Babasını 15 yaşında kaybetmiş, aşk kelimesini de babasıyla beraber toprağa gömmüş bir kızdır Hilal. Hayatı yıllar sonra birinin ona babası gibi seslenmesiyle tamamen değişir. Ancak bu defa arada aşılması gereken başka engeller vardır. Herkesin imrendiği bir ilişki, aile ve mesleğe sahiptir Metehan. Tüm bunları elinin tersiyle itecek kadar büyük bir sevdaya tutulur. Ancak bu büyük hayalin gerçeğe dönüşmesi için feda ettiklerinden daha fazlası gerekmektedir. Hayatının özeti Adana, küt saçlar ve kavga ettiği erkeklerden ibaret olan Yeter'in artık daha büyük bir meselesi vardır. Aşk... Herhangi bir kadına daha şans veremeyecek kadar yoğun bir ilişki trafiği olan Yavuz, kendine asla şans vermeyecek bir kadına aşık olur. Bu aşk onu bambaşka bir adama çevirir. Özgeçmişi okuduğu kitaplar, özgeleceği ise yaptığı gözlemler olan Eylül'ün etrafındakilere vermesi gereken bir "cesaret duygusu" ve kırıp dökeceği birçok eşya vardır. - YAZARIN NOTU - Okuyacağınız hikayede çok güzel kadınlar ya da yakışıklı erkekler yok. Esas oğlan büyük bir şirket sahibi ya da mafya babası değil... Esas kız da masallardaki kadar güzel, özgüvensiz ve sakar bir kız da değil. Hayır aynı taksiye bindiklerinde kavga ederek ya da yolda aceleyle giderken birbirlerine çarparak da tanışmıyorlar. En fazla sokakta gördüğünüz kızlar kadar güzel bir kızla yine en fazla otobüsdeki adamlar kadar yakışıklı bir çocuğun ve onların etrafında yeşeren aşkların hikayesi. Bu okuduğunuz Mavi Yıldız Çiçeği'in hikayesi... ~ ~ Aşk kolay kazanılmaz. Bazen nesli tükenmekte olan bir çiçeğin yanıbaşınızda yaşadığını farketmeniz gerekir. Bazen ona unuttuğu şeyleri hatırlatıp, değer verdiğinizi sınırlı zamanda göstermeniz... Hatta belki onu ölümün elinden almanız gerekir...

Beril 2 yıl önceki hayatında ne olduğunu öğrenebilecek mi? Hayatına nasıl devam edecek?

Bir, "Okan Valentini" serüvenine başlamak üzeresin! Rahat olabileceğin bir yere git, Arkana yaslan, Kafandaki her şeyi bir kenara bırak. Şimdi yolculuğa hazırsın! Haydi başlayalım...

Tanrının terkettiği bir Dünya... CarleyBatteries'in kaleminden Invisus. Claire Walker ile tanışmaya hazır mısınız?

Size doğdunuzdan bu yana kadar iki seçenek aşılanmıştı. Ya iyi olacaktın, ya kötü olacaktın. Ya mutlu olacaktın, ya da mutsuz. Kimse size kendi seçeneklerinizi sunmadı. Size hep şunu aşıladılar çocukluktan başlayıp büyüdüğümüz zamana kadar geçen sürede. İyi olursan şirinlerin evini görürdünüz, biz kötüydük görmedik. İyi olursak, masallarda uyuyan güzelin prensi gibi prense sahip olup yüzyıl uyuyup uyansakta kendimizden yaşca küçük olan o prensle evlenecektik. İyi olursak, kül kedisi gibi ayakkabımızı kur yapıp düşürerek prensimizi bulacaktık. İyi olursak kırmızı başlıklı kızdaki kurtun midesinden kurtulacaktık. Biz iyi olursak sonumuz hep koca mı olacaktı prensesler evleniyordu. Bize evliliğini o zaman aşıladılar sormadılar. Kırmızı başlıklı kızla bize imkansız olan kurdu öldürmeyi öğrettiler. Şirinlerle bize iyi olmayı öğütlediler. Peki niye kimse bize sormadı kendi kararın olsa ne yapardın? Zıtlıklar arasında seçim mi yapardın yoksa orta da mı giderdin. Sormadıkların için ben iyi olmayı seçtim. Şirinleri göreceğim diye saftım kötülük yapmadım. Uyuyan güzel olacağım diye kördüm her şeye göz yumdum. Kül kedisi oldum, ayakkabımı düşürmedim diye yalnız kaldım. Kırmızı başlıklı kız oldum, kurdun karnına düşmedim diye yenildim. Keşke yapmasaydım dediğim pişmanlıklarımı düzeltiyorum. Prenses olup, prens beklemiyorum, hayatımı elimden alacak olan Prens bozuntusuyla mahvoldum. Uslu bir çocuk olup şirinleri gören masum çocukluğumu katleten insanla doldum. Kırmızı başlıklı kızda ninesine ekmek götüren kurnaz kurda aşık oldum. Herşeyi tersinden yapıp kendi dünyamda kayboldum...

Çünkü her bakışından mısra mısra sevdam dökülüyordu.. Ah koca yürekli adam ! Sensizliğin sessizliğinde yakarışlarım bunlar. Duymasan şiir, duysan destan destan olur satırlar...

2019 itibari ile yenibaştan başlıyoruz... İnsanlar ve Djuranglar binlerce yıl boyunca birbirleri ile savaştılar. Bu savaşlarda kimi zaman Djuranglar kimi zaman ise İnsanlar galip geldi. Kimi zaman Djuranglar , kimi zaman ise İnsanlar yok oluşun eşiğine ilerledi. Hiç kimsenin birbirine üstün gelemediği bu savaşlardan sonra bir anlaşmaya varılmıştı. Djuranglar ve İnsanlar kendi kıtalarına çekileceklerdi. Büyük Deniz sınır oldu. İki ırkı birbirine bağlayan tek kara parçası Harraru olmuştu. Korkularına yenilen İnsanlar ve Djuranglar yarımadanın en dar noktasında birer duvar inşa ederek birbirlerinden ayrılmışlardı. Binlerce yıl biyunca iki ırk birbirinden ayrı kaldı. Ancak herşey değişmek üzereydi. Savaş kapıya kadar dayanmıştı. Itaru nehri kıyısinda küçük bir köyde doğup büyüyen Adta babasının ölümü ile kendini başlayacak olan savaşın kalbinde; insan duvarının savunma hattında bulacaktır. Daha bir çocuktur ancak yaşadıkları ile kendi bile fark etmeden büyüyecektir. Günümüzde yaşayan Eren ve yaşadıkları da ikinci hikayemizdir. Venedik'e seyahatinde birisi ile karşılaşacak olan Eren , İnsanlar ve Djuranglar arasındaki savaşın alternatif bir evrende yaşanmış olup olamayacağını size aktaracak. Kitabın sonunda gerçekler ortaya çıkacaktır. Çok farklı bir son ve hiç bir dilde yazılmamış bir hikaye sizleri bekliyor.

Siyah Porsche'un hızı 200'ü bulmuşken 89. otoyolun batısındaki eski köprüye yöneltmişti. Sürücü koltuğundaki kadın, köprünün sonunda kendisini bekleyen tehlikenin farkındaydı ama girmekten başka seçeneği yoktu. Yaklaşık 250-300 metre arkasında, kendisini takip eden araçları aynadan kontrol ederken bir küfür savurup gaza daha da yüklendi. Onlardan çaldığı şey yüzünden baya sinirli olduklarını anlamak için dahi olmak gerekmiyordu zaten. Arabası köprüye girdiğinde son bir kez sırtındaki çantayı kontrol etti. Tam vadinin iki tarafını birbirine bağlayan köprünün ortasındaydı ki; bir tırın yolun diğer ucunu boylu boyuna kapatmaya başladığını gördü. Artık köprüden çıkış yoktu. Kapana kısılmış gibi görünüyordu. Bunu yüzündeki yarım gülümseme ile izleyen gözü kara sürücü başka çaresinin kalmadığını anladığı anda bir an bile tereddüt etmeden direksiyonu sola kırdı, köprü korkuluklarının olduğu tarafa. Eğer araçla gideceği yol kapatılırsa o zaman uçması gerekiyordu... Lordlar: Mafya değiller ama silahsız gezmezler. Yenilmezler ama çok şey kaybettiler Her şeyi bilirler ama size bildikleriniz unutturacaklar. ●Kendilerini beğenmişler ve siz onları daha çok beğeneceksiniz Öne Çıkanlar Listesinde (10.07.17-07.2018) *Myr Yayımlanma Tarihi: 11.11.16 Kapak Tasarımı: @noldungoya

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © "Ölüm, bedenin uykusu ruhun özgürlüğüdür. " ------ İçlerinde vuku bulan duygular arasında ezilip giden hayaller ve onların bi çare, mahçup ve mahzun olan mazlum dostları... Acı, kaybetme ve olgunluk arasında, acımasız hayatın bataklık misali içine çektiği dünyanın ortasında ayakta durmaya; düşmemeye, kalkmak için hamle yapmaya çalışan küçücük bedenlere sahip koca yürekli insanlar... Onlar Türklerin "Sefiller'i..." - - - - Siz henüz çocukken, aileniz gözünüzün önünde katledilse ne yapardınız ? Yiğit 11 yaşındayken ailesinin öldürülmesine gözleriyle şahitlik eder. Bundan sonraki hayatında ise katili bulmak için intikam yemini edecektir. Katili bulma pahasına, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı tehlikeli bir dünyaya adım attığında ise genç adamı umut dolu karanlık bir yolculuk beklemektedir.

Onlar Sevdaya mahkum yüreklerin kahramanlarıydılar! "Her kalbin vurgun olduğu bir sevdası vardır.. Onların da vardı.." İlk hikayem Kaderimin Peşinde'nin kahramanlarının evlatları ve onların dostlukları yer alır.Kurgu olarak bağımsızdır.. Her kalbin aşkını,arayışlarını,tesadüflerini, eğlencelerini merak ediyorsanız,klişelerden bıktım hem gülüp hem aşkı hissedip okumak istiyorum diyorsanız işte size fırsat! Zaman kaybetmeden başlayın.. :)) Ve aşık olmaya hazır olun.. ^-^