Klişeleşmiş eleştiri kitaplarına karşı koyalım. Hep beraber hayalimizdeki yazara ulaşalım. Artık 'ben' değil 'biz' olalım.

Bu bir aşk romanı değil, bu gerçek olaydan alınma bir roman. Bir genç kızın nasıl bir aileye girdiğini görüceksiniz bu kitapta. Aile içinde gördüğü şiddetten kaçarak kurtulabilicek mi Aslı? Yoksa daha büyük bir bataklığa mı sokacak kendisini?

TÜRK

Dünyayı saran bir savaş, sevdiklerini çok sevdiği vatanına gömen adamlar, barut kokuları üzerine sinmiş aşklar ,kaybedilen duygular,kurumuş göz yaşları,masumiyet ve noktaları virgülle hayata bağlamaya çalışan bebek. Siz vatanınız için ailenizi toprağa gömdüğünüz oldu mu? Siz evden kaçtığınızda yabancı bir çetenin eline düştünüz mü? Siz hayati tehlikesi olduğu için yardım ettiğiniz düşman askerinden dolayı taşlanarak öldünüz mü? Siz en sevdiklerinizi kaybettikten sonra tekrar seve bildiniz mi? Siz sevdiğinizle canlı bomba olup bir birinize sarıldığınız da gürültüyle havaya uçtunuz mu? Siz hiç nefretinizden aşık oldunuz mu? Siz hiç savaş gördünüz mü? Amerikanın İsrail'e açtığı savaş, savaşın yok ettiği insanlar ve var ettiği kahramanlar. Dipnot: Kitabın ilk yarısı ve ikinci yarısı farklı konulardır. Bu farklı konulardaki karakterler kitabın sonunda yolları kesişir. Kitabın finali ilk yarının ve ikinci yarının ortak sonudur.

'Sen nerde oldugunu biliyormusun ya? Üniversite burası belkide hayatının en güzel, en unutulmaz zamanlarını geçireceğin yer.' Dedilerde inanmadım. En güzel mi bilmiyorum ama en unutulmaz olduğu kesin. Tercihler yaptığımız bu hayatta Benim tercihlerim beni ya göklere çıkaracak yada diplere düşürecekti... Copyright© @_Merez_

Bir gencin hayattaki acıları sevinçleri kötü ve iyiye dair her şey

Hayatımızda her zaman biz farketmesekte gecmisimizin bize aktardığı anılarla yaşarız.Bu bazen tarihte yer etmiş olaylarda olur.Bazensede bizim gecmisten ögüt aldıgımız anılarımızda olabilir.Tarihimiz ve gecmisimiz bizim gelecegimize ışık tutar

"Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki... Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize... Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuna gömerdim. Onun o tatlı kokusunu doya doya içime çekip gözlerimi yumardım. İnanıyorum ki birlikte olsak her şey daha güzel olacaktı. Belki daha kolay..." Ailesi, kızkardeşinin tedavisi için Amerika'ya gittikten sonra Balkanlı Ailesi'nin evinde yaşamaya başlayan İde'nin hayatı, bir gün rüyasında evin oğlu Aslan'ı görmesiyle tamamen değişir. Herkese ve her şeye karşı soğuk ve ilgisiz görünen Aslan Balkanlı'ya yavaş yavaş âşık olmaya başlayan İde, tutulmaya başladığı adamın buzlarını eritebilecek mi? Yaralı bir aşkın hayaletiyle boğuşan Aslan ise onu seven bir kadının varlığını kabul edebilecek mi?