🕯️ "Zaman, kalplerin hatırladığı bir hikâyedir." Osmanlı'nın ihtişamlı saraylarında, Bizans'ın görkemli duvarlarının arasında doğan yasak bir aşk... Ozan; imparatorlukların kaderini belirleyen bir padişah. Sinem; düşman bir tahtın kraliçesi. Savaşın ortasında başlayan nefretleri, yavaşça kadere dönüşen bir sevdaya evrilir. Ancak bir gecenin karanlığında, Ozan'ın kollarında son bulan nefes, onları bir kez daha buluşturmak üzere zamanı büküp geçecektir. Yüzyıllar sonra, modern dünyada yeniden doğan iki yabancı, içlerinde yankılanan geçmişin çağrısını duyar. Onları bir araya getiren şey kader midir, yoksa bitmemiş bir aşkın laneti mi?

Doktor Alya Smith, İstanbul'un ışıltılı gecelerinde yeni bir başlangıç ararken, kader onu karanlık bir yabancıyla tanıştırır: Cihan Albora. Mardin'in gölgelerinden gelen bu gizemli aşiret reisi, hem büyüleyici hem de tehlikelidir. Bir otel davetinde başlayan masum bir sohbet, kanlı bir geceye dönüşür ve Alya, Cihan'ın karanlık dünyasının bir parçası olduğunu fark eder. Ondan kaçsa da, Cihan'ın gözleri ve tehditkâr sözleri peşini bırakmaz: "Kaçsan da, ben seni bulurum." Alya, mantığı ve kalbi arasında sıkışıp kalırken, Cihan'ın sırları onu bir gölge gibi takip eder. Bu, bir aşk hikâyesi mi, yoksa tehlikeli bir oyunun başlangıcı mı? 🔥 Aşk, ihanet ve sırlarla dolu bir serüven. Cihan'ın karanlığına kapılacak mısınız, yoksa Alya gibi kaçmayı mı seçeceksiniz?

Mardin'de bir hastanenin acil servisinde buluşan Dr.Cihan ve Asistan Hekim Alya'nın hikâyesidir.

Cihan ve Alya'nın aşkı, nihayet bu toprakların onları sürükleyeceği sınavları verecek kadar güçlenmiştir. Ancak savaşın başladığının ilk gerçek işareti, Alya'nın rüyasında gözükür.

Onlar, kaderin ayırdığı ama gözlerin birbirine mıknatıslandığı her gün yeniden alevlenen bir tutkunun esiridir. Kalplerindeki bu aşk, sıradan bir duygu değil; ne ayrı durmaya kudretleri yeten ne de birleşmeye izin verilen ilahi bir yangındır. Kudret: ​Cihan ve Alya, aşklarının yarattığı bu alevli cehennemde sürekli sınanır. Her kavuşamama, her ayrılık, onları küle çeviren bir yanışa dönüşür. Ancak onların aşkı, ölümden ve yok oluştan bile büyüktür. Tıpkı efsanevi Anka Kuşu gibi, en derin acılarının ve küllerinin içinden, tüm kısıtlamalara meydan okuyan, ölümsüz ve kudretli bir bağla yeniden doğarlar. ​Kısacası: Onların hikayesi, ayrılığın küle çevirdiği ama her seferinde daha güçlü bir ihtişamla yeniden doğan, zamana ve kadere meydan okuyan bir ebediyetin imzasıdır.

Alya ve Cihan Albora çiftine dair görmek istediğimiz birbirinden bağımsız tüm sahnelerle sizlerleyiz.

Alya ve Cihan, yıllar önce bir otelde tanışıp birliktelik yaşarlar. Alya, bu birliktelikten sonra hamile kalır ve gerçeği Cihan'a söyleyemez. Beş yıl sonra, Alya'nın üniversite arkadaşı Zerrin'in onu Mardin'e düğüne davet etmesiyle olaylar başlar...

Bu topraklar senin romantizminden çok uzakta...

"Başka evrende ozsin" çekiciliği, sonsuz olasılıkların her birinde var olmanın baş döndürücü ihtimalidir.

"Bir tesadüften fazlası..."