kez beni görmezden gelmesi için bütün yollarını kapatarak yoluna çıkmıştım. Mahalledekiler 'Deli bu, yaklaşmayın!' dediğinde benim gerçekten deli olduğumu düşünmüş olmalı ki bana yaklaşmıyordu. Bilemem ama asla peşinden ayrılmadığım adamı kendime aşık etmek için elimden geleni yapacaktım. Bu yüzden buradaydım işte, tam karşısında. Henüz görmemişti beni. Koskoca amfide farketmesi biraz zaman alacaktı tabii. Belki de hiç anlamazdı, sonuçta yüzüme doğru düzgün baktığı yoktu. Bu okulu ve bölümü sırf onun için yazmış, sonra da ders hocam olarak onu seçmiştim. Uzun boyu, geniş omuzları, devamlı olarak gittiği spor salonu dolayısıyla kaslı olduğu her halinden belli olan vücudu ve o koyu kahve gözleri... Bu adam benim kaderimdi. Hissediyordum. Sınıfta kısa bir an göz gezdirmek amaçlı başını kaldırdığı sırada heyecanla yerimde dikleştim. Gözlüğümü elimle hafifçe düzelterek beni görmesini bekledim. Herkesin üzerinde saliselik dolanan bakışları beni bulduğunda nefesimi tutmuştum ki başkasına baktı. Sonrasında elindeki kitapları masasına bıraktı. Beni yine görmemişti! KAÇAK SAVAŞ isimli ilk kitaptır.
AYDIN MAHALLESİ by binokurrbiryazar
binokurrbiryazar
  • WpView
    Reads 7,157,724
  • WpVote
    Votes 276,205
  • WpPart
    Parts 41
"Peki ya sen?!" diye sordum çatallaşan sesimle. Anın stresiyle dudaklarımı yaladığımda gözlerini dudaklarıma indirip bir müddet orada tuttu. Alnında beliren mavi damarı soluk ışığa rağmen fark edebiliyordum. "Sen de çıkacak mısın benim hayatımdan Dinçer abi?!" Gözlerimiz tekrar buluştuğunda, alev alev yanan hareleri içimde bir ateşi yaktı, yandığımı hissettim. Bu his, elimi kolumu bağlamıştı sanki. "Hayır!" taviz vermeyen katı sesi benliğimde yankılandı, yankılandı... Üstüme daha da eğilerek çenemden tutup kendi yüzüne doğru yaklaştırınca heyecandan titredim. Hiç bilmediğim bu duyguyu, pembe nevresim takımımın içinde, yirmi sekiz yaşında olan Dinçer abiyle yüzlerimizin arasında milimler varken yaşamak... Hele ki hala abi diyordum, boğazıma taş gibi oturdu. "Ben senin bu dünya da ahirette de elini tutacağın tek adamım.." ◾
Karanlıkta Solan Çiçek +18 by gam_zedeyimm
gam_zedeyimm
  • WpView
    Reads 1,977
  • WpVote
    Votes 140
  • WpPart
    Parts 12
Adım Zülal. Temiz su demekmiş. İçinde olduğum bataklığı düşününce... Her şey oldukça ironik! Dört yıldır esir edildiğim genelevde yaşamadığım pislik kalmadı. Kurtulacağıma dair olan inancım, her defasında ellerimden alındı. "Benim yeniden normal bir hayatım olacak mı?" diye soruyordum. "Normal mi? Normal hayat, senin gibiler için kitaplarda kalır ve sen artık o kitapları bile okuyamazsın." Beni gerçeklerle yüzleştiren adam, bu hayatta en çok korktuğum kişiydi. "Senin hayatın burası, Zülal. Duvarlar, adamlar, gecelikler... Senin normalin artık bu." Zaten ben öğrendim. Mucizeler hemen gerçekleşmez. Bazen aylarca, bazen yıllarca sessizlik içinde bekler. Karanlık uzar, zaman donar, ruh çürür. Ve sen tam pes etmek üzereyken, bir çift göz 'ben varım' der gibi hayatında belirir, normal hayatın ne olduğunu yeniden öğretir... Bu adamlardan biri, beni karanlığa zincirlemek isterken, diğeri ışığa taşımak için elini uzattı ve ben, ikisi arasında kaybolup gittim. [ Bu kitap, açık ve yoğun cinsel içerik barındırır. İçerikler rahatsız edici ve sınırları zorlayıcı olabilir. Bunu bilerek okumaya başlayın! ] 17.09.2025
HAZAN VAKTİ by kiymetsizkiymetli
kiymetsizkiymetli
  • WpView
    Reads 64,840
  • WpVote
    Votes 4,039
  • WpPart
    Parts 16
Hazan, özgürlük hayallerini yıllarca gizlice büyütmüştü. Kazandığı üniversite, onun özgürlüğe attığı ilk adım olacaktı. Ama doğduğu topraklar, okunan kitaplardan çok, yazılan kaderlere inanıyordu. Babasının dayattığı evlilik kararı, onun tüm geleceğini silip atmak üzereydi. Ancak işler babasının istediği gibi gitmedi. Bir adam ona elini uzattı, isteme günü onu kaçırdı. Kaçıranı bir yabancı değil, aslında onu sessizce anlayan bir adamdı. Bu bir aşk değildi. Bir plan, bir kurtuluş anlaşmasıydı. "Üniversiteyi bitir, sonra istersen yolumuza ayırırız..." Ama bazı yolculuklar, başladığı yerde bitmez. Ve insan bazen sadece kurtulmak için değil, kendini bulmak için kaçar. İki tanıdık yabancı, bir nikâh, onlarca sır ve adı konmamış duygular arasında... Hazan, ne babasının hükmüne boyun eğdi, ne de geleceğin kapısını aralamaktan vazgeçti. Bu yalnızca bir aşk hikâyesi değil. Bu, geçmişin gölgesiyle kendini bulmaya çalışan bir kadının ve yıllarını o kadını beklemeye adayan bir adamın hikayesi. • Bu kitapta bahsi geçen kurumlar, kişiler, olaylar ve yaşananlar tamamen hayal ürünüdür. Gerçeği yansıtmamaktadır.