-ÖĞRETMENİM-
"Özür dilerim." "Dileme.Ben özür diliyor muyum? Sana köpek gibi aşık olduğum için senden özür diliyor muyum?" *** O benim öğretmenimdi, bana nasıl güzel sevilir o öğretti.
"Özür dilerim." "Dileme.Ben özür diliyor muyum? Sana köpek gibi aşık olduğum için senden özür diliyor muyum?" *** O benim öğretmenimdi, bana nasıl güzel sevilir o öğretti.
Bir dosta karşı yapılan fedakarlık, güneşli bir günün ortasına düşen bulutlara katlanmaktı. Aydınlığın enerjisini yok edip tüm pejmürdeliğin ve yıkımın bir arada olduğu duyguları bu koyuluğa gark eden bir renkti Gri. Eris Arıkan, siyahın ve beyazın netliğini içinde taşırken bu karışımdan oluşan Grinin karmaşasını da...
Annem ve babam, bana karşı hiçbir zaman, o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar.O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi, rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim.En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı.Beyaz bir gelinlik... Beyaz, mutluluğun, aşkın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisi...
Onun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıldığında bulutların üzerinde uçan onun Küçüğüydüm ben. Ben Su Yıldırım...
Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurumundan bile geçmezdi. Allah'ın sevdiği kuluymuşum ki hem çok sevmiştim...