Kendimi bulduklarım...
20 cerita
Halısaha Dansı oleh bilgeliyazar
Halısaha Dansı
bilgeliyazar
  • Membaca 126,022
  • Suara 8,516
  • Bagian 15
Tüm kitaplarda kız ve erkek ya üniversite koridorunda hızlı giderken çarpışarak, ya erkeğin arkadaş grubu ile iddalaşması sonucu, ya rast gele numara sallayıp mesajlaşarak, ya yeni bir yere taşınarak, ya öyle, ya böyle, ya şöyle tanışıyor. Bizim tanışmamız böyle sıradan olsun olur mu? Sen sahilde böyle otururken ben senin yanına geldim. Aşk hikeyemiz böyle başladı. Ne ben kötü çocuğum ne sen saf kızsın. Ne ben egoluyum, ne de sen çılgınsın. Geldim. Girdim hayatına. Başladı sıradan aşkımız. Ne sen bana diklendin ne de ben seni zorladım. Böyle sıradan başladı..." Anlattıklarına güldüm. "Yani sen şimdi egolu olmadın mı böyle?" diye sordum. Oturduğu bankta geri yaslandı. "Hiçte bile. Tamamen sıradan bir erkek vatandaşım. Ne zenginim ne kötü çocuk ne egolu ne de yalancı. Baya baya sıradan biriyim." "Peki anlaştık. Ama bir şartla." dedim. İlgiyle bana döndü. "Nedir şartın?" "Beni sen inandır."
KÖSE oleh demhak
KÖSE
demhak
  • Membaca 2,036,542
  • Suara 106,532
  • Bagian 35
Bir insan, bir lakaptan en fazla ne kadar nefret edebilirdi ? Konu Harun ise, bu sorunun bir cevabı yoktu. Mahallesinin ağır abisi Harun'un bu hayatta delirdiği en büyük şey, üzerine sinen o lakaptı. 'Köse' Ve sonra, bir şey daha eklendi bu listeye. Her fırsatta bu kusurunu yüzüne vurma cesaretini gösterebilen, mahallenin mektep gören üç beş kişisinden biri. Nagehan'ın ayarsız dili. & Bir Köse'yle bir Mektepli'nin hikayesi... & Kapak tasarımı: @EmilyJules34 Başlama tarihi, 11.09.2017 Yayımlanma tarihi, 01.01.2018
AFİHİFA oleh bilgeliyazar
AFİHİFA
bilgeliyazar
  • Membaca 811,624
  • Suara 67,919
  • Bagian 61
ASKIDA / Hani her insan kendi hayatının baş rolüdür diye bir söz var ya. Her insan kendi yalanlarının baş rolüdür. Hayat doğru yazılır. Yanlış yaşanır... \/\/\/\/\/\/ "İsmini neden sevmediğini anladım Hifa." dedi önümde diz çökerek. "Neden?" diye sordum. Bu kadar yakınımda olması tuhaftı. Hep mesafe olurdu bizim aramızda. "Doğduğunda ismini kulağına fısıldamamışlar sana. Benimsememişsin. Kabul etmemişsin bu güzel ismi. Ezan okumamışlar sana fısıltıyla. " Saçlarımı geri attı ve kulağımı ortaya çıkarttı. Hayır.. hayır. Bu kadar yakın olmamalıydı. Bana göre sorun değildi ama o, sorun olurdu onun için. Dudaklarını kulaklarıma yaklaştırdı. Yumruklarımı sıktım. "Allahu Ekber, Allahu Ekber." diye fısıldadı. Gözlerimi yumdum ve yutkundum. "Selim?" diye fısıldadım. Dinlemedi devam etti. En sonunda, "Hifa." diye fısıldadı. "Hifa." "Hifa." "Senin ismin Hifa, güzel kız."
LACİVERT * texting oleh noldungoya
LACİVERT * texting
noldungoya
  • Membaca 2,183,871
  • Suara 124,875
  • Bagian 83
Ceyla: Ben istemiyorum hocam yapamam. Tiyatrocu: İtiraz istemiyorum. Tiyatrocu: Bu sahnenin Juliet'i sensin. Kerem: Ben bunu mu öpücem şimdi? Nihat: Acaba hangisi ilk önce insana dönüşecek. *KÜFÜR İÇERİR*
Av - Gümüş Kanatlar Serisi I oleh sinistralefay
Av - Gümüş Kanatlar Serisi I
sinistralefay
  • Membaca 187,788
  • Suara 13,660
  • Bagian 43
Tanrı her şeyi görür ve duyar, dedi kaderin ipliklerini ören muhafız hafifçe gülümseyerek. Tanrı tüm duaları ve isyanları duymuş ve onun hamurunu yoğurmuştu. Ariel Le Fay'in doğacağı yüzryıllar öncesinden kehanet edilmişti. O, edilen tüm duaların ve isyanın karşılığı olarak doğmuştu. Dilenen tüm dileklerin beden bulmuş hali gibiydi fakat ona sorsalar sakin bir hayatı tercih ederdi. Kimse Ariel'e ne istediğini sormadı. Tanrı ona huzuru geçmesi gereken onlarca sınavın sonunda armağan edecekti.
3391 Kilometre oleh beyzaalkoc
3391 Kilometre
beyzaalkoc
  • Membaca 27,539,437
  • Suara 1,484,743
  • Bagian 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''
Siyahın Çırağı oleh beyzazaydin
Siyahın Çırağı
beyzazaydin
  • Membaca 201,753
  • Suara 12,496
  • Bagian 8
"Sevgisiz büyüyen her çocuk, 'Seni seviyorum' diyen herkese inanabilecek kadar çocuk." derler. Hayatım geniş ve henüz çözülmemiş bir olay yeri gibiydi. Yaşanmamış çocukluğumun kanıtları sarı bantlarla çevirili alanda dağınık bir şekilde duruyordu. Bir yerde beyaz küçük oyuncak ayım, boğazına babamın intihar ettiği ip sarılı bir şekilde duruyordu. Diğer yerde renkli tokalar birbirine düğümlenmiş, yerin tozuyla kirlenmişti. Annemin saçımı taradıktan sonra onlarla bağlamasını hayal ederdim ama kırık tarakta tokaların hemen yanındaydı. Hiç uyumamı beklerken okunulmamış hikaye kitapları parçalanmış bir şekilde olay yerimin zeminini süslüyordu. İnsanlar acımasızdı, insanlar dışarıdaydı. Hayatımda ruhuma karşı işlenen bütün cinayetleri izliyorlardı ve beni dışlıyorlardı. "Senin annen deli!" "Senin annen seni öldürmeye çalıştı!" Sevgisiz büyüdüğüm kesindi. Ama 'Seni seviyorum' diyen hiç kimseye inanmazdım. Zaten birinin de bunu söylediği yoktu ama söyleseydi de bu cinayetlerin arasına aşk acısını da ekleyemezdim. Belki de olay yerime dışarıdan bakmak yerine bana yardım etmeye kalkışmış Barlas'ı hayatımdan çıkarmam bu yüzdendi. Kendime ayıracak vaktim yoktu. Ben sadece benden alınan kardeşimi yetiştirme yurdundan kurtarmak için gereken parayı bulacaktım. Bunun için bir hırsızlık çetesine katılıp, Siyahın Çırağı olmam gerekse bile.
Underworld #wattys2016 oleh dmteks
Underworld #wattys2016
dmteks
  • Membaca 145,441
  • Suara 10,968
  • Bagian 25
Hani derler ya her ne olursa olsun hayat devam ediyor. Aslında devam eden hayat değil, bizleriz. Yaşananlar bizleri olgunlaştırmaz, olmamız gereken kalıba sokar. Ölüm karanlıktır, soğuk ve acı dolu. Kim olduğumu, ne için yaşadığımı, ailemi, çocukları ve Leo'yu neden kaybettiğimi bilmiyorum. Bilmiyordum... Ama artık biliyorum. Ben karanlık ölümün aksine onlara ışık getirecek, soğuk dünyalarını yakıp kavuracak ve acıların en büyüğünü tattıracak olan kişiyim. Ben bir daha sevdiklerimi geride bırakıp kaçmayacağım. Bir daha kimsenin ölümünü izlemeyeceğim. Ben soyları tükenene kadar hepsini öldürecek kişiyim. Ben; "Karanlığın içindeki ışığım..."
MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1) oleh Gizemlikimlik
MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)
Gizemlikimlik
  • Membaca 8,167,676
  • Suara 454,732
  • Bagian 58
" Mum olmak kolay değil, ışık saçmak için önce yanmak gerek."
HESİM "Hayalet Sesim" oleh bilgeliyazar
HESİM "Hayalet Sesim"
bilgeliyazar
  • Membaca 2,509,654
  • Suara 115,322
  • Bagian 23
Bir kız... Bir de ses... Hayalet bir ses... Ama gerçek. Biraz da doğa üstü... 《Korku kitabı değildir.》 Derin, sürekli derinlerden duyuyordu ismini. Korkuyordu. Varlığını bilmediği bir ses sürekli onunla iletişime geçiyordu. Biraz zaman korktu. Biraz zaman kovdu. Ama sonra alıştı o sese. Dokundu. Sarıldı. Öptü. Arkadaş oldu. Belki sonra daha da fazlası... . . . İçim yine bir tuhaf olsa da çalışma masama doğru baktım. Ne bir belirti ne bir işaret hiçbir şey yoktu. 'Belirti mi istiyorsun?' diye sordu zihnimin içinde yankılanan sesiyle... Olumlu anlamda başımı salladım. Düşüncelerimi okuması bazen sinir bozucu olabiliyordu. 'Sende çoğu zaman sinir bozucusun Derin.' Yine yapmıştı işte! Yine okumuştu düşüncelerimi... Masamın orada bir şeyler hareketlenince oraya doğru baktım. Kalem kendi kendine hareket edip kağıda bir şeyler yazıyordu. İstemeden de olsa elimin altındaki yorganımı sıktım avcumun içi ile. Korkuyordum belki de hala. Göremediğim bir ses ile konuşuyordum. Her an benimleydi ve sanırım o sadece ses değildi. Bir varlıktı. Dokunabilirdim ona. Elimle hala yorganı sıkarken kalem masadaki yerini aldı ve kağıt havalanmaya başladı. Havalanan kağıda baktım. Kağıdın üzerinde ' HESİM ' yazıyordu. Bu onun ismi miydi? Başlangıç Tarihi: 16 Ocak 2016 İlk Yayın Tarihi: 17 Mayıs 2016 》Tüm hakları bu hırçın yazarın masum ruhunda saklıdır... Bana ulaşmak isteyenler için instagram hesabım- @bilgeliyasam Hesim'in instagram hesabı: @hayaletsesim