★*★
7 stories
SERPENÇE by beyzbooks
beyzbooks
  • WpView
    Reads 11,427
  • WpVote
    Votes 783
  • WpPart
    Parts 18
"Şehrin sahibiydi. Aren Sergei Markov." "Onun eli, benim cehennemim." Lina Aslan, Tuna ile ilişkisinde giderek daha derin sorunlarla karşılaşır. Tuna, uyuşturucunun karanlık ve kontrolsüz bataklığına saplandıkça öfkesini kaybeder, ilişkilerini yıpratır. Lina, bir gün Tuna'yı uyarmak ve konuşmak için yemeğe davet eder. Yemekte Tuna yeniden kriz geçirir, öfkesine yenik düşerek Lina'ya tokat atar. Tam o anda, Yeraltı dünyasının en güçlü ve korkulan figürlerinden biri, şehrin gerçek sahibi Aren Sergei Markov içeri adım atar. Aren, acımasız bir kararlılıkla Tuna'nın elinden Lina'yı kurtarır, gözünü kırpmadan Tuna'yı vurur. Lina, ilk kez gerçek bir güven duygusunu hissederken, bu güven kısa sürer. Aren'in düşmanları, İstanbul'un karanlık köşelerinden peşlerine düşer. Lina, eski yaşamını geride bırakmak zorunda kalır; artık kendini, tehlike ve ihanetin iç içe geçtiği bir dünyanın tam ortasında bulmuştur. Hayatını korumak için tek çaresi, şehrin hakimi ve acımasız patronu Aren'in yanına sığınmaktır. Artık her adımı, her nefesi tehlikeyle dolu bir oyun sahnesinde atılacaktır. "Bir yabancıydı. Bir kurtarıcı. Bir katil. Hangisiydi bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: O gece bir ceset kaldırılacaktı, ama asıl ölen ben olmuştum." "Kediden kaçtın... ama artık aslanın evindesin, Burası merhametle değil, kanla kuruldu. Ve burada hayatta kalmak istiyorsan korkuyu selamlamak zorundasın."
GÖLGELERİN KAÇIŞI by Mehrinrova
Mehrinrova
  • WpView
    Reads 1,908,785
  • WpVote
    Votes 83,017
  • WpPart
    Parts 39
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuniyet, gözlerini daha da büyütüyor, gülüşü dudaklarını aşmaya çalışıyordu. "Cana can!" Sesi sert, ancak bir o kadar da memnundu. "Kadına kadın!" Keskin nişancının parmağı yavaşça tetiğe baskı yapmaya başladı. "Kıza kız, Anıl!" Beş saniye... "İşini bitir!" "Onun gözleri, özgürlük bulduğum gökyüzü değil, boğulacağım denizdi. Ama artık boğulmaktan korkmuyordum, çünkü ben de onun yanmaktan korktuğu ateşe dönüşmüştüm." Bu kitapta bahsedilen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür; her ayrıntısı, sadece kurgusal bir dünya oluşturma amacını taşımaktadır.
ZEVAHİR  by melekaydinn_56
melekaydinn_56
  • WpView
    Reads 327,824
  • WpVote
    Votes 20,047
  • WpPart
    Parts 18
Sen yaz saati uygulaması, Ben kış saati. Ortak bir takvimimiz bile olmadı. Seni bir saat ileri almışlar, Beni bir saat geri. Bu zamanlar yoksa bize düşman mı?
VAVEYLA by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 33,180,380
  • WpVote
    Votes 1,337,490
  • WpPart
    Parts 44
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYLA. Karanlıkta atılan her çığlık sahipsizdir. Ben senin karanlıkta attığın çığlığım. Seninleyim ama senin değilim.
ZEHİRLİ GÖLGE (KİTAP OLDU!) by deppworth
deppworth
  • WpView
    Reads 1,142,360
  • WpVote
    Votes 42,165
  • WpPart
    Parts 25
•ANLAŞMALI EVLİLİK •ABİMİN ARKADAŞI •SMUT •ROMANTİK •YAŞ FARKI (7) •ÇOCUKLUK AŞKI MAİT'in infazcı ajanı Zehir, Ailesi trajik bir şekilde katledildiğinde henüz yedi yaşındaydı. Travmatik geçmişiyle birlikte, tadını almak için sabırsızlandığı intikamı en sadık dostlarıydı artık. Ettiği bozulmaz yeminle Zehir olarak yeniden doğmuş, sırlarıyla yüreğine bir kale inşa etmişti. Kan dökmez, ardında hiç iz bırakmadağı zehirleriyle imzasını atardı. Onu gerçek adıyla, Damian King olarak tanıyan insanlar, bir gün zehrinin hedefi olmamak için yalnızca dualara ve onun merhametine sığınabilirdi. Etrafına dev bir kale inşa ettiği kalbinin kapıları ise bir zamanlar yalnızca tek bir isim için açılmıştı. En yakın arkadaşının kız kardeşiydi o... Yasaktı. Fakat yıllar sonra Küçük Gölge'si hayatına tekrar girdiğinde, hiçbir şey planladığı gibi gitmeyecekti. Kapılarına dayanan anlaşmalı bir evlilik küle dönmüş ateşi harlamak için yeterli bir kıvılcımdı. Üstelik kâğıda atılan imzalar, Zehir için yalnızca bir anlaşma olmaktan çok, bozulması imkânsız bir başka yemindi. April (Nisan) Jones. Neşeli bir ruhun, çarpıcı bir güzellikle harmanlandığı kıvrak zekâsıyla kusursuz bir genç kadındı. Bir gördüğünü asla unutmayan fotografik hafızası, onun hem laneti hem de lütfuydu. MAİT başkanının kızı olmak ona ayrıcalıklı bir hayatın kapılarını açmış olsa da tüm yaşamı boyunca hissettiği eksik parçalar ona bir türlü huzur vermiyordu. Sadece tek bir isim ona kendini tamamlanmış hissettirme gücüne sahipti... Hayranlık duyarak büyüdüğü, umutsuzca âşık olduğu Zehir... Onu tanıdığında henüz çok küçüktü. Teşkilatın göz bebeği, abisi Steve'in en yakın arkadaşı ve sağ koluydu o... Fakat Nisan, Zehir için daima küçük bir gölgeydi. Yasaktı. Kırılan kalbiyle ülkeyi terk edip altı sene sonra tekr
ATEŞİN KOYNUNDA (KİTAP OLDU) by KadifeKelimeler
KadifeKelimeler
  • WpView
    Reads 1,961,100
  • WpVote
    Votes 115,991
  • WpPart
    Parts 46
Beni iyice tezgâha yaslayarak "Gülden," dediğinde "Bitti," diye tekrar ettim. "Unuttun mu? Aramızdaki her şey bitti?.." "O yüzden mi gözlerime öyle bakıyorsun?" diye sataştı bana. "O yüzden mi beni kıskandırmaya çalışıyorsun? O yüzden mi delirtiyorsun beni? O yüzden mi geceleri hayalimle orgazm oluyorsun?" "Sen..." "Söylesene Gülden, yetiyor mu?" Dudaklarını çenemde hissettiğimde gözlerim sessizce kapandı. "Söylesene," diye fısıldadı. "Söylesene Gülden, yetinebiliyor musun?" *** Alparslan Gündoğdu, karısını ve dört yaşındaki kızını bir yangında kaybetmiş ve yıllar sonra yeni bir başlangıç için her şeyi geride bırakarak İstanbul'a yerleşmişti. Geçmişin kötü hatıralarından kaçmak ve unutmak istiyordu ama kendini ansızın saçları ateşten bir güzele tutulurken bulmuştu. Gülden Seçkin, yemyeşil bakışları ve beyaz tenini çevreleyen kızıl saçlarıyla eşsiz bir güzellikti. Bazen sakar, bazen delidolu biriydi ve kendi sıradan hayatında her şey yolundaydı, ta ki sevgilisi tarafından aldatılana ve hiç ummadığı bir gece Alparslan Gündoğdu'yla karşılaşana dek... Kendini hiç tanımadığı bir adamın kollarına atarken bunun delilik olduğunu biliyordu, yine de o bakışlara karşı koyamayarak ona teslim olmuş ve işte o gece, her şey mahvolmuştu...
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 2,566,640
  • WpVote
    Votes 226,531
  • WpPart
    Parts 59
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.