Unutamam Kitabının 2. kitabıdır.
Myungsoo Krystal ile evlenmiştir. Jiyeon ve park hyung Shik arasında birşeyler olmaya başlar.
baekhyun İtalya'dan henüz dönmemişdir. Geldiğinde onu bir sürpriz beklemektedir.
"Defalarca kez intihar etmeye kalkıştık. Jiyeon kalkıştık diyorum çünkü ben tek değilim. Onlar kafamın içindeler ve ben susturamıyorum. Çevredeki herkese zarar veriyorum. Son zamanlarda kendimi ağlayarak uyanırken buluyorum. Bazen ani nöbetler geçiriyorum ve hiçbirşey olmamış gibi devam ediyorum ama olmuyor. Jiyeon çok acı çekiyorum..."
Çok acı çekiyorum derken gözleri dolmuştu. Myungsoo ağlayacak gibiydi.
"Gittiğim için bana kızabilirsin ama ben gitmek istiyorum. Jiyeon bu dünyada hiçbir şekilde beraber olamadık ama diğer dünyada seni bulmak için herşeyi yapacağım. Söz veriyorum."
Myungsoo ellerini sallayarak yerinden kalktı.
Jiyeon gözlerini kapatarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarken myungsoo geri döndü ve son kez konuştu.
"Bu arada, ben seni yıllar geçse unutamam jiyeon!"
Kitap tasarım:@nurbaharkoc
Herkes "sevib-sevilmek" ister.Sevdiği kişiyle mutlu olmayı,iyi bir gelecek geçirmeyi hatta onun için ölmeyi bile isterler.Ama aşkımız tek taraflı oldukda...Kalbimiz acır,neden böyle olduğunu düşünürüz.Ama bazen mutlu son olmaz....Bazen kavuşulmaz.
Çünki her hikaye başkadır.Sonu,başlanğıcı.Bu benim hikayem..belki de sonum..bitişim.
Keder dastan oldu her kelimeme,sevinç ok gibi saplandı yüreğime ve hoş geldiniz hikayeme.
Aşık olduğunu düşünen bir adam. Bir kez olsun sevmek ve sevilmek istiyor. Peki ya eski sevdiği kız tekrar onu severse. Hemde en mutlu olduğu anda. Kimi seçicek onu en çok seveni mi? yoksa onu sonradan seven kişiyi mi?
Adam güçlü esen bir Poyrazdı.Kız ise kendi sularında boğulan mavi bir Denizdi.Adam çok acımasız ve kendini düşünürdü.Kız ise hiç bir şeyden habersiz saf bir duru su misaliydi.
Genç adam mavi gözlü kıza yaklaşırken ona bakar bakmaz nefesinin kesildiğini hissetti.Genç kızın Bütün vücudu olgun kıpkırmızı bir çilek gibi kokuyordu.Adam bu kokuya resmen 'mest' olmuştu.Hiç bir zaman onu bir kardeş gibi görmemişti.
Adam birden kendinden bağımsız bir şekilde ellerini kızın yanaklarına koydu.O anda bütün vücuduna elektirik akımı sarmıştı.Adam her defasında bu karşısındaki kıza sözde baş belası diyordu.Ama normalde o onun tatlı baş belası oluyordu,
Derin bir nefes alarak gözlerini kapadı ve kelimeler dökülüverdi dudaklarından..
"Tüm siyahlılığımla gökkuşağın olmaya geldim''
*********
10/2/217 genç kız edebiyatında birinci sırada!
O insanın tenini ürpertecek kadar güzel. Tenine işleyen karanlığa rağmen.
O ölümcül derecede soğukkanlı. Çimen yeşili gözlerinin derinliklerinde, karanlık bir kuyuya attığı acı dolu bir geçmişi var.
Onun bir kalbi yok.
O bir kimsesiz.
O bir yabancı.
O bir katil.
O... Ediz Çağıran.
Ve pençesine aldığı kurbanına aşık olmak üzere.
Siz hiç nefret ede ede sevdiniz mi?
Masal hayatının değişmesini, hayatında iğrenç bir rol alan insanları kabullenmesiyle boyun boyunadır. Yaşadığı zorluklara karşı gelerek kendini ne kadar güçlü göstermeye çalışsada asla affedemeyeceği bir adamı kabullenmek zorundadır. Kendi gibi birinin hayatına karışır ve o hayatta aşık olur . Aras'a aşık olduğu için halinden memnunken başının belada olduğu hiç umrunda olmaz. Mücadele eder , sıkılmadan peşinden gider. Siyah gibi sever.