Türk işi Japon işi,bunu yapan 3 kişi .... "Düştüğüm duruma bak, sevmediğim bir erkekle evleniyorum ve iki erkek beni seviyor, ama ben birini seviyorum ve hepsi benim düğünümde. Orospuluğun kitabını yazmak için genel eve gitmeye ne hacet, ben çok detaylı bir röportaj yazabilirdim bu şeytan üçgeninde. " Benim hikayelerim Kaf dağında değil,yer yüzünde geçer demiştim ya?Eminim içinden bir sürü ilk aşkın meyvası elmanın sapını yemiş Bahar'lar ve o sapı elinize veren Mert'leriniz çıkacak.Ama yinede pes etmek yok!!Mutlaka bir Samuray gelip sizi kurtaracak.. Missberina..

Annem ve babam, bana karşı hiçbir zaman, o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar.O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi, rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim.En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı.Beyaz bir gelinlik... Beyaz, mutluluğun, aşkın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisiydi.Bu evde kavuşamadığım huzura, kendi kurduğum yuvada sahip olacağıma gerçekten inanarak büyümüştüm.Oysa şimdi ailem bu hayalimi de elimden almıştı.Benimle hiçbir ilgisi olmayan bir olaydan dolayı, hiç tanımadığım ve civardaki herkesin Deli diye bildiği bir adamla evlenmek zorundaydım. ❤ Tüm ilçede deli diye tanınan bir adam: Emre. Aradığı şefkatı ailesinden bile görememiş, tekhayali bir gün sevdiği adamla evlenmek olan bir genç kız: Elif. Ve zoraki bir evlilik. Kimsenin bilmediği bir psikolojik sorunla boğuşan Emre ve Emre'yi tanıdıkça ona karşı anlayamadığı bir şekilde merhamet duymaya başlayan Elif, gerçek bir aile olabilecek miydi? Emre tekrar delirmeseydi; belki...

"Tekerlekli Sandalye" ye mahkum genç bir kız. Hayatı tamamen "kıvırcığı"nın üzerine kurulmuş genç bir adam. Engellere rağmen... Acılara, herşeye rağmen... Birbirlerine kenetlenen iki insan... Tek ihtiyaçları'ysa bir Mucize sadece.. yalnızca bir ''Mucize''...

Onlar bir Girdap'ta yaşıyorlardı. İnsan kanından oluşan bir girdapta... Sancak Holding Türkiye'nin en büyük holdinglerinden biriydi. Resmi olarak bir çok büyük şirketin hissedarlığını yaparken, gayri resmi olarak da yasa dışı her türlü işte parmağı olan bir holding. Belirli bir kaç ortak dışında şirket dış dünyaya tamamen kapalıydı. Herkes onların kim olduğunu, ne yaptığını bilirken; kimsenin itiraz edebileceği cesareti yoktu. Ayaz Sancak, Sancak Holding'in patronu, göstermelik hisselere sahip diğerlerinin aksine şirketin tek sahibi... Acımasız, duygusuz, kalpsiz... İstediği her şeye sahip olabilirken hiç kimsesiz. En az kendisi kadar soğuk, umursamaz olan annesinin kendisi için endişelenmesini umursamıyor; kendisini acımasız, kalpsiz, kötü olması konusunda eğiten babasına acımıyor. Kendisiyle taban tabana zıt kardeşi, kendisini ne kadar sevse de onu sevemiyor; çünkü sevmek güçsüzlüktür. Bahar Acar, bir zamanlar mutlu bir hayatı vardı. Zengindi, her istediği anında yerine getirilirdi. Taki annesi hastalanıp işleri tamamen babası devralıncaya kadar. İyi aile babası sayılabilecek olan adam gitmiş yerine acımasız birisi gelmişti. O kadar acımasız ki, kızına istediğini yaptırmak için, hasta karısına acı çektirmeyi doğal karşılayacak kadar. O kadar acımasız bir adam ki kendi öz kardeşinin 3 çocuğuyla, yarı açık bir evde yaşamaya çalışmasını umursamayacak kadar...

Arkadaslar mer. bu bnm watpaddeki ilk hikayem . ama onceden baska seylerde hikayeler yazdim . bu bi sebsel hikayesi olucak . erotik sahneler cok fazla olucak etkilenecekler lutfen okumasin..

Her şey bir gecede oldu bende anlamamıştım unutmadan benim adım Defne. Her şeyi baştan anlatayım ben ve ailem kuzenimin düğününe gidiyorduk ama düğünden dönüşte çok kötü bir kaza yaptık. Annem, babam ve kardeşim öldüler annem ve babam olay yerinde kardeşimde yoğun bakımda öldü beni de yoğun bakıma almıştılar 3 ay sonra yeniden hayatıma kaldığım yerden devam ettim. 18 yaşında olmadığım için kendi evime çıkamıyorum seneye üniversiteye gideceğim için bu sene çok çalışmam gerekiyor bu yüzden işe girmeye korkuyorum. Kuzenimin ailesi ben hastanedeyken çok yardımcı oldular çünkü suçluluk duyuyorlardı. Bana onlarla kalmayı teklif ettiler benimde başka çarem olmadığı için kabul ettim onlarında yani evlenen kuzenim kız onun odasında kalacağım. Yengeler genelde kötü oluyor dizilerde ama benim yengem melek gibi anne yerine koydum. Bana o kadar iyi davranıyor ki bazen ben öleceğim diye düşünüyorum. Yeni aileme çok alıştım derslerim çok iyi gidiyor iki sınıfın 1 ' siyim. Genetik mühendisi olmak istiyorum böyle giderse notlarım çok iyi bir yerde okuya bilirim. Hatta kolejin sınavlarında böyle olursa notlarım kolejde bile okuya bilirim.

Altı ay önce çok sevdiği babası ve beraberinde ailesi ortadan kaybolan Avşar sudan çıkmış balığa dönmüş bir halde yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Gün geçtikçe eski halinden eser kalmadığını gören Avşar üniversite eğitimine ara verip ailesini aramaya başlar. Attığı her adımda karşısına babasının kirli sırları çıkarken onu arayan tek kişinin kendisi olmadığını fark eder. Babasının eski düşmanının oğlu ve şehirdeki suç çetesi de aranan adamın peşindedir ve niyetleri kendisininki kadar iyi değildir.

Hayatım boyunca öldürmek için yetiştirildim... Bunun normal olduğu öğretildi bana.... Ama şimdi bir ölü yerine, bir canlıya sokulmamı istiyorlar... Hemde karanlığın en güçlü liderlerinden birinin içine... Korkması gerekenler onlar... Sonuçta dünyada nam salmış, tek canlı cellat, yani "Ölüm Meleği" benim... Peki neden asıl korkanın ben olduğumu hissediyorum... "Ruhumun insanlık adına verdiği savaşı sen kazandın..." Ateş Dinçer... Ölüm Meleğini öldürebilen tek güç... Bana ruhumu geri veren tek gerçek... "Ölüm Meleği..." bu kitaba başlarken, sadece hayal ettim ve sonuç hayallerimin ötesinde bir mutluluk... Teşekkür ederim...

'Ukala bir kişiliğin peşinden koşturan küçük bir aşk, seks düşkünü ve engellenemez bir tutku" @huzurlusarap