Bitenler & kitap olanlar
19 stories
SESSİZLİK SENFONİSİ by MatildaEsteban
SESSİZLİK SENFONİSİ
MatildaEsteban
  • Reads 1,057,423
  • Votes 2,482
  • Parts 1
Bir adam; yüreğinde yalnızlık ve ruhu siyahlara mahkûm... Dünyaya karşı duran ama yüreğine mağlup olan... Her şeye sahip olan bir adam Yusuf Turan Miralı... Bahar kokulu, kırmızı bir kadın yüzünden yitirebilir miydi eşsiz mantığını, şanını, şöhretini, dostunu? Bir kadın; İstanbul kadar kalabalık, İstanbul kadar hüzünlü ve aşk kadar kırmızı... Aza tamah eden, dili aşk şarabını hiç tatmamış, gözlerindeki ırmaklara ruhunu saklayan Hale Soydan... Her şeyin fazlasına sahip gibi görünen, siyahlara bulanmış bir adam yüreğini adayabilir miydi? Farklı yüreklerin, farklı dillerin ve farklı yaşamların ortak notasıydı aşkları. İmkânsızlıkların can bulduğu ateş kadar yakıcı, su kadar duru bir masal... Kocaman bir adamın, ufacık bir kadına muhtaç olması mıydı aşk? Ateş, suya dokunabilir miydi peki? Su, ateşe can verebilir miydi? Ateş ve su birbirlerini tüketmeden bir arada kalabilir miydi? Tüketen, yaralayan, eşsiz melodilerle taçlandırılmış bir ateş kadar yakıcı ve su kadar şeffaf bir aşk... İmkânsız bir aşkla bestelenmiş, duyulmamış bir senfoni... Kırmızı ile siyahın Sessizlik Senfonisi.
FREZYA (raflarda) / BESTE ÖN OKUMA by lemariz
FREZYA (raflarda) / BESTE ÖN OKUMA
lemariz
  • Reads 2,314,944
  • Votes 37,469
  • Parts 26
"Bir varmış bir yokmuş, diye başlardı ya masallar; işte benimki de, olsa olsa hep yokmuş hiç varmıştı. Neyin hayaliydi kurduğum? Neyin cesareti, cüreti? Hiç yokmuş bir hayatın, hüzünlü umut kırıntısıydım ben, onu da kuşlar gagalamıştı..." ... İsmini siz seçin; isterseniz Cansu, isterseniz Hacer... Yaşamda, özensizce açmış bir çiçekti o. İstismarı yaşayan ve şiddete şahitlik eden, bir kimsesizdi. Geçmişinin izlerini, ruhunun en derinlerinde saklayarak hayata tutunurken; direndiği gerçeklerle hiç ummadığı bir yerde, hiç ummadığı bir anda, yüzleşecekti. Geçmiş hesaplarını kapatılırken; kimse yaralarının kanatılıp, sarmalanmasına hazır olup olmadığını sormamıştı. Timur, mahkûm olduğu önyargılarla hayatına girdiğinde, aşkın mucize iksirini tadacağını hayal dahi etmemişti. Timur; hayatın olgunlaştırdığı ve sorumluluklarla katılaştırdığı, kalabalığın içindeki yalnızlıktı. Sistemin doğurduğu ne suçlu, ne de suçsuz bir sistemsizlikti. Hayatını, doğruları için feda edilebilecekler ve edilemeyeceklerin ayrımını yaparak geçirirken; vereceği en yanlış hüküm, onun en doğru kararı olmuştu. O, özensiz bir çiçeğin, özenle açılmış yaralarını sarıp sarmaladığında; kendi üşüyen ruhunu ısıtacağını, asla hesap etmemişti. Kesişen yollar, önyargılar ve tehlikeli planlar arasında doğan, kalbimizdeki en masum aşk; FREZYA. Nefes alıyorsak, bir çıkış muhakkak vardır... ... 'FREZYA' sizi ağlatırken aşkla sarmalayacak sımsıcak bir sokak hikayesi... ... Dip not: okuduğunu anlayamayanlar ve başlıkları okumayı es geçenler için bu sadece bir ön okumadır!
Köle SERİSİ  (KÖLE - KÖLE İNTİKAM - KÖLE AŞK ) by isilca
Köle SERİSİ (KÖLE - KÖLE İNTİKAM - KÖLE AŞK )
isilca
  • Reads 3,816,311
  • Votes 94,974
  • Parts 63
KÖLE Tarihi (historical) bir roman DeğilDİR...... Kudretli bir prensin bir köleye duyduğu tutku... Bir kölenin efendisine olan aşkı... Aslında Prens Edward'ın aklını kurcalayan sorunun yanıtı gayet basitti. İkisi de sadece bedenlerinde özgürdüler. Edward ne prensti, Jaymie ne bir köle. Dudakları, gözleri, elleri özgürce konuşuyordu. Birbirlerine haykıramadıkları, söylemek isteyip susmak zorunda kaldıkları cümlelerdi sevişmeleri. Veliaht prens Edward yatağını nice kadınlar süslerken tutkuyu kölesinin gözlerinde bulduğunda âşık olabileceğini hiç düşünmemişti. Her istediğini elde etmiş bencil Prens, Köle Jaymie'nin aşkıyla baş edebilecek mi? Aşkı için savaşırken onu sırtından kimler vuracak? Kaybedişi, intikamı ve pişmanlığı bulacağınız romanda iliklerinize kadar sevgiyi yaşarken, roman aşkın her halini size sunacak. Sizi şehvetin, masumiyetin ve acının derinliklerine çekecek... Gözyaşlarınız akarken tutku teninizi ısıtacak...
RASTLANTI (Aşk-ı İtalyano) Raflarda by Naz_Ozan
RASTLANTI (Aşk-ı İtalyano) Raflarda
Naz_Ozan
  • Reads 389,017
  • Votes 12,094
  • Parts 11
"Aşkın gelişi, aklın gidişidir." Acaba gerçekten öyle midir? Ya da bir dil bir insan, iki dil... Ah, neyse boş verin şimdi dili falan! Burada asıl önemli olan, aşkın dili! Neşeli, sevimli, az biraz inatçı, ama yeri gelince masum bir kedi olan Aslı Karahan ile Roma'yı fethetmeye hazır mısınız? Yalnız, çapkın İtalyanların, aşk dolu kahkahaların ve enfes lezzetlerin de eşlik edeceği bu yolculuk için sizi baştan uyarıyorum. Kemerlerinizi sakıca bağlayın ve yanınızda oturan yol arkadaşınıza dikkatlice bakın! Belki siz de Aslı gibi hayatınızın aşkıyla, hiç ummadığınız bir yerde ve kesinlikle kimseye anlatmak istemeyeceğiniz bir şekilde tanışabilirsiniz. Kim bilir? Pekâlâ, hazır mıyız? O hâlde "Rastlantı" kalkışa hazır... (Tanıtım Bülteninden)
Geçmişin Gölgesi by meyrandc
Geçmişin Gölgesi
meyrandc
  • Reads 12,196,697
  • Votes 951
  • Parts 17
Geçmişini öğrenmek için anlaşmalı bir evlilik teklifini kabul eden Göksu'nun acı içinde olgunlaşması. Her şeyden habersiz bir kız, hayatı yalan üzerine kurulmuş. İntikam ateşine düşmüş bir genç, hayatını hiçe sayan. Üç aile. Büyük sırlar, büyük pişmanlıklar. Kendini feda edenler. İmkansız aşklar. Kaybolmuş hayatlar. Unutulmuş hayaller. Kana susamış, intikam isteyen ruhlar. "Benden korkmanı sevdim."
SEVEREK AYRILALIM (Kitap oldu) by esayrumu
SEVEREK AYRILALIM (Kitap oldu)
esayrumu
  • Reads 1,902,109
  • Votes 54,520
  • Parts 115
Yıllarca hayal kurup, beklersin... Beyaz atlı prense inancını hiç kaybetmezsin. Karşına çıktığı an, bilirsin. Odur yıllarca beklediğin, tanır onu kalbin. Tutmak istersin... Benim demek istersin... Elini uzattığında dokunur, onun da seni hissetmesini sağlarsın. İşte o an başlar yıllardır hayalini kurduğun düşler. Her şey ne kadar güzel başlasa da, küçük bir şey öyle büyük bir sorun olur çıkar ki insanın karşısına... Sonrasında o küçücük dağın altında kalır kalpte olan… Yıllar geçse de unutulmayan, her gözünü kapadığında özlemle içini burkan... Ne çok şey vardır insanı insan yapan… Hayatta bir masaldır. Nasıl beyaz atlı prensler varsa, kötü kalpli cadılarında olduğu... En mutlu anımızda kırmızı elmayla kapımıza dayanan... Bizi kulelere kilitleyen... Yıllarca sürecek uykularla cezalandıran... Saat on ikiyi geçirdiğimizde balkabağına dönüşen... Asel ve Akay içinde her şey tozpembe hayallerle başlamış, rüyalardan öte günlere ev sahipliği yapmıştı. Ta ki dost görünen düşman elindeki elmayı uzatana kadar... Genç kız tüm hayallerinden uyanmak için gece on ikiyi bile bekleyememişti. Yıllarca sürecek yalnızlık uykusuysa, masallardaki gibi rahat değildi. Üstelik onu kurtaracak prenste aynı elmadan yemişti… Aşklar vardı doludizgin yaşanan... Aşklar vardı ayakları yerden kesen... Aşklar vardı bir ömür mutlu süren... Bir de aşıklar vardı severken ayrılan...
BIRAKMA ELLERİMİ * Raflarda * by aysegulcicekoglu
BIRAKMA ELLERİMİ * Raflarda *
aysegulcicekoglu
  • Reads 633,836
  • Votes 1,980
  • Parts 3
Birlikte büyüdüğü, ilk aşkı ile evlenerek mutlu sonu yakaladığına inanan genç bir kızdı Elif... Peşinden hiç ayrılmadığı, bir gün mutlaka seninle evleneceğim dediği, biricik aşkı ile evlenerek mutlu olacağına inanan genç bir erkekti Toprak. Çok sevdiği birinin ellerini bırakmak ne kadar zor olsa da Toprak gitmek zorundaydı. Elif'i arkasında bıraktığında gerçekten de mutlu olabilecek miydi? Bunu bilmiyordu ama bildiği tek şey artık Elif ile de mutlu değildi. Mutlu sandığı evliliğinin üzerinden sadece iki yıl geçmesine rağmen, on üç yaşından itibaren ellerini tutan adamın bir gün gidiyorum diyerek ellerini bırakması Elif'i dibe batırmıştı. Bırakılan elleri bir başkası tarafından tutulduğunda gerçek aşkı bulacak mıydı? Yoksa İlki gibi o da bir yanılsama mıydı? Hayatına giren ikinci Toprak, birincinin acılarını silebilecek miydi?
PALURİ - Ar Si Ar Ma - RAFLARDA by Gercek_Masallar
PALURİ - Ar Si Ar Ma - RAFLARDA
Gercek_Masallar
  • Reads 2,595,526
  • Votes 3,495
  • Parts 1
İki genç kız; Arya ve Mahru.... "Gelen ani fren sesi ile ne olduğunu anlayamadan babasının altında kalmıştı Arya. Vücuduna giren minik sızıları hissediyor, o sızıların babasının gövdesinden geçerek kendisine ulaştığının ayrımına varıyor ancak bir türlü inanamıyordu olanlara... Tekrar duyulan bir patinaj sesi ile babası yan tarafına düşmüş, elini Arya'nın yanağına koymuş ve diğer eli ile artık nefes almayan karsının elini avuçlarının içine almıştı..." "Bir yatakta uzanıyordu Mahru, karşısında da bir adam oturuyordu. Uyanmasını bekliyordu belli... "Günaydın" dedi adam haince sırıtırken... Mahru irkildi. Bulunduğu durum yüzünden korktu, bir şey diyemedi... "Benden ne istiyorsunuz?" Fısıltıyla çıkmıştı sesi. SAhi ne istiyorlardı ondan? Gerçi şu durumda ne isteyebileceklerini tahmin ediyor ve bu daha da korkmasına sebep oluyordu ama.. "Uzatmayacağım lafı..." dedi adam oturduğu sandalyeden kalkarken. Mahru da o anda yataktan kalkmaya çalışmış, en azından hemen doğrulmuştu... Adam hafifçe gülümsedi kızın bu hareketine. El değmemişti bu kıza henüz, tahmin ediyordu bakire olduğunu. Onu sarhoşlara çerez yapmayacaktı. Daha büyük işler için kullanabilirdi..." İki deli fırtına; Ateş ve Gökdeniz... "-"Ulan ben size okul önlerinde satılmayacak bu meret dedim mi?" -"Abi.." -"Abini de sikecem seni de şerefsiz.." -"Alın bu şerefsizi... öyle bir hale getirin ki, cesedini görenler bir daha okul olan yerin üst sokağında bile takılmasınlar.. " -"Abi yapma.. abi evde ekmek bekleyen var..." Kesişen hayatlar ve mizah dolu bir macera... 'Ha', diye geçirdi içinden Arya... 'Yok yok merak etme.... Bu gün hatun düzmeye yarın boncuk dizmeye götürecek o deve beni...' diyemedi...