Yaşıyoruz işte. Bazıları dalga geçilen olurken, bazıları ise dalga geçen oluyor. Bazıları küfür ederken, bazıları küfür edilen oluyor. Ne kadar zor değil mi? Hayatta diğerleriyle eşit, aynı raddede olmak. Bugüne kadar her zaman dalga geçilen, küfür edilen, umursanılmayan olmuştum. Ama, bugüne kadar. İntikam almak için geliyordum. Hepsinden, intikamımı alacaktım. Ettikleri lafları, söyledikleri sözleri bir bir hatırlatacaktım. Eski Beste yoktu artık. Artık havalı, mavi saçlı, ve zayıf bir kız vardı. Ve eskiden kalma tek şeyi ise âşık olmasıydı. ** "Ne yaptım size! Neden bakmıyorsunuz yüzüme, neden aldığım her nefesimle bile dalga geçiyorsunuz!" "Aldığın nefes bile değerli değil, komikte ondan."

Özgürlüğün akıl almaz, gerçek ve tadılmış yansıması altında her bölümü tek yudumluk bir genç kurgu. Bora ve Burak hayatlarını bağımlılıklarından arınmış olarak yaşamaya çalışan iki dosttur. Başlarına gelen akıl almaz olaylar bütün hayatlarını baştan sona değiştirecektir. Her zaman takıldıkları sokakta gerçekleşen ve birbirini takip eden zincirleme olayların sebebi göğün hiç ummadıkları bir yerinden tepelerine inecektir. Bunlardan haberi olmayan ve kanla olmasa da yürekle birbirlerine bağlı iki arkadaş yaşama karşı açmış oldukları hayaller savaşını sürdürmek için canları pahasına koşacaklardır. Ta ki gökyüzüne ulaşana kadar... Bora, hayatını çizmeye, sanata ve keyfine ayırmıştır. Ailesinin baskıcı muamelesi günden güne artmaktadır. Ve işler çığırından çıktığındaysa yanında kalan tek bir kişi vardır. Burak, hayatını ritimlerin koyu hissiyatı içerisinde kaybetmiştir. İnatçı, unutkan, odaklanma problemi yaşayan tipik bir karakterdir. Küçük yaşta ailesini kaybetmesi işleri daha da zorlaştırmıştır ve şu dünyada ki en iğrenç insanlardan birisi olan amcasıyla yaşamak zorundadır. Ve başlarına gelecek olan trajedi yüklü olaylar birbirlerine daha çok bağlanmaları için harika bir sebeptir. "Gökyüzüne iyi bak Bora! Bir gün oraya gideceğiz." "Oraya çıktığımızda Burak, bulutlardan aşağıya işeyeceğim."