gunser_efsun
- Reads 1,847
- Votes 233
- Parts 44
Kız, zincirliydi.
İki mezarın arasındaki soğuk toprağa zincirlenmişti.
Hayatının en büyük acısını küçük yaşında almış, bu onu büyütmüştü.
Acısını saklamış ve yüzüne vurmuştu her gece.
Haylazdı, gülerdi ve doya doya kahkaha atardı.
O acısını böyle dışarı vuranlardandı.
Atıldığı kollarda bulduğu hissin dilde bir karşılığı olmadığını biliyordu.
Ailesini yaptığı arkadaşları dışında kimseye açmazdı kendini. Fakat o adama adamıştı kendini.
Onlar ilk defa karşılaşamayacak kadar tanıdıklardı birbirlerine.
O adam, fırtınaydı.
Sadece kendine savuran bir fırtınaydı.
Minik kelebeğini sadece göğsüne yapıştırabilirdi rüzgarıyla. Gerçek anlamda uzaklara savurmaya cesareti olmamıştı hiçbir zaman.
Ve o sığındığı göğsü eviydi Kelebeğin.
Yeni tanışmışlardı ama yabancı değillerdi birbirlerine. Yolları bir yerde kesişmiş, çoktan yazılmıştı kaderleri.
Bu,
Fırtınanın sarhoş edici akımında savrulan minik kelebeğin hikayesiydi.