Nefretin aşka dönebileceğini ikisi de bilemezdi.

'' Sanırım sende benim gibi karanlığa meraklısın , ha? '' Alayla sırıttı ve gamzeleri görüş açımdan çıkıp yeşil gözleri yerini aldı. '' Aslında hayır karanlığa meraklı değilim. '' Kaşlarımı kaldırıp sorgularcasına ona baktığımda gülümsemesi yüzünden silinmişti. '' Çünkü güzelim ben karanlığın ta kendisiyim. ''

Şeytanın, melekle yer değiştirdiği bir hayat. Cennetin cehennem kapısına dönüştüğü, alevlerin hiç sönmediği dağınık bir aşk. Ölüler yavaş yavaş diriliyor! O cennetinde kaybolmuş bir melek...!! ✔️✔️✔️✔️✔️✔️✔️✔️✔️✔️✔️ -Harry Styles Fanfiction -Bella Thorne Fanfiction

© xcalliex all rights reserved. Tüm hakları @xcalliex 'e aittir. Bu hesap dışında başka hiçbir yerde yayınlanmaz. Harry Styles, 24 yaşında, CEO, milyoner. Kendisi New York'un en tanınmış bekarı. 100 metre öteden bile adını duyan her kadın ve erkek onu tanıyor. Ama kimse gerçek Harry'i bilmiyor. Norah Wilson, 22 Yaşında, magazin muhabiri. Kuzey Carolina'nın küçük bir kasabasından New York'a magazin ve moda hayallerini gerçekleştirmek için gelmiş. NYU'dan mezun olduktan sonra Vogue'da çalışmaya başlamış. Şimdi kendini gerçekleştirmeye çalışıyor. İki farklı dünya çarpışmak üzere ve iki dünyada buna hazır değil.

"O giderse ölürüm baba! Onu götürme..." Hıçkırıklarının arasında babasının önünde çökerek yalvardı. Bu hali kalbimi parçalara ayırmıştı. Baron Harry'den uzaklaşıp onu adamların arasında bırakırken yüzündeki gülümsemeyi görebiliyordum. Beni tutan adamlardan kurtulmak için çırpındım. "Bırakın beni!" Sesimin son seviyesinde bağırmıştım. "Harry geri geleceğim! Geri geleceğim!" Büyük evden çıktığımızda bahçedeki arabaya itildim. Kapılar hızla kapandı ve kilitlendi. Harry adamlardan kurtulup kapıya çıktığında araba hareket etti. Hala bağırıyor ve ağlıyordu. Koştu. Biz gözden kaybolana dek arkamızdan koşmasını izledim. Bu hayatım boyunca izlediğim en acı verici olaydı...

Bakışları öylesine değildi. Öyle zeki bir adamdı ki, kelimeleri seçmek yerine bana anlatmak istediği şeyi gözlerinle yapıyordu. Bakışları öylesine anlamlıydı ki. Uzun süre o yeşil gözlere baktığınızda onunla içten içe konuşuyormuş gibi hissederdiniz. Ben bunları düşünürken o elini belime doladı ve bana bakışlarını yakınlaştırdı. Yutkundu. Tüylerimi ürpertiyordu. Boğazındaki yumru bir aşağı bir yukarı hareket edip yine normal yerini aldığında bana yaklaştı. Kulağımın içine dudaklarını yerleştirdi ve nefesini vererek konuşmasına başlayacağına dair bir işaret gönderdi. Titremiştim. Birini nasıl tamamen etkisi altına alabileceğini çok iyi biliyordu ve bunun için ekstra bir çaba sarfetmiyordu. Görünüşünü kullanıyordu,piç. Nefesini kullanıyordu,o bir erkek için fazla pembemsi dudaklardan çıkacak olan her şeyi birine kendi isteği ile yaptırabileceğini biliyordu. Bunun farkındaydı. "Heaven. Oraya girdiğimizde acımayacaksın. Ona acımayacaksın. Duydun mu? Gözlerine bakıp yalvarmasını umursamayacaksın. Yoksa ne sen istediğini alabilirsin, ne de ben.Tamam mı kızım?"

...Harry kucağında Darcy ile içeriye girdi. Hem onu seviyordu hemde bana getiriyordu. Kucağıma verdiğinde gözyaşlarımı tutamadım. Saçları kahverengiydi. Gözlerini tam açamadığı için göz rengini göremiyordum. Ama yanakları tombik tombikti ve sürekli elleriyle oynuyordu. O an anladım ki bu duyguyu hiç bir şey değişemem. Ayrıca sorumlulukalarımın arttığınında farkına varmıştım. Artık ilgilenmem gereken bir eş, bakmakla yükümlü olduğum bir çocuk, ve çalışmam gerek bir işim vardı. Asıl hikaye bundan sonrasıydı. Hayatımıza hoşgeldin Darcy Anna Styles!.. Fanfiction yarışması, en iyi Harry Styles hikayesi. All Rights Reserved / Tüm Hakları Saklıdır

Aynı hissedilen fakat farklı aktarılan duygular, istenmeyen fakat farklı gelişen durumlar.. sadece platonik aşkın sonucu.

Odadan çıkmak için adımlar atarken bunların yaşanmamış olmasını diliyordum fakat bu boşunaydı. Bizi bu duruma getiren şeyi bile bilmiyorduk. Sadece parçalanmıştık ve biz, eski biz değildik. Nedenini bulmamız gerekirken bulmaya çalışmıyorduk. Polyannacılık oynarken ikimiz de bunun daha fazla yürümeyeceğinin farkındaydık. Yapmak istediklerimizi yapmak ve yapmamak arasında kalmak en yanlış şey olmasa bile karmaşıktı. Bir insan nasıl olur da hayallerinden kaçma mantığına erişebilirdi? Aramızda kalan tek duygu aşk olmasa bile korumaya çalıştığımız tek şey buydu. Aşk... Gelmek için mücadele eden göz yaşlarımı geri göndermeye çalıştım. Şimdi olamazdı. Artık ağlayamazdım. Yaşanan bunca olaydan, yaşadığım bunca göz yaşı taşıyan anılardan sonra ağlayabilmem, duygularımın yerinde olduğunun birer kanıtıydı. Buna izin veremezdim. Harry, ellerimden kayıp gitmeye başlıyordu. Başlamasına izin vermiştim. Fakat bitmesine izin vermeyecektim. - - - - - Zaman mı onları değiştiren şey, yoksa onlar mı zamanı değiştirdi? Aşk bitmez demeyin, her duygunun bir sonu vardır. My Psychopath Cousin||3. Kitap *Argo kelimeler, şiddet ve cinsellik içeriyor. * My Psychopath Cousin kitabının üçüncü kitabıdır. Bir şeyler anlamanız için bu kitaba başlamadan önce birinci ve ikinci kitabı okuyunuz.

"Hiç degişmemişsin." Dedi, elini yanağımda gezidirken. Artık bana dokunmasını özlediğimi fark etmiştim. Dokunuşları her zamanki gibi tutkuluydu. "Sen de değişmemişsin Harold." Alaylı bir gülümseme bıraktı yüzüne. Ve fısıldadı kulağıma; "Çok değiştim. Ve seni de değiştireceğim." O an değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu söyleyenlere katılma kararı verdim. My Psychopath Cousin||2. Kitap *Argo kelimeler, şiddet ve cinsellik içeriyor. * My Psychopath Cousin kitabının ikinci kitabıdır. Bir şeyler anlamanız için bu kitaba başlamadan önce birinci kitabı okuyunuz. *Üçüncü kitabı çalışmalarım kısmından bulabilirsiniz.