İnsanların illa ki bir değişim zamanları vardır. Bir dönüm noktaları yani. Ve bu noktalar birbirinden oldukça farklıdır. Kimisi derin bir ayrılık zamanı, kimi büyük bir mutluluk sonrası. Peki Neslihan için?Onun için nasıl olmuştu? Hayatını ne, nasıl değiştirmişti? Söyleyeyim. Öldükten sonra. Evet doğru duydunuz. Öldükten sonra. Yani tam olarak ölmemişti -ölmeden önce yaşamamıştı da tabi o ayrı bir konu- ama ikinci hayatını yaşadığını düşünüyordu. Eh sizde Neslihan gibi meleklerin bir çift siyah bot giyeceğini düşünüyorsanız, ikinci(!) hayatınızı yaşayacağınızı düşleyebilirsiniz... Neslihan yarı ölü biriydi. Tam olarak öleceği sırada içinde ki umut yeniden bir şans diledi ve dilediği şans onun ayağına geldi. Son şansı herkes hak ederdi değil mi? Ölü birinin hırsızlıkla ne işi olabilirdi ki? Tabi hayat çalmak gibi bi' düşüncesi yoksa? Bir ölünün hırsızlığa adım adım ilerleyişine, Hırsız Meleğim' e hoş geldiniz. İyi okumalar.

Bu bir hikaye değildir. Herkes asıl sevenin kadın olduğunu söyler... Gözlemlediğim kadarıyla size asıl sevenin kadın değilde adam olduğunu anlatmak için yazdığım bir yazı, deneme, parça, veya kitaptır (Nasıl demek isterseniz seçebilirsiniz.). İyi okumalar.

İki kız ve onların başından geçen macerala- Bir dakika! Bu kadar klasik değil! Baştan alıyorum. Sırma' nın düşünceleri ve onun uslanmaz küfürleri arasında hayatına bir de Melis dahil olursa ne olur? Hemen söyleyeyim yaşamı zehir olan bir adet Sırma ve ısrarlarıyla Sırma' yı kendinden uzaklaştıran bir adet Melis. Melis' in tabi ki de Sırma' dan uzaklaşmaya niyeti yok ama Sırma bu azmiyle başarabileceğine inanıyor. Bakalım bu oyunu kim kazanacak. Sırma mı? Melis mi? İşte karşınızda Sırık ile Tıfıl. İyi okumalar.