Nasıl sinmişsen kalbime,kalbimin ta içine İliklerime kadar acı çekiyorum Ne unutabiliyorum Ne de çıkarabiliyorum kalbimden

Geçmişinden kaçmak isteyen Duygu, her şeyi arkasında bırakarak kitabını yazmak üzere Büyükada'ya taşınmaya karar verir. Ama bu adada herkes, tepedeki gizemli malikanede oturan ve bugüne kadar kimsenin görmediği Karahanlı'dan söz etmektedir. Kısa süre içinde macera duyguları kabaran Duygu, Karahanlı'nın kim olduğunun peşine düşerken, kendini Karahanlı'nın sağ kolu diye tanıtan buz mavisi bakışlı adam; Ateş'le sürekli karşılaşmasının ardında bir sır perdesi aramalı mıdır?

Bacaklarım kasilana kadar koştum. Yol ayağımin altında akiyor du. Nefes nefese kalışım. .. sokak bomboştu sadece nefes seslerim ve hızlı adımlarım vardı. Sokak sonuna kadar koşmuştum. Seslerim yüzüme vuruyordu. Artık kendimi hissetmiyordum. Biran önce buradan kaçıp kurtulmam lazımdı. Arkamda bıraktığım enkaz i düşünmeden umursamadan kaçtım. Ya sonum olacaktı ya da son olacaktı. Kafam kalbim darmadaginikti. Kırılmış olmak kimin umrunda. Ben bunca zamandır bir yalanin içindeydim. Şimdi ise birini öldürdüm. Ve artık katilim. Bir günah işledim . Şimdi o günahla yüzyüzeyim. Kimseyi affetmicem. Çünkü hayatımda ki herkes beni bu günah ortak etti. Ben Deniz Sayer ve bu benim Hikayem. Ben günah im ve bu siyah günaha batmış griyim.

"Çocuğumun annesi olacaksın gayet açık değil mi ? " Ne diyordu bu adam ? Ne sanıyordu kendini? Nasil bu kadar emin konusabiliyordu ki? Ve en önemlisi beni kendisine mi ait görmüş tü? SEVKafası karışık ve şaşkın bir şekilde, karşısında duran odunsu kokusuyla bile insanı baştan çıkaran yapısıyla duran genç adama sinirle bakıyordu. Önce duyduklarını tamamen şaka olarak kabul etmişti ama aslında hiçte şaka yapar halde değildi karşısındaki. Kendisine emri vaki li bir tavırla konuşan adamın dudaklarından gözlerini bir türlü alamıyordu. Kendini adamın büyüsünden çıkarıp ters bakışların birde hırçın sesini ekledi: "Seninle bırak bir çocuk aynı evde bile yaşamam. Seni istemiyorum. Senden nefret ediyorum. " " Asıl sen emin olma ufaklık. Unuttun galiba anlaşmayı sen bana aitsin hatırlatırım. Ha nefret ediyor olabilirsin. Ama aynı zaman da bana aşıksın. " Aşk sensin sesin nefesin kokun tenin gibi.ve senden asla vazgeçmem.

Aşk bu kadar acı olmak zorunda mıydı? İmkansızlık kendini belli mi edecekti? Birbirini seven iki genç ve önlerinde koca engeller. Her zorluğa ve imkansızlığa göğüs gelebilecekler miydi? Yoksa onların da mı sonu acı olacaktı ? Sırlar içinde doğruları bulabilecekler miydi ? Yoksa o sırlar içinde kaybolacaklar miydi? Hiçbir aşk bu kadar acı olmamıştı. Bir yandan sevdiği kadın için herşeyi yapan bir adam. Diğer yandan sevdiği adamın ve sıraların arasında kalmış genç bir kız. Acaba birbirlerini bulabilecekler miydi? Sadece bir karar belkide herşeyi değiştirecek.