TANITIM Kafamı çalışma masama bir kere daha vurdum ve umutsuzca nefesimi dışarı verdim. Lanet olası ben, acayip realisttim ve düşündüğüm şeyin gerçekleşmesi imkansız gibi bir şeydi. Şimdi bana soracaksınız; "Neyin gerçekleşmesi imkansız D.O?" diye. Tıpkı Jason'ın sorduğu gibi. Aslında Jason'ın dili dönse bana Kyungie diyecek de... Neyse. İmkansız olan şu ki; Asya'nın en iyi dansçılarından birisine vurulmuştum. Bakın, bu kesinlikle fanlık falan değil. Fanlık olsa, ondan imza isterdim. Yada ona sarılmayı. En azından onunla tanışmak isterdim. Pekala, tanışmak istiyordum ama çok farklı bir şekilde. En büyük sorun ise benim New York'ta, onun ise G.Kore'de olmasıydı. Onun sürtüğü olmak istiyordum. Evet, evet doğru duydunuz. Kalp ritmimi aniden değiştiren mimikleri, dans ederken sanki her uzvunun ayrı bir ruha sahip olması, dudakları ve beni kendimden geçiren vücudu... Bana dokunmasını istiyordum, dudaklarıyla. Bir çok kişi onu istiyordu, farkındaydım. Ama lanet olasının yaşı gelmişti ve artık birisi ona sahip olmalıydı. Ve bu kişinin ben olmaması canımı yakardı. Karşılık bulduğum bir sevgi daha imkanlıydı belki ama kalbim Kai'dan başkasına tepki vermiyordu. Bunlardan dahada büyük bir sorun vardı ki; erkekti, erkektim. Demek oluyordu ki, içinde biraz bile gaylik olmaması işimi dahada imkansızlaştırırdı. Hepsinden dahada, dahada ve dahada olan en büyük sorunum ise, yarın ilk uçakla G.Kore'ye uçuyordum. ~ "Garip zevklerim vardır. Dayanabilir misin?" ~ Y/N: Şimdii penguenciklerim benim kfjdskfds görünen o ki bu fic acayip heyecanlı bir şey olacak *kendisini alkışlar* Smutlu bölümler olacak ve uyarıyorum (M) işareti koymayacağım. Çünkü tüm heyecanı gidiyor bence jfdshjfds umarım seversiniz, çünkü ben acayip severek yazıyorum! Lütfen takipte kalın! *-*

Kovulmuş bir meleğe aşık olmak... Bütün sınıf arkadaşlarımız isimlerini biliyordum, biri hariç. Yeni transfer. Arkamdaki sırada, serinkanlı siyaha çalan gözleri karşıya sabitlenmiş bir halde oturuyordu. Gözleri beni delip geçiyordu. Dolgun dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrıldı. Kalbim bir an tekler gibi oldu ve o bir anlık duraksamada, kasvetli bir karanlık duygusunun bir gölge gibi üzerime çöktüğünü hissettim. Bu duygunun kaybolması sadece bir an sürdü, ama ben hala ona bakıyordum; esmer pürüzsüz tenine, karanlık gözlerine, dolgun dudaklarına, keskin çene hattına... Ve tapılası gülümsemesine. Fakat gülümsemesi dostça değildi, bela kelimesini heceleyen bir gülümsemeydi. Günahkar bir gülümsemeydi. Ve vaat doluydu. [Becca Fitzpatrick'in Hush Hush adlı serisinin Kaisoo çiftine uyarlamasıdır. Konu oturana kadarki bölümlerdeki kısımlar kitaptan tanıdık gelebilir seriyi daha önce okuyanlara, fakat ileriki bölümlerde kurgu farklı bir yön alacaktır ve ağır smut içerecektir. Umarım Hush Hush hayranları rahatsız olmaz -ki ben de onlardan biriyim, neyse-, Becca bacımız hakkını helal et.]

" Sadece dinle " adında bir radyo programı yapan, kendisine "Casper" diyen adını veya nasıl gözüktüğünü kimsenin bilmediği biri ve sürekli onu dinleyen bir adamım şans eseri tanışmasıyla başlıyor. -------- Bir insan hayaleti hissedip ona aşık olabilir mi ? Olamaz değil mi. Ama... ya bu hayalet yaşıyorsa ..?