HATİCE ABLA Her aşk bir gün yaşanır, yasak dahi olsa. Hakan, 27 yaşında boşanmış, hayatının tadını çıkarmaya başlamış bir adamdır. Tinder'ın sunduğu özgürlükle yıllarca binlerce kadınla tanışmış, arzularını doyasıya yaşamıştır. Ta ki bir akşam, ekranda gördüğü tanıdık bir yüzle her şey değişene kadar. O yüz, çocukluğundan beri gizli arzularının odağı olan, en yakın arkadaşı Taner'in ablası Hatice'dir. Türbanlı, evli, iki çocuk annesi Hatice... Ama o da artık bir "Nagihan"dır. Gizli bir hesapla Tinder'da, kocasına rağmen aradığı tutkuyu aramaktadır. Bir ay süren mesajlaşmalar, fanteziler, çıplak fotoğraflar, yalanlar ve gerçek arzular... Sonunda Hilton otelinde buluşurlar. Hatice'nin korkuyla karışık teslimiyeti, Hakan'ın yıllardır bastırdığı tutkusuyla birleşir. Yasak bir aşk başlar. Her aşk bir gün yaşanır, yasak dahi olsa.

cesaretin varmı , eğer reşit değil isen sana uygun değil.

Bu bir ROVELLA hikayedir. Bazen bir aşk üç ay sürer... Ama izleri on altı yıl taşınır. Alper, geçmişinden kaçmak için köydeki dedesinin evine sığınır. Sessizlik, kar, anılar ve yarım kalmış bir aşk... Ümran ise yıllar sonra özgürlüğüne kavuştuğunda, içinde hiç susmayan bir "ya olsaydı"yla yüzleşir. Aynı şehir. Aynı meydan. Aynı kitaplar. Ve kaderin yıllar sonra yeniden ördüğü bir karşılaşma... Bu hikâye; yarım kalan bir aşkın, cesaret edilemeyen bir adımın, "geç kaldık mı?" sorusunun hikâyesi. Belki bazı aşklar bitmez. Sadece doğru zamanı bekler.

Içerik şiddet dolu , mazoşist Dark Romance tarzında pisikolojik bir metindir. Muhtemelen tiksinecek, tahrik olacak, kapatmak isteyecek, devam edecek , zihninde oluşan istek den rahatsız olacak , kendine kızacaksın.... Yinede okuyacaksın....

Zeki beyinler için, farklı bir yazım sitili. Kopya hikayelerden sıkıldınmı....gel o zaman....... İnsan yaşama tutunucak en önemli duygu ile dolduğu Aşk'ı bulduğu anda ölmek istemez... Güvenmek... Tanrı'nın bize bahşettiği en büyük lütuf gibi görünür, ama belki de en büyük zaafımızdır. Kimseye güvenme, derler. Ben ise hâlâ koşuyorum. Pervasız, nefes nefese, bir çıkış arıyorum. Panik varoluşsal bir dürtü gibi bedenime çökmüş, ölümden kaçmanın refleksi her hücremde yankılanıyor. "Ben ölmeye hazırım" derler ya, yalan. Kimse hazır değil, ne yaş ne deneyim. Ben de değilim. O anda, hayatımın dönüm noktasında, aşkı buldum. Ummadığım bir yerde, ummadığım bir anda. Onunla yaşlanmak, her anı onunla paylaşmak, ve yaratıcıya bahşedilen yaşam döngüsünün doğal sonuna kadar onunla yaşamak istiyorum...

Sanırım ben deliyim........ Bana koyulan teşhis paranoid şizofreni ve ilk andan bu yana deli muamelesi ile yaşamayı, beynimin akıl oyunları ile hayatımı sürdürmeyi öğrendim...... peki ya değil isem Ya ben Tanrının seçilmiş kullarından isem Ya rüyalarımda var olan olgular başka benlerin yaşamı varoluşsal doneleri ise ..... ama asıl odak noktam ya Nida gerçekten bir evrende var ise , işte bu uğurda yaşamayı göze alırım milyonda bir olasılık ise Nida'yı bulmak kobay faresi olmaya varım.