-"O"deyince aklınıza gelen ilk insanla bu aşk hikayesini siz yaşıyormuşsunuz gibi okuyun...🔫 -Bazen acı çekeceğini bile bile aşık olur insan... kalbine söz geçiremez çünkü kalbi sadece onun için atıyodur onun için nefes alıyodur onun gözlerine kaybolduğu anları tatlı tatlı gülümsemesini hafızasına kaydetmiştir.Dudaklarındaki ilk busenin imzasıdır o! ve bütün bunları ancak o çok güvendiği kişi ona kazık atınca anlar hayaler,anılar ve yaşanmışlıklarla bir boşluğa düşer. intikam duygusu oluşmaya başlar gün geçtikçe sevginin yerini nefret alır... ama herşeye rağmen yaşanmışlıklar herşeyi iyleştirmeye yetebilir...

Pelin İzmir'de yaşayan yarı Alman yarı Türk bir kızdır. Dedesiyle büyümüş, ne intihar eden annesini ne de Alman babasını tanıyabilmiştir. Bir gün başarısının fark edilmesiyle İstanbul'daki saygın liselerden birinden burs kazanır ve hayatı değişir. Kendisini Bulut Tekin'in karanlığına çekilirken bulduğunda bir şeylerin yolunda gitmeyeceği en başından bellidir. Çağrı'nın ortaya çıkışı belki de bu zincirin bir başlangıcıdır. Aynı zamanda habersiz olduğu geçmişinin.

Her acı günü, her çektiği işkence, her çaresizliği bedenine, tenine ve bakışlarına işlenmiş fırtına gözlü bir adam.Sizi yakıp yıkan, her hücrenizi geri döndürülemez parçalara ayıran dipsiz karanlığına rağmen nefesinizi kesecek, kalbinizi acıtacak kadar güzel biri.Yıllarca boş bir kabuk gibi yaşayan, intikamını, masumiyetini ve en önemlisi asla sahip olamadığı ruhunu arayan bir serseri. Ayaz Haznedar. "Şarkılara neden parça deniyor biliyor musun Safir? En ihtiyaç duyduğun anda eksik bir yanını tamamlayıveriyor bir tanesi çünkü. Sen yıldızların benim için yazdığı bir parçasın Safir, dünyamın karanlığına dayanamayıp beni terk eden ruhumun yerini doldurmak için bestelenmiş, dünyanın en güzel şarkısı." Ve bu ruhsuz serserinin kalbine dokunmayı başarabilen, Safir gözlü, kırık dökük bir melek. "Ve şimdi çal benim için Safir. Var olabilecek tüm sesler sussa bile sen, benim için çal...""

"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."