İlk aşktan da önce ilk arkadaşlıklarını kurmuşlardı birlikte. İkisi de yalnızlığından sıyrılmış, kendilerine yaşamak zorunda oldukları hayattan bir kaçış sağlamışlardı. Yıllar geçtikçe arkadaşlıkları coşkuyla ilk aşka dönüşmüştü ama hayatın gerçeklerinden sonsuza dek uzak kalmaları mümkün değildi. En azından Nil için. Gitti. Dağhan geride bırakılan olmanın acısıyla nefes aldı yıllarca. Unutmak istedi. Hatta bir süre bunu başardığını bile düşündü. Ta ki hiç ummadığı bir anda Nil karşısına çıkana kadar... Kader miydi onları bir araya getiren? Nil buna inanmak istemedi. Kaçmaya devam etti. Koştu koştu koştu. Ama yeterince hızlı koşup da Dağhan'dan saklanabileceği kadar uzak bir yer artık yoktu.

Aşk görmekten çok özlemeyi sever. dokunmaktan çok düşlemeyi, Ve aşk öyle haindir ki; Nerede imkansız varsa Gider onu sever ... Özdemir Asaf Aşk haindir derler ; Sahi ,hain olan aşk mıydı ya da gurur mu? Gururu bir kenara bırakıp sevmeye devam mı etmek gerek ...ya da aşkı gurura esir edip ;kanla ,nefretle ,acıyla harmanladıktan sonra ,kasırga gibi yıkıp geçmek mi gerek ... imkansızlığa yol almakta bir seçenek ,bir yelkenle yeni başlangıçlar için kıyı aramak da ... konusu: 20 yıl önce büyük bir aşiret olan Karabey aşiretinin ağası Kudretin kardeşi olan Hasan ;Seyid Demir'in kızkardeşi Avjin hanıma tecavüz eder ve ölümüne sebep olur .Bunu daha fazla kaldıramayan Seyid Karabey konağını basar ve bağırmaya başlar.Bu sesler üzerine bütün konak üyeleri dışarı çıkar .Kudret ağa ve Seyid birbirine girer ve büyük bir kavga yaşanır.Seyid belinden silah çıkarıp rastgele ateş etmeye başlar lakin bu kurşunlardan ikisi balkondan onları izleyen Ayten hanım ve 10 yaşındaki oğlu Azad'a isabet eder ... Bu hengame sırasında Seyid kaçar ,ölüm korkusuyla Mardini de terkeder . Kudret karısı ve oğlunu kaybetmiş,6 yaşındaki oğlu Baran ve 3 yaşındaki kızı Helin ise öksüz kalmıştır... Yıllar boyu sürecek olan kan davası işte böyle başlar ... Seyid Demir'in üç çocuğu vardır,eşi Hanife hanımdır. (Dilan(evin en büyüğü),Cevdet ,zümrüt) Dilan ise Hanifenin öz kızı değildir ... Bu Kan davasından en çok etkilenecek olan Dilan ve Barandır çünkü daha fazla kan akmasın diye zoraki bir evliliğe mecbur edilirler ... Dilan ve Baranın bu çetrefilli Aşk hikayesinde kazanan aşk mı olacak yoksa gurur mu?

"Neden bu kadar taktın?Sonuçta biz zorla evleniyoruz.Beni kıskanmaman lazım." "Kıskanmak mı? Asla."dedi üstüne vurgulayarak.Sen artık benim himayem altına yani benim olduğun için her şeyin benim.Onların kimsenin görmesi gerekmez."dedi ve bana yaklaşıyordu,aramızda mesafe de yoktu.Hışımla ayağa kalkıp "Ben kimsenin himayesinin altına girmem!!Unutma bunu Girmem!Seninde ben istemediğim zaman da senin olmam Porsuk surat!!"dedim resmen bağırarak ve oradan ayrılmaya yeltendim ama koluma yapıştı."Bu sefer kaçamazsın küçük hanım!"dedi.Neyden bahsediyordu ne kaçması ya,deli."Demek sen istediğin zaman benimsin!Göreceğiz.Bunu sana düğün akşamı hatırlatacağım ben!" Bakalım bizim dik kafalı dediğim dedik söz dinlemeyen Zenan ne yapacak?? Peki ondan daha inat bir adam ve dediğim dedik olan bir adam ;inadını kırabilecek mi?? 09.08.2015

devam ediyor

Üniversiteye gitme hayali kurarken kendini bir anda beyaz gelinlikleri içinde bulan genç bir kız.Umutlarının paramparça olduğuna inanırken,hayallerine ket vurmasına neden olan nişanlısının düğüne bir hafta kala kaçıp gitmesi tekrar yeşertti umutlarını genç kızın.Ama nerden bilebilirdiki hayatın ona hiç adaletli olmadığını.Kurtulmak isterken aslında daha da kör bir karanlığa savrulduğunu... Ve hikayesinin kahramanının,kaçıp giden nişanlısının abisi olacağını... Hikayesinin kahramanını başkaları seçmiş genç bir kız;Sahra İstemediği bir hikayenin kahramanı olmaya zorlanan genç bir adam;Devran İki farklı hayat aynı hikaye...