İskoçya'nın sürekli olarak işgal altında olduğu dönemlerde David, topraklarını korumak ve krallığını sürdürebilmek için sadakatle ve kanının son damlasına kadar savaşacak askerlerin her birine ihtiyaç duyuyordu. Bunlardan en ünlüsü ise Kurt lakabıyla bilinen topraksız bir Norman olan Graham Warren'dı. Anne tarafından soyu İskoçlara bile dayanan, baba tarafından ise her bir kemiği Norman olduğunu bilerek yetiştirilen Graham, İskoçlardan ise ölümüne nefret etmektedir. Çünkü bir savaş meydanında babası ve ağabeyini kaybettiğinde İskoçlara karşı savaşıyorlardı. Fakat bir gün kraldan aldığı bir mektupla bir İskoç'a ömür boyunu prangalanacağını öğrendiğinde ise müstakbel gelininden ölümüne nefret etmişti. Alissa McAlister küçük yaşta canavarla tanışmış, üç onurlu ağabeyin gözbebeği olarak fakat büyük acılarla yetişmiş bir genç kızdı. Ne Normanları biliyordu ne de onlardan nefret etmeyi. Şimdi vaftiz annesi kraliçenin kendisi için seçtiği Norman'la evlenmezse çok sevgili ağabeyi Royce'un büyük oğlu Gregory, henüz altında yaşında olmasına rağmen saraya çağrılacaktı. Alissa ailesini bu imtihanla sınamaktansa Norman'la evlenmeyi kabul edecek miydi?

Kötü giden gidişatını değiştirmek için doğduğu ve büyüdüğü şehirden kilometrelerce uzağa kaçmak zorunda kalan ve kendi çapında büyük bir hayran kitlesi olan Katherine, şimdilerde çok daha küçük bir mahallede resim öğretmenliği yapmaktadır. Bir gün hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan bir mimar olan ama asla altı yaşında bir kız babası gibi görünmeyen Matthew Dawn ile karşılaşır. Hayatını güçlükle yola getirmeye çalışan Kat'in bundan sonra ne yapacağı ise tamamen kaderin planladığı oyuna bağlıdır.

-Royce...Royce! Soluk soluğa adını fısıldamış olması Royce'un dikkatini çekti. -Ne oldu sevgilim? Bu sevgi sözcüğü Brianna için bir umut ışığıydı ama şu an için yaşadığı ana fena halde odaklanmaya ihtiyacı vardı. -Ben vazgeçtim. -Ne yaptın? -vazgeçtim. Bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. Hayır, vazgeçtim. Royce derinden gelen bir kahkaha koyverdi. Ses taş duvarlarda yankılanıyordu. Brianna onun neyi bu kadar komik bulduğuna bir türlü anlam veremedi. Hızla elini çekti ve genç adama baktı. -Bu kadar komik olan ne kocam? Diye sordu. Royce kadının masumiyetiyle ve aidiyet hissiyle dolup taşıyordu.