"Hayat sencede fazla acımasız değil mi?" dedim göz yaşlarımı içime akıtarak. "Bilmem.Bunları düşünecek kadar yaşama sevincim olmadı."dedi soğuk varlığıyla. ××× İki ayrı hayat, tek kaderde birleşebilecek mi?... ××× "Sevinç Korhan... Adın bile fazla hayalperest !" ××× "Senden nefret ediyorum! Sana acıyorum! Biliyor musun Can Ardan? Zavallısın. Neyin peşindesin sen ha ?!? İntikamını birini öldürerek mi alıcaksın ? Bu kadar mı düştun..." ××× "Annen için yaptıklarını aklım almıyor. O öldü kendini feda etsen bile bu durum değişmeycek! Bi tek senin mi kaybın var sanıyorsun." "Son nefesim boşa gitmez işte"... ××× "Canın yanmıyor mu? Canımı yakmaktan..." dedim sesimdeki çaresizliği belli etmemeye çalışarak. "Hayatım,hayatından çok daha olgun."dedi yaslandığı duvardan doğrularak. Kendini bu yolda yanlız sanıyordu. Ama öyle değildi işte. İstesek de, istemesek de bu yolda hep birlikteydik... ××× ...Sıra Sende Küçük Hanım... ×××

.

Aşk hiç bu kadar karanlık olmamıştı... Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket'in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir'de bırakarak zorlu bir yaşam süreceği Ankara'ya taşınmak zorunda kalır. Buket, çevresine ve yeni başladığı liseye uyum sağlamaya çalışırken öyle büyük bir hata yapar ki her tavrıyla belayı temsil eden Kağan'ın tüm dikkatini üzerine çeker. Hiçbir sınır tanımayan Kağan, Buket'e olan öfkesini göstermekten geri durmaz. İkisi de birbirinden ölesiye nefret ederken, kaçınılmaz sona doğru adım adım yaklaşıp kendilerini imkânsız bir aşkın içinde bulurlar. Tehlike, bir gölge misali Buket'in üzerine çöktüğünde, Kağan'ın ürkütücü karanlığını aşkıyla aydınlatabilecek mi? Yoksa etrafını saran karanlığa yenilerek ruhunu siyaha kaptırıp yok olup gidecek mi?