Bu benim hayatım.

Çok sıradan, sıkıcı bir hayatı olan, soğuk, hırslı ve asla pişman olmayan bir kadının; kendi gibi olan bir adamla olan dostluğunu anlatan bir hikaye...

Zor bir hayat... Geçmişin küllerini hayatından tamamen silip atmak isteyen bir kız. Bu zorlu hayatında nelerle karşılaşacak? Bu yakışıklı genç adamın ona yardım eli uzatırken genç kızın ona aşık olması varmıydı planda? Ya adam yıllardır sevdiği kızın haberi var mıydı bu yakışıklı adamın ona müptela olduğundan? Ayça & Sedat

Bir kızın annesini ve babasını kaybettikten sonra yaşadıkları ... Küçük bir kasaba da yaşarken şimdi büyük bir sehirde ve kösklerde yaşayan bir kız haline gelen Karen'in uyuz kuzeni yüzünden başina gelenleri ve hiç beklenmedik anda karşısına çıkan aşkı ...

Güneşin hiç bu kadar yakıcı olacağını düşünmemiştim. Ta ki Ay'ın koşuşuna hayran kalana dek. Kim bilebilirdi ki bu denli hızlı, bu denli belirsiz bir koşuşturma olduğunu. Miray kimseye güvenemeyen Soykan ailesinin asi öfkeli ve sincap olan tek kızıydı.Öyle sanıyordu belki de.Tek odak noktası yığıntı olmuş artık.Ve vazgeçemediği stilettoları.Koşu ayakkabılarını giymekten topuklu ayakkabılarını özlemişti.Miray en yakınım dediği arkadaşının ne olduğunu öğrenince boğulmaktan kurtulduğu için kendinden nefret etmişti. Rüzgar gördüklerini sindiremiyordu.Ne yapacaktı şimdi? Gökyüzünü seyretmekle geçmezdi bu.Nasıl söyleyecekti Miraya? Karar vermesi gereken bir yön vardı.Rüzgarın yönü hızlı bir koşturmayla değişebilirdi.Denize hiç bu kadar uzak kalmak istememişti.

"Seni yaşayamazdım. Dediğim gibi sen Rüya gibiydin." Rüya'dan sonra her şey bitmişti. Sona gelmiştim artık. Tükenmenin ne olduğunu anlamıştım. Ta ki o ana kadar.. Onu görene kadar.. Yeniden doğmuş gibiydim. Onunla hayat bulacaktım bunu hissetmiştim. Hikayenin baş kahramanlarından Ahmet Güney, kız arkadaşı Rüya'nın ölümünden sonra kendine gelemez. 2 yıl aradan sonra Cansu Hazanoğlu'nu görmesiyle olaylar başlar. Fakat Ahmet'in bile bilmediği, sonradan fark edeceği bir hastalığı vardır.

Tüm hakları Pars'ın baklavalarında saklıdır..

Uzay Aşıkları; Ashley ve ailesi Jüpiter de yaşayan birer "Savaşçı Aile". Ve "Dünya Deneyleri" denilen Jüpiterlilerin,Dünyalılar üzerinde uyguladığı korkunç bir deneyden ötürü Dünya'ya elçilik ve ajanlık amacıyla gönderiliyorlar. Ashley bu makineleşmiş, kötü ve sürekli ajanlık içinde yaşadığı hayattan nefret etmektedir. Ve Dünyada tanıştığı John adında bir genç onun hayatını güzelleştirir. John, Ashley'inde kendisi gibi bir Dünyalı olduğunu sanıyordur. Dünya Deneylerinde Dünyadan Jüpiter'e kaçırılan zeki kişilerin içinde John'da vardır. Zaten bu şekilde öğrenir Ahley'in uzaylı olduğunu. ******** Ve şuan Ashley ve John kurtulmaya çalışıyorlar. Ashley'in babası ve ordusu Dünyayı nereddeyse yok etmiştir. Ve Ashley ve John'uda orada enfeksiyonlu Jüpiterlilerle birlikte bırakmıştır. Ashley ve john'un amacı: "Jüpiterin son teknolojisini kullanarak Uzay'da yaşamaktır. Ne Dünya ne de Jüpiter onlara göre değildir. Onlar "UZAY AŞIKLARI" olma konusunda son derece kararlılardır. Ama bunun için enfeksiyonlu kardeşleri onları yemeden önce onlardan (enfeksiyonlulardan) yardım almalılardır. Evet zor görünüyor fakat onlar en zor aşamayı atlattı bile. Devamı içerde. Aşk ve Macera'yı bir arada tutmak zordur. Eğer yapabilmiş isem ne mutlu bana. #Görüş ve önerileriniz benim için çok önemlidir. OY yapmayı geçtim yorum veya mesaj olarak görüşlerinii bildidrin.

Küçücüktün sen daha. Senden vazgeçmek istemezdim ama yapamadım. Affet Elis!

"Yaşadığım hayat boyunca inandığım bazı değerler vardı. Aile Güçtür. Her ne kadar kan bağımızı kendimiz belirleyemesek de, bu bağın bize hayat veren inançlardan biri olduğu, asla unutamadığım bir düşünceydi. Bu talihsiz gerçek tüm yaşamım boyunca peşimi bırakmadı." ♚♚♚ İngiltere'de soylu ailelerden olan Bertinelli'lerin üç çocuğundan biriydim. Ben, ikizim Narcissa ve babadan kardeşimiz Kaleb. Normal bir hayatımız var gibi gözükebilirdi. Her gün balolardan çıkıp, tek derdi giydikleri kıyafetler olan o sıradan ve akılsız insanlar gibi olabilirdik. Ama sakladığımız bir sırrımız vardı. Bize, İtalyanlar "Strega", Batı Afrikada'ki Yorubalar "Aje", yani anne derlerdi. İskandinav ülkelerinde ise "Hexsa." Burada ise kendimize "Cadı" diyorduk. Watty Kitap Kapağı'na bu tatlı kapak tasarımı için bir kucak dolusu teşekkürler!