*** Şu an göz attığınız şey, kolektif bir analiz-eleştiri kitabı, tabiri caizse "rehber". Hey hey hey, korkmayın. Rencide etme amacı taşımıyor. Daha iyi olmak isteyen yazar adaylarına elinden geldiğince yol gösterme derdinde sadece. Bir çeşit amme hizmeti yapıyor yani. İyi niyeti elden bırakmadan, okumayı ve yazmayı sevenlerin bir araya toplanacağı bir platform oluşturma arzusuyla yazılıyor. Bu yüzden de yol arkadaşlarını hevesle bekliyor. Hadi, bize katılın! :) *** İçerisi daha sıcak değil mi? Kapıdan dönmemekle en iyisini yaptın, geç otur istediğin yere. Hazırsan başlayalım. Büyük ümitlerle yola çıktın, bıkmadan usanmadan yazdın. Lakin bir yoruma hasret kaldın. Kitaplarının okunması için bulduğun her yarışmaya girdin, yine de muvaffak olamadın. İyi bir kalemin olduğu kanaatindeydin, ama tutmadı, olmadı. Evet, sen de zaman zaman bunları düşündün muhtemelen; yazdıklarının değerli olduğuna, emeğinin karşılığını alamadığına inandın. Ama dostum, ben sana yazar olamıyorsun demedim, ünlü olamıyorsun dedim. Hah, aynı şeyden bahsediyoruz. İşte benim kendime biçtiğim misyon tam da bu noktada başlıyor... ***

# Keşfedilmemiş Cevherler Atty'15 En İyi Romantik Hikaye # Siyah beyaz bir kadındı Müzeyyen. Arnavut kaldırımı sokakların birinde, elindeki kan kırmızı gülle yürüyordu salına salına. Üzerindeki beyaz elbise uçuşuyordu nazlı nazlı kimi zaman. Omzuna kadar salınan siyah saçları daha da narindi beyaz teninden. Ağır adımlarla yürüyordu kırmızı hayallere sarılmış gül ile birlikte. Ve sevmeyi bilen bir adamdı Süreyya. İnce düşünceli, güzel bakışlıydı. Küçük dairesinin balkonunda oturup her zamanki gibi bir şiir karalıyordu. Bakışlarının arasına girdi Müzeyyen'in ince bedeni. Kokusu alıp götürdü aklını terk edilmiş yerlere. Bu hikayenin sonunda Müzeyyen, elde edilmesi zor bir kadın oldu. Süreyya, aşkı için her şeyi yapacak bir adama dönüştü. Ve Müzeyyen'i sevmek, yaşamayı seven bir adamın intihar girişimi oldu. ©Tüm hakları saklıdır. | All rights reserved.

Varlık ve yokluk arasındaki ince çizgide hayali yaşantıların gerçek hayata yansımalarını tasavvur edemeyen emekli bir ajanın trajikomik hayat öyküsüdür. Roman içerisinde yaşanan olaylar tamamen hayal ürünüdür, ancak hiçbir zaman yaşanmayacak değildir...