Okuyacaklarım
3 stories
Varoluş by gurhanozturk
gurhanozturk
  • WpView
    Reads 469,824
  • WpVote
    Votes 16,136
  • WpPart
    Parts 102
Macera, gerilim ve beklenmedik sürprizlerle bezeli bir hikayenin derinliklerine girmeye hazır olun. Türkiye'de pek fazla görülmeyen yerli post-apokaliptik romanlara olan açlığınızı bastıracak ve gerçekte dünyamızda böylesi bir felaket olduğunda neler olabileceğini sanki yaşıyormuşçasına hissederek okuyacaksınız. Varoluş'a hoş geldiniz. Varoluş, dört ayrı hikayenin birbiriyle kesiştiği bir romanı sizlerle buluşturuyor. Dünya büyük bir felaketin ardından ayakta kalmaya çalışıyor. Gökyüzü sürekli kapkara bulutlarla kaplı ve güneş yüzümü hiç göstermiyor. Poyraz'ın arayışında onun göçebe hayatının içerisinde bulacaksınız kendinizi ve küçük bir kıza yuva bulmaya çalıştığı macerasına eşlik edeceksiniz. Zamanının kısıtlı olduğunun farkında ve bu yüzden de tek amacı küçük kızın güven içerisinde olacağının bilinciyle ölümü karşılamak... Yıkık şehirde kendi sınırlarını çizen Reis kararlarının sorgulanmasına izin vermeyen, sert ve otoriter bir lider. Reis karşısında hiç beklemediği bir düşman buluyor. Çadır kentte ise bir imamın önderliğinde insanlar yaşam mücadelesi veriyorlar. Din adamına göre kurtuluşun önündeki en büyük engel ise ahlaksızlık... Dünyanın başka bir yerinde ise bir bilim insanı bu felaketin izine düşüyor. Yolcuğu boyunca hayatına giren yeni bir duyguyla olan mücadelesi sizleri bekliyor. Bu duygu tabi ki aşkın ta kendisi olacak. Bir yandan da felaketin gerçekte ne olduğunu ve dünyanın geri kalanına ne olduğunu keşfetmiş olacaksınız, olayın hem bilimsel hem de küresel yönlerini görme şansınız olacak. İnsanlığın en büyük mücadelesinde herkesin bir amaca ihtiyacı olacak. Herkesin bu yolda hedefi çok farklı! Aşk, aile, vatan, özgürlük, inanç başta olmak üzere. Peki senin var olma mücadelende amaçladığın şey nedir?
Rüya Günlükleri by YsmnUnal
YsmnUnal
  • WpView
    Reads 278,054
  • WpVote
    Votes 11,266
  • WpPart
    Parts 51
"Ruhunun rengârenk olduğunu rüyalarında anlayacaksın." İlkim Aksoy... 26 yaşında. Başarısız bir evliliğin sancılarıyla kıvranırken yıllar önce karşılaştığı bir adamın apansız telefonu üzerine izini kaybettirmek için yola çıkıyor. Yıllardır tuttuğu günlüklerinde çok büyük bir gizem saklı... Samuel Paul Reynolds... 22 yaşında. Londra'nın en gözde bekarı, konservatuvardan mezun olmasına aylar kala şöhretin basamaklarını tırmanıyor. Altında ter döktüğü parlak sahne ışıklarının aksine gözlerini kapattığında kâbuslarındaki koyu karanlığa teslim ediyor ruhunu. Giovanni Del Nico... 33 yaşında. Babasının antika dükkânında bulduğu bir kitabın satırları değiştiriyor tüm hayatını. Bir yabancının, ona içki ısmarladığı gece mahvediyor tüm düzeni. Serkan Demir... 47 yaşında. Marmara Depreminde ailesiyle beraber tüm umutlarını da göçük altında kaybeden bir psikiyatr... Azrail kanatlarında onu ailesine taşımadan önce çok önemli bir görevi var. Matthias Wegner... 30 yaşında. Babasının, şirketteki koltuğunu öz oğlundan daha çok sevmesinin bedellerini ödüyor, veliaht olduğu için sıkı bir disiplinle öğretildiği onca görgü kuralına uymaya kapatıldığı akıl hastanesinde dikkat ediyor artık. Aurora Bakker... 24 yaşında. Ailesini kaybetmenin sebep olduğu acıyı hazmedemen ihanet yakıyor canını bir de. Umut vaat eden bir teklifi masumca kabul ettiğinde başlıyor her şey... Jonathan Cooper... 59 yaşında. Renk körlüğünün intikamını almak istiyor. Aleksei Olegovich... Kimse yaşını bilmiyor. O sadece "Maestro". Hepsinin ortak bir sırrı var.
DÜŞÜŞ by rengin
rengin
  • WpView
    Reads 455,235
  • WpVote
    Votes 27,200
  • WpPart
    Parts 29
"Ben öbürleri gibi değilim," dedi Joce ona doğru tehditkar adamlarla yaklaşırken, Jane titriyordu ama bu soğuktan değildi, çocuk ürkütücü görünüyordu sadece. "Sorgusuz sualsiz hiç tanımadığım birine yardım etmem." "O zaman etme," dedi Jane ifadesiz bir sesle. Çocuk, kızın sesini ikinci defa duyduğunda tepkisiz kalmıştı. Joce, birden kızın havlusunu çektiğinde Jane engel olamadı ve ıslak elbisesiyle kaldı. Elbisesi vücuduna yapışmıştı, ince beyaz kumaşından dolayı teni bile görünüyor olabilirdi. "Kimse burada böyle bir elbise giymez. Çok pahalı olduğu her halinden belli," sonra gözlerini kıstı, "sen nereden geldin?" "Cennetten," dedi Jane çocukla dalga geçercesine, "ben bir meleğim." Ama dalga geçme fikri iyi bir fikir olmayabilirdi. Joce kızmış gibi kızın dirseğinden tuttu ve kendine çekti. "O zaman kanatların nerede küçük melek?" Jane, her an korkudan bayılabilirmiş gibi hissediyordu. Karşısındaki çocuğun ölümcül bir güzelliği vardı. Kızarken, sinirlenirken bile tapılasıydı. "Düşerken kırıldılar," dedi Jane titrek bir sesle.