BooksTime2312
Lara Demir, geçmişin küllerinden doğan bir intikam hayaletiydi. Ailesini yok eden Targun imparatorluğunu yerle bir etmek için "Yazgı Temirci" kimliğiyle düşmanının tam kalbine, Emir Targun'un dünyasına sızdı. Kurbanlarının üzerine bıraktığı kan kırmızı güllerle sessiz bir savaş başlatmıştı. Ancak bilmediği bir şey vardı: Emir Targun, sıradan bir hedef olmayacak kadar karanlık ve her hamleyi önceden görecek kadar zekiydi.
Emir, Yazgı'nın kimliğini bir zafiyet olarak kullanmak yerine, onu kendi kurduğu devasa ve gizemli bir oyunun merkezine yerleştirdi. Lara, intikam aldığını sanırken aslında Emir'in kurduğu o kanlı satranç tahtasında en tehlikeli hamleye dönüşüyordu. Emir için o, sadece bir piyondu; doğru zamanda hamle yapması beklenen, gerekirse feda edilecek bir kalkan...
İki yaralı ruh, sahte kimlikler ve gerçek ihanetler arasında birbirine çekilirken Zakkum'un o kadim yasası işlemeye başlar: "Zakkum'da hakikat bile zehir taşır." Aşkın bir şifa değil, yavaş yavaş öldüren bir hastalık olduğu bu dünyada; Emir mi Yazgı'yı feda edecekti, yoksa Yazgı mı Emir'in kurduğu satranç tahtasını ateşe verecekti?
"Burası başlangıcın bittiği, sonun anlam kazandığı yerdir. Ve unutma; her oyun, sonunda oynayanını yutar."