Karanlığın hüküm sürdüğü bir ülkede, yıldızlar uzun zaman önce sustu. Astralis soyunun yok edildiği, ışığın tarihten silindiği sanılıyordu. Astrea kendini sıradan biri olarak tanır. Köylere şifa taşıyan, adını bile kimsenin bilmediği bir kızdır. Ta ki bir gece, sakladığını sandığı ışık uyanana kadar. O ışık, yalnızca bir güç değil; unutulmuş bir kehanetin yankısıdır. Karanlık Ülke'nin veliaht prensi Vesper, yıldızların yeniden doğduğunu ilk fark eden kişidir. Onun gözlerinde ışık bir umut değil, dengeleri yıkacak bir tehdittir. Çünkü Astralis'in son mirası, karanlıkla bağ kurmadan hayatta kalamaz. Ama kehanet eksiktir. Yıldızlar gerçeği saklamıştır. Ve karanlık, sandığından daha fazlasını bilir. Astrea, yok edilmiş bir soyun son kızı mı, yoksa karanlığın yeniden yazdığı kaderin anahtarı mı? Gökyüzünün ikiye bölündüğü yerde, ışık ve karanlık yalnızca savaşmaz- birbirini değiştirir.