zehrakkbas adlı kullanıcının Okuma Listesi
30 stories
İHTİLAL by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 23,736,831
  • WpVote
    Votes 1,085,806
  • WpPart
    Parts 49
O gece yağan yağmur, yer ve göğün yerini değiştirmişti. O geceden sonra bir daha şafak sökmemeli, güneş doğmamalı, sabah olmamalıydı. O gece şafak söktü, güneş doğdu, sabah oldu. Olmamalıydı.
ŞAFAK VURGUNU by authsevvy
authsevvy
  • WpView
    Reads 519,498
  • WpVote
    Votes 36,714
  • WpPart
    Parts 16
"Işığa ulaşmak için önce karanlıktan korkmamayı öğrenmen gerek. Çünkü şafak karanlığın içinde. Karanlıktan uyan, gözlerini aç, geceyi terk et, şafaktan kaç." ☼ Çeyrek Vurgun Serisi'nin birinci kitabıdır.
TOZLU PEMBE by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 1,595,244
  • WpVote
    Votes 115,531
  • WpPart
    Parts 23
Kesilen daldan yeşerir yeni çiçekler, umudu kalbinize çiçek gibi iliştirin diye... 🌿🌸
ÜZÜM BU�ĞUSU by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 1,730,381
  • WpVote
    Votes 109,758
  • WpPart
    Parts 31
Sene 1992, ülke sağ ve sol çatışmasının izlerini hâlâ taşıyorken henüz yoluna girmiş bir düzen yoktur. Bu çatışmanın içerisinde aynı evde doğup büyümüş olan Firuze ve Ecevit birbirlerinin tek ve en sevdiği oyun arkadaşıdır. Yetişkinlerin kavgalarının ötesinde, boya kalemleri ve oyunlarıyla büyüyen iki çocuğun doğarken beraber yazılan hikayeleri; bir doğum gününde sert bir silgiyle silinir, hiç var olmamış gibi koparlar birbirlerinden. Silgi yazıyı siler, kağıdı hırpalar ve Ecevit bir ailenin avucunun içinde yok edilir. Suçlar ve cezalar. Cezaları yalnızca suçlular mı çeker? Silgi yazıyı siler, leke bırakır ve Firuze en sevdiği oyun arkadaşını kaybeder. Suçlananlar ve cezalandırılanlar. Suçlular sadece yetişkinlerden mi çıkar? Firuze Akın ellerinde fırçalar, karşısında tablolarla yıllardır oyun arkadaşını beklemektedir. Seneler sonra aynı sayfa açılır, silgi de kalem de tek kişinin eline düşer. Ali Ecevit Tarhan, yazıp silmek için yok edildiği o yere geri döner. *** "Firuze sen benim çocukluğumsun," Gözleri derin bir şefkatle bana bakıyordu. Konuşan Ecevit'ti. Onu evvelden tanıyordum. Gözlerindeki şefkat avucunun içine düştü, un ufak edildi. "Firuze sen benim çocukluğumun katilisin," dedi acıyla, nefesini keskin bir bıçak kesti, o bıçağı ben tuttum sandım. Konuşan Ali Ecevit Tarhan'dı. Onu yeni tanıyordum.
BİR KURŞUN İKİ VURGUN by simaara
simaara
  • WpView
    Reads 13,686
  • WpVote
    Votes 1,619
  • WpPart
    Parts 17
❝Sanrılardan ibaretti sanki bütün yaşananlar... Boğazıma oturan o koca yumru, elimden kayıp giden, bir daha da sahip olamayacağım hayallerim, hayatımdı sanki... Ağlayamadım. Bağıramadım. Durduramadım. 26 yıllık yaşamımın, 7 yılında adım atmadığım şehirde, onun tarafından bir başıma bırakılmıştım. Son umudumda da dalından acımasızca koparılıp alınmış gibi hissediyordum... Varlığımdan nefret eden insanlarla doluydu etrafım. Kaçmak isteyip, kaçamadığım bir labirentin içimdeydim sadece. Karanlık yolumu aydınlatan tek bir mumum vardı. Cılız ateşi bir sağa, bir sola savrulurken, koşmam için umut olmuştu bana... Yoktu. Artık o da yoktu. Karanlığın ortasında bir başımaydım. "Sözler hiçbir zaman tutulmaz anne... tutulmaz. Dedim sana. Ben ne sevmeyi hak ediyorum, ne de sevilmeyi. O gün... o gün ölmesi gereken bendim. Bendim." Ucunda oturduğum kayalara içindeki nefreti döküyormuş gibi çarpan o hırçın dalgalar, sanki sesim olmaya çalışıyordu. Gök gürledi. Bulutlar ağladı... Göğsüme ince bir sızı yayıldı. "Beni sevdiğine inanmamıştım zaten..." Titreyen dudaklarımı zapt etmeye çalışırken, gözlerimi karşımdaki hırçın denize çevirdim. "...şayet sen bile sevmekten vazgeçtin." Karadeniz acımasızdı. Aldığını vermez, verdiğini de acımadan ellerinin arasından alırdı... sonra elinde avucunda bir şey kalmazdı. Almıştı. Hepsini ellerimin arasından çekip almıştı. Ben Güneş. Kolu kanadı acımadan koparılan, omuzlarına tonlarca yük konulan kadın.❞ 🌑 0 4 /0 3 /2 0 2 4 ALINMASI, KOPYALANMASI VE ÇALINMASI DURUMUNDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR 🖇 Written by: simaara 🪶
AYKIRI KIYILAR by izgocean
izgocean
  • WpView
    Reads 964,511
  • WpVote
    Votes 69,754
  • WpPart
    Parts 22
En fazla ne kadar ileri gidebilirsin ki? İstediğin şeyi almak konusunda... belki de, en çok bunun için; neleri göze alabilirsin? Hayat bu; seçimlerinin ne kadar aykırı olduğunun önemi yok. Bir gün, kendini hiç anlaşamadığın bir adamla anlaşma yaparken bile bulabilirsin... dedik ya, hayat bu ve kimin aykırı olduğunu düşünmek için vaktin de yok. En azından, Tamay için her şey böyle. Birbirlerini beklenmedik bir evliliğin içinde bulan ikili, belirli bir süre geçtikten sonra boşanmak konusunda anlaşırlar. Yine de, her şey planlandığı gibi gitmez; aralarındaki ilişki beklenmedik bir şekilde değişmeye başlar.
DÖRT ÇEYREK by AzraIzguner
AzraIzguner
  • WpView
    Reads 1,491,792
  • WpVote
    Votes 142,295
  • WpPart
    Parts 48
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi. Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi. Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi? İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri. Mumlar üfledim, dilekler diledim. Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim. Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim. 🏀 "Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?" "Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."
GİRAY by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 1,860,146
  • WpVote
    Votes 122,689
  • WpPart
    Parts 53
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken saçını açmaktan çekinmemesi gerektiğini düşünmüştü, helaldi artık sonuçta... Aynadan onunla göz göze gelince sordu aynı tereddütle, "Keseyim mi yani?" Giray kaşlarını çattı kızın tavrıyla, ilk tanıştıklarında her lafıyla bir kasırga koparacak kadar kesin olan Dilrûba artık her daim kırılgandı.. Artık evli olduklarında, kocası sıfatı taşıdığından mıydı bu tavrı? Bazen düşünüyordu, ona yardım edeyim derken bastırmış, ya da ezmiş miydi hiç? Boyun eğmeye mahkum mu hissettirmişti? Düşündüğüyle kendine olan öfkesini atamadan sordu kıza, "Niye kesecekmişsin?" "Dökülür belki. Aynı odada olacağız ya.." yutkundu, boğazını tazeledi ama sözlerini tazeleyemedi, ne diyecekti ki? Bilemedi Dilrûba.. "Dağılır her yere." Giray rahatsız olurdu belki kendisinden parçaları her yerde görürse.. Onun konuyu açmamasını uzun bir süre aynı odada kalacaklarına yormuştu çünkü.. Gözlerini kızdan ayırmadan yaklaştı Giray. Bakışları onun uzun saçlarını okşasa da eli çekindi, mahrum kaldı bu tatlı zevkten, "Dökülsün.." dedi yumuşakça, Ben toplarım senin ardından.' dedi içinden, 'Bir de saklarım, kimseler göremez, benim mahremim olur..' 'Senin gibi...' Saçlarını tutarak hafifçe tebessüm etti Dilrûba, "Salık gezmem o zaman, fazla dökülmez.." dedi ama saç değildi tam olarak kastettiği. Hayatında bana dair pek bir iz bırakmam, rahatsız, olmazsın diyordu.. Şu akşamdan itibaren herkes biliyordu evli olduklarını... O yüzden sanki iki gün önce değil de şimdi kıyılmış gibiydi nikâhları.. Öyle hissediyordu. "İstediğin gibi gez, nasıl rahat eder, nasıl istersen.."
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI by sulisindunyasi
sulisindunyasi
  • WpView
    Reads 2,504,368
  • WpVote
    Votes 222,272
  • WpPart
    Parts 51
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.
KİMSESİZLER MATEMİ. by matmazelhayalleri
matmazelhayalleri
  • WpView
    Reads 13,823,049
  • WpVote
    Votes 894,262
  • WpPart
    Parts 69
Safir Mila Safkan, şu an olduğu yaşından çok daha ufakken, hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın, yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale için çarpar. Ta ki ikincisini bulana kadar. Hazer Han'ı. Dans seçmelerine gittiğinde, kendisini seçen bu adamın gözetimi altında dans etmeye, müzikali kazanma hedefiyle bir kelebek gibi kanat çırpmaya başlar. Fakat, sahip olmayı istediği tüm bu başarıların yanında, ona başka bir hediye kılınmıştı. Aşk. Kendi kalbi kadar hassas, nazik bir kalp, Mila'ya yaklaştığında, bu zamana kadar koruduğu tüm savunmaları yavaşça yerle bir olur ve aşk, arzuyla, bedeninde dans eder. •yetişkin içerikli sahneler mevcuttur•