pourprefille
- Reads 795
- Votes 134
- Parts 4
"Efendim ?" diye seslendim uykulu sesimle telefonun hoparlörüne. Saat daha sabah yediydi ve zaten birkaç saat önce görüşmüştük, neden arıyordu ki ?
"İyem ?" Peltek konuşması ve duraklamasıyla kaşlarım çatıldı. "İçtin mi sen ?"
Soruma cevap vermeden kahkaha attı, "Bu gece çok fazla itiraf yaptık ha ? Ama en bombası bende !"
Dediklerine anlam veremesemde nerede olduğunu sordum fakat yine cevap vermedi. "Gözlerine baktıkça içimin ısındığı, bana her sarılışında dostça olduğunu bildiğim için kalbimin sıkıştığı biri var, biliyor musun ?"
Gülümseyerek konuştum, "Âşık mı oldun lan sen ! Kim bakalım bu şanslı kişi ?"
"Aynaya bak."
"Ne saçmalıyorsun lan. Bloody Mary'e falan mı tutuldun ?" diyerek dalgaya aldım o'nu.
"Ben çoktan sana tutuldum."
Kanımın donduğu cümleleri söylerken beynim işlevini yitirmişti. Aklımda ki cümleleri toparlamadan, içimden geleni söyledim. "Bak, tüm hikayelerde anlatılan kişilikler siyah ve beyazdır. Sen beyazsın, hem de tüm kalbinle. Ama ben... Ben ne beyaz, ne de siyahım. Griyim ben. Gri insanları bilir misin ? Gündüz kahkaha atanlardır onlar, acılarını etrafa yaymak istemezler. Ben güçsüz görünmek için değil, çevremdekileri üzmemek için griyim. Gündüzleri kahkaha atan, geceleri hıçkırarak ağlayan gri. Kardeşinin katili gri..." Derin bir nefes aldım ve gözlerimin dolmasına izin verdim, "Ve, griler de ikiye ayrılır; Griliğini itiraf edenler ve red edenler. Ben itiraf ediyorum, çünkü artık kaçacak bir limanım yok. İtiraf eden griler, hiç bir zaman sevemezler..."
"Ben seninle tanıştığımdan beri, gri değilde neyim be kızım ?"