Öyle bir söz yazılır ki bütün bir hayat anlatılır, öyle bir hayat yaşanılır ki bütün sözler anlamsız kalır. Hayat bir şekilde akıp gidiyor zaten onemli olan her anı doya doya değil, dolu dolu ve anlamlı yaşayabilmek. Görme engelli Zeynep ile Musab'ın yolu bir Yeşilçam klasiği ile kesişti. Ama kaderleriydi onları ayırmayan. Tesadüf diye bir şey olmadığına göre tevafuktu tüm karşılaşmalar..

-hatırla -neyi? -on yaşıdasın -on yasında mıyım? ne diyo bu ya zaten burada ölüp gidicez. -yakışıklı aynı zamanda tatlı bir çocuk sana aşkını itiraf etti. -..... -ama sen onu reddettin. -..... -sonra o yakışıklı çocuk seni arabanın altında ezilmekten kurtardı.yani hayatını kurtardı. -..... -sende ona evlenme sözü verdin. duyduklarımdan sonra ayğa kalkıp, -se sen nasıl biliyorsun bunları? -sence nasıl biliyorum? -..... -o yakışıklı aynı zamanda tatlı olan çocuk ben olabilir miyim? 21 ağustos 2015 te başlandı.iyi okumalar...

"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."

Kendimi çözmek bir bilmece gibiydi ve bu bilmece ancak yazarak çözülebilirdi. Ben bir yandan kendimi ararken bir yandan da sıradan olmaktan uzak hayatımda koşuşturuyordum. Koşuştururkende hızla başörtümü tutuyordum. Bozulmasın diye... Ben kapalı bir genç kızdım. Günler hızla geçerken ben, bol tuniğimin cebindeki kalemimi çıkartıp tüm yaşadıklarımı gizli defterimle paylaşarak mutlu oluyordum. Ben bir bilmeceydim ve kendimi çözmeme az kalmıştı...

Bu hikaye sizi yormayacak okumanizi tavsiye ederim... yorumlarinizi da bekliyorum ...Takipte kalin...