Klasikler 💫
5 stories
İkna by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 7,731
  • WpVote
    Votes 778
  • WpPart
    Parts 24
Jane Austen'ın son romanı olan İkna, dokunaklı bir aşk hikâyesi üzerine kurulu. Romanın kahramanı güzel, hassas ve iyi yürekli Anne Elliot, kibirli, para ve mevki düşkünü Sir Walter'ın ortanca kızıdır; 19 yaşındayken nişanlandığı ve sevdiği genç donanma yüzbaşısı Wentworth'ten ayrılması için ailesi genç kızı ikna eder. Nedeni, yüzbaşının parasız olması ve soylu bir aileden gelmemesidir. Sekiz yıl sonra genç adam geri döndüğünde, katıldığı savaşlarda kazandığı paralarla servet sahibi olmuş, donanmada da terfi etmiştir. İki genç birbirlerini unutamamış olsalar da Yüzbaşı, Anne'i bağışlamamıştır. Jane Austen yaşadığı toplumu ironik ve sert bir dille eleştirirken, 19. yüzyıl başı İngiltere'sine ve İngiliz orta sınıfının aile, evlilik, servet, mevki konularındaki görüşlerine de geniş bir pencere açıyor. Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi Çevirmen: Serim As Özdemir Özgün Adı: Persuasion Orijinal Dili: İngilizce Basım: Eylül 2014
Emma by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 46,932
  • WpVote
    Votes 3,325
  • WpPart
    Parts 55
Jane Austen, 1815'te, 39 yaşındayken tamamladığı Emma'nın en sevdiği romanı olduğu söyler. Aşk ve Gurur ve Mansfield Parkı gibi romanların yazarının gözbebeğidir Emma. Bir taşra kasabasındaki üç genç kızın "gerçek aşk"ı arayışını anlatan roman, bir yandan insan yaradılışının zayıf yönlerini, bir yandan da 19. yüzyıl İngiliz toplumunun katı ve ikiyüzlü geleneklerini inceden inceye alaya alır. Büyük İngiliz şairi Lord Tennyson, Jane Austen'ı, "Shakespeare'den sonra en büyük İngiliz yazarı" diye nitelemişti. Jane Austen külliyatı, Sir Winston Churchill'in başucundan eksik olmazdı. Yapıtları çoktan Dünya Klasikleri arasındaki yerini almış olan Austen günümüzde "İngiliz edebiyatının Mozart'ı" olarak tanınıyor.
Aşk ve Gurur by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 248,060
  • WpVote
    Votes 12,406
  • WpPart
    Parts 61
Gurur ve Önyargı, taşralı bir beyefendinin kızı olan Elizabeth Bennett ile varlıklı ve soylu toprak sahibi Fitzwilliam Darcy arasındaki çatışmayı anlatır. Gerçi Jane Austen bu iki karakteri birbirlerinin tuzağına düşmüş kişiler gibi sunar, ama "ilk izlenim"i tersine çevirmekte gecikmez: Soyluluk ve servetten kaynaklanan "gurur" ile Elizabeth'in ailesinin soylu olmayışı karşısında beslediği "önyargı", Darcy'yi mesafeli davranmak zorunda bırakır. Elizabeth'in davranışında da hem özsaygının uyandırdığı "gurur", hem de Darcy'nin züppeliği karşısındaki "önyargı" etkili olur. Zeki ve coşkulu Elizabeth yalnızca Austen'ın en çok sevdiği kadın kahramanı değil, aynı zaman bütün İngiliz edebiyatının en çok ilgi uyandıran kadın roman kişiliklerinden biridir.
Jane Eyre by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 76,384
  • WpVote
    Votes 5,884
  • WpPart
    Parts 55
On yaşında öksüz kalan Jane Eyre, kendisini hiçbir zaman sevmeyen, ancak kocasının vasiyeti üzerine bakımını üstlenen yengesiyle zor bir yaşam sürmektedir. Gönderildiği katı kuralları olan yatılı okulda (aslında Charlotte Brontë'nin bir yılını geçirdiği Lancashire'daki okuldur) kötü günler geçirir. Ancak Jane Eyre, Charlotte Brontë kadar şanslı değildir; okulda on yıl kalır ve öğretmen olarak mezun olur. Edward Rochester'ın malikânesinde mürebbiye olarak iş bulur. Evin gizemli efendisi Rochester'e âşık olur; ancak onu hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar beklemektedir. XIX. yüzyıl İngilteresi'nde, her türlü tutuculuğun kol gezdiği Victoria döneminde geçen Jane Eyre, birçoklarınca kadın hak ve özgürlüklerine sahip çıkan ilk romanlardan biri olarak kabul edilir. Yazarı Charlotte Brontë'nin yaşamından izler de taşıyan roman, hayatın sillesini yiyen yapayalnız bir genç kızın güçlü bir kadına dönüşmesinin öyküsüdür. Jane Eyre, yalnızca kadının erkek egemen toplumdaki konumuna gözüpek yaklaşımıyla değil, güçlü ve tutkulu anlatımıyla da edebiyata yenilikler getirmiş bir öncü kitaptır.
Uğultulu Tepeler by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 58,052
  • WpVote
    Votes 3,240
  • WpPart
    Parts 34
İngiltere'de XIX. yüzyılın ikinci yarısı, "Victoria Dönemi" olarak adlandırılan bu dönem, orta sınıfın yükselişini, gösterişli yaşamların moda oluşunu simgeler. Brontë kardeşler, kadının edebiyatla uğraşmasının hoş görülmediği bu yıllarda, önce bir erkek kimliğiyle şiirler, sonra kendi adlarıyla klasikler arasında yer alacak üç önemli romana imza atmıştır. Emily Brontë 1848'de öldüğünde dünya edebiyatının en güzel romanlarından birini, Uğultulu Tepeler'i bırakmıştır ardında. Bu Victoria dönemi romanı, kimine göre dünyanın gelmiş geçmiş en büyük aşk romanı, kimine göre her okunuşunda değişik tatlar veren çağlar ötesi bir eser, ya da insanın içine işleyen bir anlatımla dile getirilmiş uzun bir şiirdir. Ölümünden bir yıl önce bitirdiği Uğultulu Tepeler'deki kişilerin yalnızca hayal ürünü kişiler olmadığı, Brontë'nin çevresindeki gerçek kişilerden derin izler taşıdığı da bir gerçektir. Sevgi, kin, nefret, öç alma tutkusu gibi güçlü duygularla örülü bu gençlik öyküsü, patladı patlayacak bir cinsellikle doludur. Daha otuz yaşındayken veremden ölen, son derece duyarlı, hiç evlenmemiş bu genç kadın yazar, tüm canlılığıyla bu romanda vardır. Okuyanın yaşına, deneyimlerine ve duyarlılığına göre değişkenlik gösteren, farklı zamanlarda okunduğunda değişik tatlar veren, tekrar tekrar okuma isteği uyandıran bir başyapıt.