GSeherUlu kullanıcısının Okuma Listesi
71 stories
CEVİZ AĞACI MAHALLESİ by mariematisse
mariematisse
  • WpView
    Reads 4,011,739
  • WpVote
    Votes 140,492
  • WpPart
    Parts 51
Lapis Yayınları aracılığıyla kitap olmuştur ✨🧡🖤 ... Ceviz Ağacı Mahallesi'nin gölgesi bahar ayında yeryüzüne dokunurken içerisinde bulunan yaşantılar da birbirlerine dokundu. Sıcacık insanların sıcacık mahallesine ve oradan da evlerinin içine misafir olduğumda çok küçüktüm ama anımsıyorum, çocuksu mutluluğum o kadar gerçekti ki içim içime sığmıyordu. Sonra büyüdüm ve onlara dahil oldum, onlara karıştım ve Ceviz Ağacı Mahallesi'ndeki ağaçların şekline girdim. Aşk bir diken gibi tırmandığım ağaçların dallarından tenime doğru uzanıp bedenimi baştan sonra doğru keserken gözlerimdeki sıcak yaşları yeryüzüne davet ediyordum. Aşık olacak kadar büyümüş, aşka düşecek kadar sersemdim. Ama mutluydum, Ceviz Ağacı demek mutluluk demekti. Ceviz ağacı demek buralarda, tepesindeki çalıkuşu demekti. Ve ben... Kızıl Çalıkuşu'ydum. .... Onların aşkı dillendirilemeyen bir lanet gibi içlerinde dağlanırken mahalleye düşen yağmur damlalarına arkadaşlık etti. Sonra mahallenin açık pencerelerinin birinden usulca bir şarkı yükseldi ve Ceviz Ağacı'na yayıldı. "O gözler bana eskisinden yabancı, Gönlümdeki bu sevda hiç bitmeyen bir acı." ... Bu isimle yazılan ilk kurgudur. Kapak için birkadehsevgi-'ye teşekkürler. Tüm Hakları Saklıdır, kurgu tamamen yazara aittir ve çalıntı durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
GÜZEL ZAAFSIN! (Tamamlandı)  by soullandbreath
soullandbreath
  • WpView
    Reads 2,803,396
  • WpVote
    Votes 152,971
  • WpPart
    Parts 49
Wattpad'de 'Güzel Zaafsın!' adıyla yayınlanan ilk kitaptır! Bir asker ve yârinin hikayesi... "Asker sevmek..." dedi, "Öyle her kadının harcı değildir. Çünkü her kadın ölüme nefesi kadar yakın bir adamı sevmeye cesaret edemez." tüm gücümü toplayıp yüzüne baktım, "Seni seviyorum..." Biliyordum asker sevmek parfüm kokusunu değil barut kokusunu sevmekti, parasını değil verdiği güveni sevmekti. Havasını değil bir şey olacak korkusuyla sahiplenmek demekti. Her şehit haberinde kalbinin çarpması, nefesinin kesilmesi demekti. Güçlü olmayı öğrenip gözyaşlarını gururla silmek demekti. Asker şeref kokar, gurur kokar, barut kokar, kan kokardı... Asker sevmek bir nevi asker olmak demekti... "Bak," dedi, "Bazen benden şimdiki gibi hatta daha uzun süre haber alamayacaksın hatta bir gün şayet Allah izin verirde nasip olursa benden son bir haber alacaksın..." anlayışlıydı sesi ve gözleri öyle anlamlı bakıyordu ki gözlerimin dolmasına engel olamadım. "Kimin önce öleceğini nereden biliyorsun Yüzbaşım? Belki senden önce sıra bendedir... Hem aldığımız nefesler ecele attığımız adımlar değil mi?" "Emin misin?" başımı evet der gibi salladım, "Sürekli korkuyla yaşayacaksın, sırf beni sevdiğin için bir sürü düşmanın olacak. Benim düşmanım senin düşmanın demek. Hala aynı fikirde misin?" tekrar onu onayladığımda yüzümü avuçları arasına aldı. "Bundan sonra gitmek istesen bile ben seni bırakmam güzelim..." Vatan için can alıp, can verenlerin şerefine! 🇹🇷 18.04.2021 🏆1. Asker 26.04.2021 🏆1. Doktor 12.08.2022 🏆1. Genç Kurgu 12.04.2021 🏆1. Genç Kız Edebiyatı 14.05.2021 🏆1. Özel Kuvvetler 17.05.2021 🏆1. Asker Yareni 15.05.2021 🏆1. Hüzün 05.04.2021 🏆1. Erzurum 27.04.2021 🏆1. Tim 10.05.2021 🏆1. Görev 12.04.2021 🏆1. Tugay 05.10.2021 🏆2. Bordo Bereli 16.09.2022 🏆1. Komutan
SEVDA ÇİÇEĞİ by murekkep1atesi
murekkep1atesi
  • WpView
    Reads 2,117,014
  • WpVote
    Votes 93,742
  • WpPart
    Parts 47
"Anlatayım mı sana? Anlayacak mısın anlatırsam?" Dedi bir anda ateş gibi bir sesle. Elleri kollarımı kavradı. "Neyi?" Dedim titrek bir nefesle. "Anlatamadıklarımı." Sesi dümdüzdü, ama gözleri... Söylediklerim onda bir alev çıkarmıştı ve şimdi beni de yakıyordu alevi. Güçlü elleri belime doğru indi, sol gözümden kayıp yanağıma doğru yol akan yaşa içi giderek baktı. "Biliyor musun sen Gonca? İçinin ateş gibi yanmasının ne demek olduğunu biliyor musun?" "Biliyorum." Dedim kendimden emin bir sesle, bunu bana o öğretmişti. Kalbim hınçla çarparken öğrenmiştim. "Senden öğrendim." "Ben sende neyi öğrendim peki biliyor musun?" Dediğinde artık gerçekten sessizce ağlıyordum, bu yıkım fazlaydı. Korkut bana yaklaştı, dudaklarıma çarpan sıcak nefes tenimi yakıyordu, elleri sertçe belimi kavradı ve beni kendine yasladı. "İçim ateş gibi yanarken, karşında buz gibi durmayı, Gonca. İçim kor olurken seni sevmeyi öğrendim ben." (+18) 22.01.2022 - Komando #1
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,921,796
  • WpVote
    Votes 1,599,533
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
Visal: Ahu Döngüsü  by humeyraao
humeyraao
  • WpView
    Reads 2,283,276
  • WpVote
    Votes 159,931
  • WpPart
    Parts 21
Ben ilk kez onun yangınında onunla yanarken bulmuştum kendimi. ''Alacalı...'' dedi büyülenmiş gibi. Alnı alnıma yaslandı. ''Alacalı Ahuşan... Bana yazılmış gibisin.'' Kaç kere döndü durdu parmakları tenimde sayamadım. ''Sabrın sonu selametse...'' Elleri benden ayrılıp bir iki adım karşıma geçse de sözleriyle beni kendine mühürledi sanki. ''Yemin ederim benim selametim bir sen, tek sen olacaksın.'' Bu hikaye bir kadının kocaman bir adamın kalbine düşüp büyümesinin hikâyesiydi.
ADEN | GERÇEK AİLEM by dlnyrnyrkn
dlnyrnyrkn
  • WpView
    Reads 4,668,495
  • WpVote
    Votes 251,788
  • WpPart
    Parts 106
"ADEN" İSMİYLE YAYINLANMIŞ İLK KİTAPTIR. Yıllar sonra ortaya çıkan gerçek iki aileyi de derinden sarsarken hayatları tepetaklak olan iki genç kız yeni hayatlarında büyük mücadeleler verecektir. "Bu aile benim. Senin biyolojik olarak kızları olman hiçbir şeyi değiştirmez anladın mı?" dediğinde boğazıma oturan yumruyu zar zor yutkundum. "Bir şeyleri değiştirmeye niyetim yok Güneş. Buraya kendi isteğimle gelmedim." dediğimde yüzüne yerleşen alaylı ifadesi ile yüzünün tam ortasına bir yumruk geçirmek istedim. Yakışırdı... "İyi en kısa sürede gideceğine emin ol. Ne annem ne babam ne de abilerim seni istiyor. Bir an önce def olup gideceksin. " dedi ve odadan çıkıp gitti. Bense her zaman olduğu gibi yapayalnız kaldım küçücük odada. Boğazımın tam ortasına oturan yumru gözlerimi yaşartırken şansıma bir kez daha ana avrat küfür ettim. Bu hayatın benimle ne alıp veremediği var bir anlasaydım keşke... *** Aden Saygın'ın hayat hikayesine hoş geldiniz. Bir nebze klişe, bir nebze dram biraz eğlenceli ve asabi abilerle dolu bir hikaye sizleri bekliyor. Buyurunuz hikayemize efendim...
KURALSIZ | KİTAP OLDU by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 10,449,856
  • WpVote
    Votes 533,860
  • WpPart
    Parts 92
"Ben, kalbinde yaşayabileceğim birini hayatımda isterdim," dedim ve yemyeşil gözlerinin içine baktım. "Peki sen, sen nasıl birini isterdin hayatında?" Yeşillerini denize çevirdi, iç çekti. Sabırla bekledim dudaklarından dökülecek olan cümleleri. Uzun uzun baktı denize. Sabrımı sınamak istercesine uzun baktı hem de ve sonunda yeniden bana dönebildi. "Hiç kimseyi," dedi kendinden emin bir şekilde, afalladım. "Neden?" Sordum, kadehinde kalan şarabını bir kerede içti. Boşalan kadehe odakladı bakışlarını. Uzun uzun düşündü. Gözünün ucuyla bana baktığında yüz ifadesi düzdü ama gözlerini yine saklayamamıştı. Gözlerinden anlaşılıyordu kederli olduğu. "Çünkü ben kimseyi kalbimde yaşatamam," dedi, bu cümlenin ağırlığı altında ezilirken acıyla yutkundu ve ekledi. "Benim kalbimde bana bile yaşam yokken, hiç kimseye olamaz."
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,512,435
  • WpVote
    Votes 545,973
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
AĞAÇKAKAN by Bubenimtekhayalim
Bubenimtekhayalim
  • WpView
    Reads 7,452,598
  • WpVote
    Votes 322,089
  • WpPart
    Parts 57
*** "Hiçbir şey beni senin bu korkaklığın bu ilişkiye sahip çıkmayışın kadar üzemez. Seni seviyorum diye senden vazgeçemiyor değilim. Bugün olmaz yarın. Vazgeçerim. Bir başkasına aşık olurum!" dedim öfkeyle. Elini ağzıma kapattı, bir elini belime koyarak bedenimi kendine çekti. Savrulan bedenimin eğer tutmasaydı düşeceğine emindim. Ellerimi göğsüne koydum. Gözlerinin içine bakarken çatık kaşlarının altındaki yeşil gözleri, benim günlerdir denediğim ama yapamadığım şeyi yapıyordu. Öfkesini, bedenime ince ince işliyordu. "Madem öyle... Hazırlan." Elini çekmediği için anlamadığımı sadece bakışlarım ile iletmeye çalıştım. "Bir ay sonra nişan, şubat tatilinde düğün." Ben söylediklerinin etkisi ile şok olurken arkasını döndü, bizim evin bahçesine doğru bir iki adım attı. Ondan çıktığına emin bile olamadığım gür bir sesle bağırdı. "Aytekin!" Kalbim korku ile kasılırken yanına koştum. "Ne? Ne yapacaksın? Hey!" Beni dinlemedi, önüne geçip durdurmaya çalıştığım bedenini sola kaydırdı, bir daha bağırdı. "Aytekin!" Bizim evin ışıkları ile birlikte Cemile teyzelerin ışıkları da açıldı. "Ferhan..." Dediğimde bakışlarını ağabeyimin penceresinden bana çevirdi. "Ferhan yok..." dedi alayla. "Ferhan ağabey diyeceksin." Ellerini havada iki kez itiraz edercesine salladı. "Pardon! Korkak, gururlu, aptal ve sevmeyen Ferhan ağabey diyeceksin!" Bizim evin kapısı açıldığında son kez onu durdurmaya çalıştım. "Ferhan böyle değil. Bir anlık öfke ile değil!" dediğimde ellerimi tuttu, göğsünden indirdi. "Ne bağırıyorsun lan?" diyen ağabeyime aldırmadan bana bakarak konuştu. "Gözünde adamlığım kalmadı ya, bırak onun gözünde de kardeşliğimiz kalmasın. Ama sen..." Bakışlarını yanımıza gelmesine bir iki adım kalan ağabeyime çevirdi. "Bu saate sonra vazgeçme hakkına sahip değilsin." ***
ESİR by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 10,713,794
  • WpVote
    Votes 508,935
  • WpPart
    Parts 69
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.