On sekizinci yaş gününde tanımadığı numaradan gelen mesaja cevap veren bir garip genç kızın hikayesi. Mesajı atanın kim olduğunu ve neler yaşanacağını öğrenmek ister misin? Öyleyse okumaya başla! *Mizah #1 (14.04.2018) *Kısa Hikaye #1 (28.08.2018) *Romantizm #1 (17.06.2020)

Hayaller vardı yapılmayı beklenen. Bide önceden belirlenmiş kaderler vardı zamanı geldiğinde yerinden çıkacak olan. Eylülünde hayali vardı. Üniversiteyi birincilike bitirip ünlü bir dış mimar olmak...Bu onun için o kadar da zor değildi. Başarmasına çok az kalmıştı. Ta ki babasından gelen habere kadar. Doğulu bir aileye göre beşik kertmesi gayet normal geliyordu. Hele ki bu ailelerin babaları birbirlerine kardeş kadar yakınken. Dış mimarlık okuyan Barkın Barlas. Annesi Trabzonlu babası Mardinli olan Barkın damarlarkındaki kanı annesinden alıp tam bir Trabzon çocuğu olmuştur. Yeri geldiğinde kükreyen yeri geldiğinde susan yeri geldiğinde de eğlenen tiplerdendir o. İşine de meraklıdır. Tam mesleğini eline almaya 1 senesi kalmışken babasından gelen haber onu tamamen batırmış kanındaki laz damarlarını oynatmıştır. Kimdi onunla küçükken kertilen kız? Peki ya Barkın'ın aşık olduğu kıza ne olacaktır? Sonunu bilinmeden başlayan bir hikayede sizce sonuçlar ne olacak?

İntikam ateşine bürünmüş bir kız Defne. Herşeyden habersiz bir erkek Rüzgar. Defne geçmişte yaşadığı kötülüklerin bedelini ödetmek için elindeki herşeyi feda ediyor. Ailesini bile. Bir idda ile başlayan olaylar ne zaman bu hale gelebilirdi ki. Rüzgarın yaşattıklarını ona yaşatmak için yemin etmiş bir kız. Sizce ne kadar tehlikeli olabilir... Bu hikaye Defne ve Rüzgarın intikama bürünmüş hayatlarını anlatıyor. Peki bu olaylar ne kadar sürede aşka dönüşebilir. Kim bilir... Sizce bu işin sonu AŞK mı ? İNTİKAM mı ?

Bu hikaye gerçek kişiler, olaylar ve mekanlar içermektedir. Mesleki gizlilikten ötürü isimlerde ufak kelime oyunları yapılmıştır. Lütfen okurken sadece kurgu gözüyle değil, yaşanmış olay örgüsüne bakın. Hikayenin çıkış noktası ilk bölümdedir. Keyifli okumalar... * Burası ne han ne de saray... Burası öfkeyle kederin, neşeyle hasretin yaşandığı zalim Hakkâri Dağları. Yaşamak için öldürmeye mahkûm olan yer. Bana anlat diyorlar, neresini anlatayım? Çeltik Dibini mi, Kerem Deresini mi, Şem dillisini mi? Yoksa mermi ile selamlaşıp silahla kucaklaştığım yerleri mi anlatayım? Dedim ya, burası zalim Hakkâri Dağları. Burada hata bir kez yapılır. Kanla yazılır, canla ödenir. Ben Kurmay Yüzbaşı Olcay Karahanlı. Türk Milletine göre kahraman, aileme göre şehit olacağım bir bölgede vatani görevimi yapmaktayım. Hakkari... Kanla sulanmış yeryüzünü gizlemek için sisle kaplanmış gökyüzüne sahip olan şehir. Doğup, büyüdüğüm Trakya'nın aksine, dört tarafım dağlarla çevrilmiş bir yerde nefes alıyorum. Ölümle yaşam arasındaki pamuk ipliğinin üzerinde ustaca ilerliyorum. Kopup kopmayacağı Allah'tan, ne zaman kopacağıysa düşmanın namlusunun ucundan... Şehadet serisinin ilk kitabıdır.