asciyagmur
- Reads 1,182
- Votes 68
- Parts 14
Soğuk zemin ayaklarıma batarken parmaklarıma verdim ağırlığımı. Mutfağa geçip kendime kahve suyu koydum. Uyuyamayacağımı biliyordum.
Omuzlarıma değen parmaklar ile irkilip arkamı döndüm. Aybora yarı açık gözlerle bana bakıyordu. Saçlarını kaşıyıp saate baktı.
"Bu saatte neden kahve içiyorsun?"
"Neden, kahve içmenin bir saati mi vardır?"
Cevap vermek yerine baygınca bana baktı. Anlaşılan sabahın bu saatinde kelime oyunlarını çekemiyordu.
Tezgaha oturup kahvemden bir yudum aldım.
"Uyku tutmadı."
Yanıma, tezgaha yaslanıp bir sigara yaktı.
"Bu saatte neden sigara içiyorsun?"
"Neden, sigara içmenin bir saati mi var.(!)"
Güldüm.
Derince bir nefes çekti içine, bende koca bir yudum daha aldım kahvemden. Konuşmuyorduk. İhtiyaç da duymuyorduk. Sigarasını tezgaha bastırıp söndürdüğünde kahvemin son yudumunu içtim.
Bardağı tezgaha bıraktığımda kahvenin içimi yumuşattığını hissettim. Sanki içimdeki katranı bir nebze akıtmıştı.
"Yine içinden konuşuyorsun?"
Evet ama nasıl anlıyordu? Beni tanımadığını söylüyordu ama beni biliyordu.
"Peki sen nasıl duyuyorsun?"
"Duymuyorum sadece hissediyorum. Özellikle de gözlerinde. Orada çok fazla şey gizli."