LeylaCetiner adlı kullanıcının Okuma Listesi
3 stories
Not: Seni Sevmiyorum by EnverVefa
EnverVefa
  • WpView
    Reads 2,156,795
  • WpVote
    Votes 81,159
  • WpPart
    Parts 24
Siz hiç sevgilinizden bir mesaj, e-posta ya da daha kötüsü bir post-it ile ayrıldınız mı? Ben az önce yaptım! Üstelik üstümdeki giysiye rağmen. Ne mi giyiyorum? Gelinlik! Ah evet doğru duydunuz ben az önce nişanlıma bir post-it üzerinde ondan ayrıldığımı ilan ettim. Şimdi düşünüyorum da belki daha duyarlı birkaç söz yazabilirdim. Özellikle de aşağıda bekleyen yaklaşık bin kişiye gelinin onu yüzüstü bıraktığını açıklamak zorunda kalacağı, daha doğrusu açıklayamayacağı düşünülürse... Peki ben ne yaptım? "Üzgünüm, yapamayacağım. Umarım bir gün beni bağışlarsın... Not: Seni sevmiyorum!" * Bu yaz post-it'lerin nelere kadir olduğunu daha iyi anlayacaksınız! Not: Sizi Seviyorum
Aşkın İlk Öpücüğü by busevgumus
busevgumus
  • WpView
    Reads 809,124
  • WpVote
    Votes 4,435
  • WpPart
    Parts 5
Gurur Özdemir, uzun zamandır uzaktan izlediği kıza sırılsıklam aşıktı. Her gün aynı saatte köşesine çekilir, okul kapısından içeri girdiği anın hasretiyle onun gelmesini beklerdi. Yalnızca uzaktan görmek ona yetiyordu. Daha fazla yaklaşmaya cesareti yoktu. Duru Çelik, 19 yaşında ve hukuk öğrencisidir. Ayrıca bölümünün 1.si. Arkadaşları tarafından 'İnek' diye adlandırılan genç kızın tek derdi, okulunu bitirmek ve ailesinin geleceğini kurtarmaktı. Aşka zamanı yoktu. Üstelik gerçek aşka rastlayacak kadar şanslı olduğuna da inanmıyordu. İkisinin kaderini birleştiren şey ise bir kazadan ibaret ve bir de intikam isteği. Gurur sevdiği kıza yaklaşma cesaretini gösterdiğinde, saklanılan gerçeğin ortaya çıkmasına engel olamayacağını biliyordu. Sonunda mahvolacağını da. Ama umurunda değildi. ** Bu hikaye 2013 yılında yazılmaya başlanmış olup, facebook sayfasında yalnızca iki bölüm yayınlanmıştır. @Tüm hakları saklıdır.
SIR (1) by BC-Valerie
BC-Valerie
  • WpView
    Reads 710,143
  • WpVote
    Votes 46,493
  • WpPart
    Parts 33
Oda çoktan dumanla kaplanmış görüşümü engelliyordu. Ciğerlerime hava çekmek için öksürüp hırlarken bir yandan da odadaki rafların arasında koşar adımlarla ilerleyip Brad'i arıyordum. Sonunda onu duvar boyunca uzanan dolabın dibine tünemiş bir şekilde buldum. Yanına eğilerek onu sarsmaya başladım ama kıpırdamıyordu bile. Canlı olduğunun tek belirtisi nefes alırken inip kalkan omuzlarıydı. "Brad!" Burada biraz daha kalırsam yanına da ben yığılacaktım. Kafamdaki bütün soruları bir kenara ittim, elimi çabuk tutmalıydım. Onu doğrultarak yüzüne vurmaya başladım. Uyanmalıydı. Tanımıyor olsam da onu burada bırakmazdım. Tüm vücudum yanıyor, durmaksızın öksürüyordum. Bilincimi kaybetmeden önce gördüğüm son şey Brad'in bağırarak burada ne aradığımı sormasıydı.