I looked up at the star filled night sky as the tears I had been holding back poured out of my eyes uncontrollably. My life changed in an blink of an eye so to say. Two months ago, two months ago I was just a normal teenage girl going into womanhood. Now I am the wife to the one and only Triumph heir. I didn't want this nor did he. He, my husband. Well only legally so to say. Zephyr Zeus Triumph weds Evangelique Diamond Thornton. No one in their wildest dreams would have ever imagined a girl like me getting married to him. He was every woman's fantasy and desire. His eyes, oh his killer eyes that make my breathing heavy everytime that I get to look at them, which has only been 2 times so far. He was the notoriously infamous, multimillionaire womanizer that girls like me should stay away from and guys like him disliked. Heck, even I wouldn't have thought or imagined of such a drastic change in my life. But life is full of surprises and it never goes as planned. My life from being a straight perfectly paved road had suddenly took the worst twists and turns. I wasn't given a choice and neither was he. Our families forced us in matrimony as a deal sealer to the amalgamation of the Diamond and Triumph empire. I knew he never liked me, no man was ever attracted to me. I don't know was it because of my father's overprotectiveness of constantly surrounding me with guards or was I really not beautiful at all. Our marriage was a deal, nothing but a contract or a piece of paper as he called it. But the way he treated me and acted with me in the very few times we were forced to be together, had proved that he knew something that I didn't. Sometimes I just give up and let myself believe that it's nothing but the fact that he genuinely hates me. As I was just settling down as a newly wed, my life took a turn again. For the better or worst, I have yet to find out myself.

❝Küçüklükten bu yana, her zaman hayatımın yaşadığımdan çokta farklı olamayacağını düşünmüştüm. Ailem her zaman paramparça ve toplumun alışılagelmiş aile yapısından farklı kalacağını sanmıştım. Benimde sonumun bu şekilde kalacağı, babam gibi hiçbir zaman doğru düzgün bir meslek sahibi olamayacağımı sanırdım. Şu an bile anneme olanlar konusunu sindirememiş ve hala konuşmamak için saklanır hale gelmiştim. Bazıları her ne yaşamış olursa olsun sürmüş oldukları hayattan daima umut beklerlerdi. Onlara göre umut olmadan yaşamı sürdürmek imkânsızdı. Bana göre bu tam tersiydi. Ben hayatın en kötü taraflarını yaşamış kızdım. Dünyanın en karanlık tarafında kalmıştım. Benim olduğum tarafta umut yoktu, sevgi yoktu, aile yoktu. Sefillik vardı, cinayet vardı, alkol vardı. Kötü insanlar her tarafımdaydı, en yakınımdaydı; babamdaydı. Sanırım bu kısımdan asla bahsetmedim. Bu bataklıktan kurtulup, dünyanın en aydınlık tarafına birden ulaşmıştım. Hemde hiç tanımadığım bir adam tarafından. Beni köhne mahallemizin, köhne olan bir marketin kasiyerlik kısmından alıp spot ışıklarının altına yerleştirmişti. Ben hayattan bir umut bile beklemezken, hayat bana bir mucize vermişti. Ve bana verilen bu mucizeye sıkıca tutunmaya çalışırken kendi umudumuda kendim yaratmıştım. Mutlu olmaya ant içtiğim zamanların içine dünyaca ünlü bir yıldız girivermişti. Öyle güzel sevmişti ki, ikinci mucizem de O oluvermişti. Harry Styles. Hayatımın Aşkı. Tüm oluverenler de bizim hikâyemizdi işte. ❞ #Wattys2016 | Gizli Cevherler #onedirection kategorisinde #1 numara! #adventure kategorisinde #1 numara! #harrystyles kategorisinde #1 numara! #selenagomez kategorisinde #1 numara! © Tüm hakları saklıdır.

'En büyük aşklar nefretle başlar.' kelimesi sizce ne kadar doğru ? Yada masum bir nefret, bir başka nefrete dönüşebilir mi ? Bradley Simpson ve Sarah Header'ın nefret dolu hikayesi...

©Tüm telif hakları saklıdır. Hiç AŞK'ı mecburiyete sığdırmak zorunda kaldınız mı? Mecburen aşık olmak! Saçma ve anlamsız gibi dursa da bazen; Kaderinizin o olduğunu anlamak o kadar zor olmasa gerek! Ne dersiniz?

Her insan hakettiğini yaşar, Sende dahil, bende dahil, bizde dahil.