Bir zamanlar denizde yaşayan insanların varolduğu yönündeki efsanesi ile tanınan İstanbul'un kıyısındaki kasaba , gizemli bir adamın ortaya çıkıp Eylül'ün hayatına girmesi ve kasabaya zarar vermesiyle durum altüst olmaya başlar. Eylül, geçmişinin izlerinden doğrulup bu adama merak salmaya başlar ve içinde beliren duygulardan habersizdir. Asıl efsanenin vuslatı gerçekleşecektir.

"Sen eninde sonunda benim olucaksın. Yani teklife gerek yok. Yağmur yağarda etrafa toprak kokusu yayar da huzur dolar ya içimiz. Benim içim de dışımda huzurumda sensin. Ben istiyorum ki istediğim zaman seni sevebiliyim, öpüp koklayabiliyim - elini kalbimin üstüne koydu- istiyorum ki bu kalp hep benim için böyle hızlansın. Burçak ben seni istiyorum. Bu içimdeki his aşk mıdır herneyse sensiz yarım kalmış gibi. O başladığından beri ben kendimi yarım gibi hissediyorum. - kendi kalbini gösterdi- burası sensiz eksik gibi. Sen olmadan da hep öyle olucak. " Gözlerim dolarken kendime alı koyamıyordum. Bir anda ellerimi boynuna doladım. Başını boynuma gömmüştü. Derin derin iç çekiyordu. Bundan hoşlansamda şuan kalbim konuşmalıydı. HİKAYEMİZ BÖYLE BAŞLADI.ŞİMDİ TEK DÜŞÜNDÜĞÜM ŞEY YAŞADIĞIM RÜYADAN BİR DUMAN SAYESİNDE UYANMAM. İŞTE KARALIYORUM ŞURAYA BİR YUDUM DUMAN. OKUMAYA NİYETLİYSEN DAİMA MUTLU OL..