Tüm zorluklara rağmen hayatın güzel olduğunu bize fısıldayan ve gösteren Gülistan yaşadığı tüm zorlukları nasıl ve neden yaptığını bizlere aktaracaktır. Bu zorluklar kimi zaman onu intiharı düşündürecek boyuta kadar ilerletecek ama yaşadığı hayat buna engel olacaktır.

Hayatın bize sunduğu en büyük nimetlerden biride cinsiyetimizdir. Yaptığımız doğruları veya yanlışları bu doğrultuda yaparız. Hayat bizi hep varlığımızla sınar. Cinsiyetimiz bizim doğumdan ölüme kadar yaşayacağımız felsefememizi, duygularımızı, hayallerimizi, giyimimizi ve birçok kişisel ve ruhsal olan yaşayacağımız olayları etkiler. İnsanoğlu kendini iki şekilde tarif eder. Kadın ve Erkek. Dünyaya gelmeden önce cinsiyet seçimimizi kendimiz yapsaydık acaba hangi doğrultuda gelişirdi hayatımız gibi sorular hep söylemiştir. Çağımızdan öncesine bakılırsa kadın hep bir adım gerisinden gelmiştir. Şimdi bu durum geçmişe göre biraz değişmiştir. Kadının toplumdaki yeri önceki tarihlere göre farklı bir boyut almıştır. Ama şu anda belli kesimlerde yine geçmişteki gibi aynı muamelenin görüldüğü aşikar. Kadının toplumdaki yerini kadınların ve erkeklerin oluşturduğu geçmişten günümüze kadar süren bir serüvendir. Erkekler ise hep ön planda olmanın verdiği his erkeği başka yerlere çekmiştir.

Siz hiç ölü zaman nedir biliyor musunuz? Ben biliyorum işte. Zamanın bana bir şeyleri hissettirdiği, bazı şeyleri fısıldadığını zamandan bahsediyorum. Ölü zaman ansızın çalar kapıyı. Zaman akar ben ise dururum. Hayatın gözlerimden akıp gittiğini hissederim. Sizin yaşayıp yaşamadığınızı bilmem ama ben yaşadığım zaman şunu bilirim. Hayatta zaman akıp gidecek ve yerinde durmanın bir anlam ifade etmediğini söyler. İleriye doğru bir adım atmazsam eğer hep geride kalıp yaşayamamayı öğretecek. Eğer olurda ölü zamana denk gelirseniz derin bir nefes alın. Ve hayatta nasıl yaşadığınızı hissedin. Ve unutmayın zaman ölü ama hayat nefes aldığınız sürece devam ediyor. Yusuf NARİN