ÇOK İYİ
4 stories
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,508,395
  • WpVote
    Votes 545,838
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
Sinestezi by selen_sezer
selen_sezer
  • WpView
    Reads 425,311
  • WpVote
    Votes 23,138
  • WpPart
    Parts 34
Sesil, yirmi yaşına henüz basmış bir psikoloji bölümü öğrencisidir ve okuduğu bölümü seçmesinin en önemli nedeni, sekiz yaşındayken öğrendiği, modern tıbbın hala gizemini tam olarak aydınlatamadığı bir algı komplikasyonuyla dünyaya gelmesidir: Sinestezi. Bunun üzerine sekiz yaşındaki pek çok kişinin alamayacağı kadar radikal bir karar alır ve unutmak istemediği rengarenk anılarını düzenli olarak tuttuğu defterlerine kaydeder. Bu ona, her zaman yanında taşıdığı bir defter ve hayatı boyunca eşlik eden bir alışkanlık olarak geri dönmüştür. Tek bir kuralı vardır; o da tüm anılarını yazıya dökerken bir daha eşini benzerini yaşayamayacağını düşündüklerine yıldız atmaktır! Rakamların rengi ve renklerinse kendilerine ait tatları olduğu bir hayata uyum sağlamakta herhangi bir sıkıntı çekmemiş olan Sesil, bir Cumartesi akşamı yatıya gittiği ev partisinden sonraki günün akşamında odasında uyanmıştır; fakat ufak bir sorun vardır: Parti gecesini ve evine nasıl geldiğini hatırlayamamaktadır. Öncesinde aklında kalan birkaç imgeyle bu hafıza kaybını aydınlatmaya çalışan Sesil, bu durumu anı defterinde ayırdığı, boş, dört adet yıldızlı sayfayla çok geçmeden takıntı haline getirecektir. Daha sonrasında su yüzüne çıkan gerçeklerle kendisini, hiçbir algısıyla bütünleştiremediği bir adamın peşinde bulacaktır.
Mürekkebe Boyanan Sardunya | Raflarda by SumeyyeDemirkan
SumeyyeDemirkan
  • WpView
    Reads 11,886,821
  • WpVote
    Votes 755,043
  • WpPart
    Parts 64
Sevgi acıtır, öp yaralarımdan belki sana da bulaşır.
Doğuştan Rahat by plutonalien
plutonalien
  • WpView
    Reads 3,926,207
  • WpVote
    Votes 293,110
  • WpPart
    Parts 72
"Lokum gibi adamsın,fıstık gibi sözlün var,benimle neden muhattap oluyorsun?" "Çünkü fıstıklı lokum sevmem." ©23042015 Tüm hakları saklıdır.