Ailesinin ölümüyle beraber, hayatı kötüye giden bir genç kızın hikayesi. Mirasın yüzde otuzu kendisine aitken, kötü kardeşlerin zamanında oyun namına imzalattığı kağıtla kaybetmişti elindekileri. Bir külkedisi masalına benziyordu hikayesi evet ama bir sorun vardı. Kendisi ne bir külkedisi, nede bir prensesti. Valiziyle birlikte kaldırımda oturmuş, açlıktan midesi guruldarken, mağazanın vitrininde gördüğü elbiseyi denemek için can atıyordu genç kız. Hayalinde ki gelinlik gibiydi elbise. Tek farkı ise, rengiydi. Ne rengi, nede parasının olmaması denemesine engel değildi. Almayacaktı belki ama hayalini gerçekleştirmiş olacaktı. Alışverişe bayılan genç kız, dayanamayıp mağazaya girmiş ve denemişti elbiseyi. Aksilikler peşini bir türlü bırakmıyor, gittikçe dahada dibe batırıyordu o gün kendisini. Kıyafetin bir köşesini yırtan Aylin, görevlilere belli etmeden nasıl kaçabilirdi ki mağazadan? Ödeyecek parasıda yoktu. Üzerine giydiği elbise bin dolar olmakla kalmayıp, bir gelinin nişanı için özel dikilmişti. Uzun bir çabadan sonra görevlilerden kaçan Aylin, kendisini anlaşılmaz bir biçimde, partide bulmuştu. Aksiliklerin peşinde olduğu o günde, kim bilir daha neler olacaktı? Hepsi ve daha fazlası, Papucu Yarım Prenses'te.... 27/08/2016